Adıyaman Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Murtaza Baykan, acil servislerde tutmama ile ilgili 6 aydan beri devam eden eylemlerinin sonuç verdiğini kaydetti.

Sağlık Bakanlığı’nın Nöbet Genelgesi’ne rağmen acil servislerde nöbet tutmama eylemi yaptıklarını ifade eden Adıyaman Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Murtaza Baykan, bunun için haklı gerekçeleri olduğunu dile getirdi.

Baykan, Sağlık Bakanlığı’nın torba yasa ile Nisan 2014’te uygulamaya soktuğu, nöbet uygulamasının ülke genelinde aile hekimlerinin nöbete gitmeme eylemi sonucunda fiyasko ile sonuçlandığın söyledi.

Baykan, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Aile hekimliği kanunu ve dünyadaki aile hekimliği uygulamalarıyla taban tabana zıt olan bu genelgenin yürürlüğe konulmasını müteakip, yurttaki tüm aile hekimliği dernekleri ile eş zamanlı olarak Adıyaman Aile Hekimleri Derneği bünyesinde ilimizde görev yapan tüm aile hekimlerimize ulaşarak, nöbet genelgesi ve sakıncaları hakkında bilgilendirmeler yaptık. Nöbete iştirak edilmemesi kararı alarak, basın açıklaması yaptık. 1 gün iş bırakma eylemi düzenledik. Mayıs ayındaki nöbetlere iştirak oranı hemen hemen sıfıra yakın olarak gerçekleşti. Şu anda nöbetlere katılmama oranımız yüzde 70 oranında devam ediyor.

Bu genelgenin, kendi konusunun dışına çıkıp başka bir hikayesi de oluştu aslında. Ülkemiz dahil olmak üzere tüm dünyada bu gün itibariyle 6 ay süren işe gitmeme eylemini ilk defa aile hekimleri yapmış oldu. Normal şartlarda bir memur 1 gün bile işe gitmeyecek olsa hemen hakkında inceleme başlatılır ve mutlaka ceza verilir. 6 ay geçmiş olmasına rağmen, ne hakkımızda soruşturma açıldı, ne de cezai işlem uygulandı. Bu da bir bakıma haklılığımızı ispat eder nitelikte bir sonuçtur.

Sağlık Bakanlığı’nın plansız ve programsız olarak ve taşraya danışmadan uygulamaya soktuğu hakka ve hukuka aykırı nöbet uygulaması daha birinci gününden itibaren ölü doğmuştur ve başarısız olmuştur. Son torba yasa ile aile hekimlerine aile sağlığı merkezlerinde nöbet uygulaması getirilmiş olup hala uygulamaya sokulamamıştır. Alt yapısı ve imkanları bakımından hastanelerle kıyaslanamayacak kadar düşük seviyede olan aile sağlığı merkezlerinin mesai sonrası acil servis hizmeti vermesi hem hastalarımız hem de hekimlerimiz bakımından telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı aşikardır.

Ülkemizde Düzce ile başlayan ve onuncu yılını geride bıraktığımız aile hekimliği uygulaması maalesef artık ileriye doğru gelişimini kaybetmiştir. Ülkemizde aile hekimliği başladıktan sonra aşılama ve izlemler en yüksek oranlara çıkmış, bebek ve anne ölümleri ise ülke tarihindeki en düşük seviyelere düşürülmüştür. Bir ülkenin gelişmişlik seviyesi anne ve bebek ölümleri oranına bakılarak hesaplanmaktadır. Aile sağlığı merkezlerinin hizmet kalitesi artmıştır. Avrupa’da bir aile hekimine ortalama bin 500 hasta düşerken, ülkemizde bu sayı 3 bin 500 civarındadır. Avrupalı meslektaşlarımıza göre 3 kat daha fazla iş yükümüz var iken 3 kat daha az ücret alıyor olmamız, onların bile ilgisini çekmiş ve bizleri incelemek üzere ülkemize gelerek ziyaretlerde bulunmuşlardır. Sağlık harcamaları tarihin en düşük değerlerine inmiştir. Bunu başaranlar şüphesiz aile hekimleridir.”