AK Parti Grup Başkan Vekili Naci Bostancı, "Elbette dünyada dostluk, barış, ortaklık, iş birliği olacak ama bunların dengeli bir şekilde yapılabilmesi ancak güçlü merkezi yapılar eliyle mümkündür" dedi.AK Parti Grup Başkan Vekili Bostancı, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bostancı, CHP’nin Irak ve Suriye tezkerelerine ilişkin tavrına, "Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarları istikametinde bir politika takip etmekle mükellefler. Bu politikayı kendi durdukları yer çerçevesinde yürütecekler. Ama nihai noktada herkesin kendine göre aklı olabilir. Türkiye toplumunun çıkarlarını temsil eden akıl söz konusu. Güneyimizde bir takım olaylar yaşanıyor. 2014’ten bu yana uzatmışız. geçmişte yapılan müzakereler var. Nihai noktada bu son derece önemli konu karşısında Türkiye’nin çıkarları istikametinde tavır almalarını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.Bostancı, referandumun yapılması halinde ne olacağına dair soruya, "Kuzey Irak’ta gelişmeleri doğuran kararları alan hangi dinamikler üzerine davranıyorlar ona bakmak lazım. O dinamikler içerisinde üzerinde yer aldıkları topraklar üzerinde yaşayan insanların çıkarlarını ne ölçüde önceleyen bir akletme biçimi var. Hep beraber aynı Ortadoğu coğrafyasında yaşıyoruz ve bu coğrafyada barışın ve selametin bütün halklar adına barış ve selamet çizgisinden geçtiğini unutmamalıyız. Dolayısıyla sadece kendine odaklı, kendi çıkar ve ona yönelik, adeta onun çıkarlarını maksime etmeye yönelik stratejiler eğer başkaları için tehlikeli gelişmeler doğuruyor ve Ortadoğu’nun istikrarsızlaştırmasına katkı sağlıyorsa orada durmak lazım" şeklinde konuştu.Bostancı, Ortadoğu halklarının çıkarını merkezi yapıların sağlayacağını kaydederek, "Elbette dünyada dostluk, barış, ortaklık, işbirliği olacak ama bunların dengeli bir şekilde yapılabilmesi ancak güçlü merkezi yapılar eliyle mümkündür. Küçük yapılara bölünürseniz, Suriye’nin kuzeyinde bir terörist devlet kurulmuş. Bunu güya Kürtleri onurlandıracak yapı olarak takdim ediyorlar ama orada kurulan bu devletin bütünüyle varlık nedeni emperyal siyasetlerin tam anlamıyla bağımlısı bir siyasetin aracı olarak tasavvur edildiği için, burada esasen herhangi bir insanı onurlandıracak bir durum da söz konusu değil. İnsanları onurlandıran kendi özerk iradeleri, çıkarları, şüphesiz başkalarının da çıkarlarını hesap eden bir akıldır" dedi.