Alkol geçmişten bugüne insanlık tarihinde kullanılagelmiş gerek tedavi yönetimi olarak gerekse zevk ve şehvet uyandırıcı olarak insanlar tarafından tercih edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü alkol bağımlısını; “uzun süre alışılmışın dışında alkol alan, alkole bağlı olarak ruhsal, bedensel ve toplumsal sağlığı bozulan, buna karşın durumunu değerlendiremeyen; değerlendirse bile alkol alma isteğini durduramayan, sağaltıma gereksinimi olan bir hasta” olarak tanımlamaktadır (World Health Organization, 1992 akt Tarhan & Nurmedov, 2011). Alkol bağımlılığından söz edebilmemiz için bireyin yaşam kalitesini ve biyo-psiko-sosyal sağlığını bozması aynı zamanda da yaşamın işlevselliğine zarar veriyor olması gerekmektedir. Bütün bu bahsettiğimiz belirtiler ise bireyin alkol alma isteğini durduramadığı zaman ortaya çıkarak bir bağımlılığa dönüşmesi anlamına gelmektedir.

Alkol Bağımlılığının çeşitli psikolojik yaklaşımlara göre nedenleri

  1. Psikodinamik kuramlara göre aşırı katı ve baskıcı süperegoları olan kişiler bilinçdışı gerginliklerini azaltmak için alkol alırlar. Freud oral döneme saplanmış bireylerin bilinçdışı bunaltılarını alkol gibi maddeleri alarak azalttıklarını ve oral doyum sağladıklarını düşünmüştür (Tarhan & Nurmedov, 2011 179).
  2. Klasik koşullanma kavramına göre kaygı uyaran durum, ortam ve nesnelerle karşılaşınca, alınan alkolle beraber bu sıkıntı verici nedenlerin ortadan kalktığını hissetmesi bireyi rahatlatır. Birey artık bu ortamda bulunduğu için kaygının azaldığını düşünür ve bu döngü sürmeye devam ederken bağımlılık da gelişmeye başlamaktadır (Tarhan & Nurmedov, 2011 180).
  3. Edimsel koşullanma kuramına göre bu davranışın oluşturduğu sonuçlar bireyin içme davranışının sürmesine neden olur. Sonuçlar çeşitli olumlu ve olumsuz pekiştireçlerle belirlenir. Olumlu pekiştireçler durumun ortaya çıkma sıklığını artırırken olumsuz pekiştireçler ise olumsuz bir durumu ortadan kaldırarak davranış sıklığını artırır bu da bağımlılığın gelişmesindeki nedenleri açıklamakta bir bakış açısındır (Tarhan & Nurmedov, 2011 180).

 Alkol Bağımlılığının toplumsal nedenleri

Alkol bağımlılığının toplumsal nedenleri açıklanırken bireylerin alkole ulaşabilme imkânı önemli bir rol oynamaktadır. Zira alkolün gerek dinin gerekse sosyokültürel açıdan yasak olduğu ülkelerde ve/veya toplumlarda alkole ulaşım zor olacağından dolayı alkole karşı geliştirilecek bağımlılık da aynı oranda azalacaktır. Bunun üzerinde toplumsal dışlanmadan dini ritüel ve yasaklara kadar pek çok etken bulunmaktadır.

Diğer taraftan bireylerin yaşam içerisinde karşılaştıkları stresli anların ve yaşam düzeninin de bağımlılığı geliştirmede önemli bir etkisi bulunmaktadır. Zire işte, evde, okulda veya başka sosyal alanlarda yaşanan stres ve olumsuz duygu durumları bireyleri bu kötü duyguları kısa süre de unutturacak madde veya durumlara itebilmektedir. Kısa süre de olsa olumsuz duygu durumundan kurtulan bireyler artık alkolü bir kaçış yolu olarak görecek ve bağımlılık geliştirecektir.

Diğer taraftan Ülke ve politika çerçevesinden baktığımızda bireylerin alkol gibi bağımlılık yapıcı maddelere kolay ulaşmaları ve bunun yanında ucuz yoldan tedarik edebilmeleri de bağımlılığın gelişmesine ortam hazırlayan etkenlerden bazılarıdır (Tarhan & Nurmedov, 2011).

Aynı zamanda alkol bağımlılığının gelişmesindeki toplumsal nedenlerden birisi de ergenlk çağında kimlik arayışına giren bireylerin yeni deneyimler edinmesidir. Unutulmamalıdır ki ergenlik çağındaki bireylere gerekli (olumlu, pozitif) çevre sağlanmazsa bu dönemdeki dönemdeki deneyimler bağımlılığa kadar ilerlemektedir.

Alkol Bağımlılığının Biyolojik Nedenleri

Genel bağımlılıkların gelişimine bakıldığı zaman ne kadar çevresel etkiler mevcutsa da bağımlılığın bir diğer boyutu olan biyolojik nedenleri atlamamak gerekmektedir. Zira alkol başta olmak üzere neredeyse bütün bağımlılıklar direkt olarak beyni etkilemekte ve beyinde bazı olumsuz değişikliklere yol açmaktadırlar. Alkol bağımlılığı beyindeki ödül merkezinde bulunan dopamin reseptörlerini etkisi altına aldığı bilinmektedir. Dolayısı ile beyin haz aldığı davranışları ve/veya maddeleri sürekli istemeye başlar. Fakat burada önemli olan şey şudur ki her beyin her seferinde daha fazla miktarda maddeye erişmek ister çünkü sürekli aynı miktarda gelen madde bir zaman sonra ilk kullanıldığı anki kadar zevk vermemeye başlar. Bu da bağımlılığın gelişmesine sebep olan diğer bir etkendir. (Tarhan & Nurmedov, 2011).

Alkol Bağımlılığının Genetik Nedenleri

Alkol bağımlılığında içinde bulunulan ailenin geçmiş bağımlılık öykülerinin olması da göz ardı edilemeyecek bir özelliktir. Zira birinci derece akrabalarda alkol bağımlılığı olan bireylerde alkol bağımlılığı gelişme riski normale göre 4-7 kat daha fazladır (Tarhan & Nurmedov, 2011).

Alkol Bağımlılığına eşlik eden bazı Psikiyatrik rahatsızlıklar

Duygudurum bozukluğu, anksiyete bozukluğu, şizofreni, antisosyal kişilik bozukluğu ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur.

Alkol Bağımlılığının Temel Belirtileri

  1. Kullanımı kontrol etme kabiliyetinin bozulması,
  2. Alkol kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da sonuç vermeyen çabalar olması,
  3. Alkol kullanımına diğer etkinliklere göre daha fazla öncelik verilmesi,
  4. İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe,
  5. Zararlarla veya olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına rağmen kullanıma devam edilmesiyle kendini gösteren güçlü bir alkol kullanma isteği,
  6. Alkolün gitgide eski etkisini kaybetmesi (tolerans geliştirilmesi),
  7. Çoğu kez, istendiğinden daha fazla ya da daha uzun süreli olarak alkol alınması,
  8. Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişiler arası sorunlar olmasına karşın alkol kullanımını sürdürme
  9. Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda alkol kullanma, Alkol kullanımının kesilmesi veya azaltılması sonrasında yoksunluk belirtilerinin görülmesi. (Yeşilay)

Yoksunluk Nedir?

Yoksunluk alınan maddenin uzun süre vücuda girmemesi halinde bireyde görülen bazı fiziksel ve psikolojik semptomlardır. Bunlar alkol kullanımının bırakılması veya azaltılması durumlarında görülmektedir. Bu belirtiler terleme, nabızda artış, titreme, huzursuzluk, yerinde duramama, uykusuzluk, sinirlilik şeklinde özetlenebilir.

Alkolün Zararları

Alkolün zararları oldukça fazla olmakla birlikte bireyin yaşam standartlarını düşürmesinden kansere duygudurum bozukluklarından beyinde yarattığı tahribata kadar çok geniş bir alanı kapsamaktadır.

Kaynakça:

Tarhan N. & Nurmedov S. (2011). Bağımlılık. İstanbul: Timaş Yay.

Yesilay.org.tr