ALTI NOKTA

Biz görme engelliler parmaklarımızla göğüsleriz dünyayı. Hayata dokunuruz biz. Braille alfabesiyle yazar, okuruz. Halk arasında kabartma yazı olarakta bilinir yazımız. Burada şunu da ifade etmeliyim, kabartma yazı denince normal yazının kabartılmışı olarak aklınıza getirmeyiniz. Braille alfabesi altı noktanın farklı fonksiyonlar kazanmasıyla harfleri oluşturur. Hani ilaçların, hapların, şurupların üzerinde noktacıklar görürsünüz. İşte bu noktacıklar Braille alfabesi, yani biz görme engellilerin yazısıdır. İlacın markasını ve miligramını yazar. O noktacıklar bizim için hayat demektir. İlaç firmalarına bu duyarlılığı gösterdikleri için sonsuz şükranlarımı arz ediyorum.  İlaç firmaları bizi düşünüyor ve üzerlerine düşeni yapıyor ama Karaman’ımızın bazı eczanelerinde sayın elemanlar bu yazıların üzerine etiket yapıştırıyorlar. Yazının üzerini kapatıyorlar. Onlar bu işi bilinçli yapmıyorlar elbette. O noktacıkların bir anlam taşıdığını, biz görme engelliler için hayat demek olduğunu bilmiyorlar. İşte bu vahim duruma müdahale etmekte eczacılar odasına düşüyor. Yayımlayacakları basit bir genelgeyle eczane çalışanlarını kutuların üzerindeki noktacıkları etiket yapıştırmak suretiyle kapatmamaları gerektiği hususunda bilinçlendire bilirler kanaatindeyim. Bu hususta Facebook sayfamda eczacılar odasına hitaben sesimi duyurma adına bir paylaşım yaptım. Paylaşımda da sayfamda ekli bulunan karamanın tüm otoritelerini, makam sahiplerini, siyasileri de etiketledim ama ne yazık ki sesimi kendimden öteye duyuramadım. Elimde ki en değerli fırsatı da bu hafta kullanıyorum ve Karaman Gündem Gazete ve Haber sitesinden sayın eczacılar odası başkanına sesimi duyurmak istiyorum. Sayın eczacılar odası başkanım, lütfen eczane çalışanlarını ilaç kutularında yer alan Braille yazıların üzerine etiket yapıştırmamaları hususunda bilinçlendirmenizi önemle rica ediyorum. Yazımın başında da vurgulamaya çalıştım, ilaç firmaları bu konuda üzerine düşeni yapıyorlar ama gıda vb. piyasaya ürün sağlayan firmalardan bu konuda bir duyarlılık göremedik henüz. Bilmiyorum sadece hayaller demi solacak bir bebek mamasının, bir şişe sütün, bir çikolata paketinin üzerinde Braille alfabesi görmek? İçimi acıtan iki örnek vermek istiyorum burada. Bir gün yurt dışından gelen bir toplu iğne paketi geçti elime. Evet, evet bildiğiniz toplu iğne. Paketin üzerinde Braille alfabesiyle ürünün markası yazıyordu basit bir toplu iğne paketinde. İkinci örneği de daha yakın zamanda yaşadım İstanbul’da bir yabancı firma büyük bir çocuk oyun merkezi kurmuş. Çocuklar için orada geçerli olan paralar basmış. Paranı üzerinde Braille alfabesiyle kaç para olduğunu yazmışlar. Varın ötesini de siz yüreği güzel insanlar düşünün. Tabi her şeyi de devletten beklememek lazım. Maalesef bizi savunanlarda hakkıyla savunmadılar. Bir lokman ayva geldi engelliler danışmanına bile ulaşamadılar. Bir Metin Şentürk geldi sadece insanları güldürdü, eğlendirdi. Bir Bilal Göregen var halk içinde sadece ağzıyla güzel müzik yapma ve halkı eğlendirme peşinde. Bizi düşünen gelecek nesillerin önündeki engelleri kaldırmak için çabalayan bir fatihi henüz doğurmadı bir ana. Bu kadar haddimi aşmışken birde şunu söylemeden geçemeyeceğim hani deriz ya Amerikalılar şöyle, böyle? Kızarız ya adamlar bir iPhone yaptılar bizim hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırdılar. Bizim Türk firmalarına ne oldu da? Onlarda yapsınlar. Toplumda bizde varız efendiler. Engelleri kaldıracak bütün projeler başımızın tacıdır.

Özlerime son verirken her engelliler günlerinde sevgi pıtırcıklarının seslerine hafif bir duygu ekleyerek sarf ediverdikleri o manasız sözcüklerle veda ediyorum siz okurlarıma. Unutmayalım, hepimiz engelli adayıyız!