Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Antalya bölgesi için verilen çok sayıdaki taş ocakları ruhsatlarının, başta tarım alanları olmak üzere doğal ve kültürel değerler üzerinde artık geri dönülmesi imkansız zararlar oluşturduğunu belirtti.

Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu, bölgede faaliyet gösteren çok sayıda taş ocağının, başta tarım alanları olmak üzere doğal ve kültürel değerler üzerinde geri dönülmesi imkansız zararlar oluşturduğuna dikkat çekerek, Organize Taş Ocakları Bölgesi önerisi bir kez daha yinelendi.

Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Maden Kanunu’nda 1. Grup’ta tanımlanan inşaat ve yol yapımında kullanılan ve tabiatta doğal olarak bulunan taş, kum ve çakıl gibi madenlerin kanun kapsamı dışına alınarak, ocak yerlerinin tespiti ve ruhsat işlerinin yerel yönetimlere devredilmesi gerektiğine dikkat çekti. Kurt, “Yerel yönetimler öncelikle kendi sınırları içindeki en az on yıllık ihtiyaçlarını belirlemeli ve ilgili bakanlıktan onay almalıdırlar. Gerek ihtiyacın beleirlenmesi, gerekse ruhsat yerlerinin tespiti, aralarında ilgili bilim kurulları, meslek kuruluşları ve STK’ların da bulunduğu komisyonlarca ihtiyaç miktarı kadar yapılmalıdır” dedi.

Kurt, tespit edilen ocak alanlarında yaşayan halkın katılacağı referandum sonucu kesinleşen yerlerlerin imar planlarına işlenmeden ruhsat verilmemesi gerektiğine de işaret ederek, “Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, ekonomik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın muvafakatine bağlı olması yerine, tamamen yasaklanmalıdır” diye konuştu.

"ÇED YÖNETMELİĞİ YENİDEN DÜZENLENMELİ"

Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, madencilik faaliyetlerinde kanun hükümlerine ve tekniğe uygun çalışmayı temin amacı ile alınan ruhsat teminatı ve çevre ile uyum teminatı tutarları, ocak yerinin özelliğine göre muhtemel doğa tahribatı ve çevresel etkilerin tazminini karşılayacak düzeyde belirlenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“İl Özel İdaresi’ne (Büyükşehir olan yerlerde Büyükşehir Belediyesine) ayrılan yüzde 25’lik pay, yüzde 60’a çıkartılmalı, çevrenin korunmasını ön plana çıkaracak ve köylüye destek olacak şekilde, ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı yatıımları ile birlikte sürdürülebilir kırsal kalkınma projelerinde kullanımı sağlanmalıdır. Bu amaç dışında bu payların kullanımı kesinlikle önlenmelidir. ÇED Yönetmeliği, şaibeleri ortadanm kaldıracak, tüm madenleri kapsayacak, yöre halkının etkin katılımını sağlayacak ve bağımsız kurumlarca denetlenebilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.”