Mecidiyeköy’de meydana gelen asansör faciasında hayatını kaybeden işçilerden üniversite öğrencisi Hıdır Ali Genç’in ailesinin avukatı ve Demokrasi İçin Hukukçular Derneği, takipsizlik kararına itiraz ederek, işverenler hakkında dava açılmasını istedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Mecidiyeköy’deki rezidans inşaatında yaşanan asansör faciasına ilişkin soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlanmıştı. Savcılık 25 şüpheli hakkında dava açarken aralarında Aziz Torun, Mehmet Torun Yunus Emre Torun’unda bulunduğu işverenler hakkında takipsizlik kararı vermişti. Asansör faciasında hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Hıdır Ali Genç’in aile avukatı Erkan Ünüvar ve Demokrasi İçin Hukukçular Derneği verilen bu karara itiraz etti. Yapılan itirazın ardından Demokrasi İçin Hukukçular Derneği üyesi avukatlar işçilerle birlikte adliye önünde açıklama yaptı.

Avukat Erkan Ünüvar, şüphelilerden Aziz Torun, Mehmet Torun, Yunus Emre Torun ve Torunlar GYO ortağı ve temsili yetkililer hakkında takipsizlik kararı verildiği hatırlattı. “Torunlar GYO işvereni konumundaki şüpheliler 10 işçinin ölümünün failidirler” diyen Avukat Ünüvar, savcılığın delilleri incelemeden takipsizlik kararı verdiğini iddia etti.

Takipsizlik kararının kaldırılmasını isteyen Ünüvar “Eğer Torunlar Center Soruşturmasında işverenler hakkında takipsizlik kararı verilmeseydi bugün Ermenek’te 18 işçi can pazarında olmayacaktı. Bu takipsizlik kararı yasaya ve anayasaya aykırı olduğu gibi AİHM sözleşmesinin adil yargılanma ve etkili soruşturmayı düzenleyen maddelerine de aykırıdır. Asıl sorumlular Aziz Torun, Mehmet Torun ve Yunus Emre Torun hakkında yasaya aykırı olarak verilen takipsizlik kararının kaldırılarak şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesi gerekmektedir” dedi.

“İŞSİZ KALMAYI GÖZE ALAMADIK”

İnşaat işçisi Ercan Kılavuz ise can güvenliklerinin olmadığını ve kendilerine baskı yapıldığını belirterek, “Olumsuzluklar önceden söz konusuydu. Bunu üst makamlara bildirmemize rağmen, şeflerimize proje müdürümüze ya da Majör firmasına bildirmemize rağmen hiçbir tedbir alınmadı. Günü kurtarma adı altında yapılan tamiratlarla herhangi problem yoktur adı altında bize telkinde bulundular. Biz bu şekilde can güvenliğimiz olmadığını bilerek çalışmaya devam ediyorduk çünkü bize orada baskı uygulanıyordu. Ya çalışacaksınız ya çıkarılacaksınız ikisinden birini kabul etmek zorundasınız. Bu anlamda bir baskı söz konusuydu. Biz de çalışmak zorunda olduğumuz için işsiz kalmayı göze alamadık” diye konuştu.

“KAZA BİLE BİLE YAŞANMIŞTIR”

“İşverenlerden Yunus Emre Torun kazadan önce kendisinin asansörü kullandığını bizzat açıklamıştır. Ama böyle bir durum söz konusu değildir” diyen Kılavuz, “Geldiğinde asansörler bozuktu. Defalarca merdivenleri kullanarak yukarı çıkmıştır. Oradaki mevcut olumsuz durumun hepsinin farkındaydı ve bunu bizzat proje müdürüne de kendisi sormuştur. ‘Bu asansörler neden bozuktu, bunlarla ilgili gerekli tedbirler alınmıyor mu, tamiratlar yapılmıyor mu?’ bunları müdürümüze bizzat sormuştur. Ama buna rağmen olayın takipçisi olmadığı için bu olumsuz kaza bile bile yaşanmıştır” diye konuştu.

Yapılan açıklamaların ardından avukatlar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe sunarak takipsizlik kararına itiraz etti.