ASIL MEKTUP 30 MART’TA YAZILACAK
Washington’un tanınmış ve önde gelen 80 ismi Obama’ya Başbakan Erdoğan’ı şikayet eden bir mektup göndermişler. Mektubun içeriği bizlere hiç de yabancı değil. Türkiye kamuoyunda camianın yayın organları başta olmak üzere müzmin Erdoğan muhalifi gazeteler ve muhalefet partilerinin ağızlarına pelesenk ettikleri şeylerden başkası değil.
Mektup ‘Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, onlarca yıldır süren stratejik Türk-Amerikan ortaklığının temel direğini giderek daha çok baltalıyor.’cümlesiyle başlıyor ve Türkiye’nin şu anki izlediği yoldan endişe duyduklarını ifade ederek devam ediyor. Obama’ya ısrarla Türkiye’nin yolu yol değil bu yüzden Türkiye kamuoyuna Amerika’nın endişelerini netleştirin baskısı yapılıyor. Şayet sessiz kalırsanız bu sessizlik Başbakan Erdoğan’ı cesaretlendirmekten öte bir şeye yaramayacaktır.
Neler yok ki mektupta. Yolsuzluklara karşı Erdoğan’ın cevap veriş biçiminden tutun,Türkiye’nin kusurlu demokrasisi, otokrasiye doğru yol alışı, hukukun üstünlüğünün riske atılarak soruşturulmaların kapatılmak istenmesi, yüzlerce savcı ve binlerce polisin görevden alınması ve yerlerinin değiştirilmesi, medyanın ağzının bağlanması, eleştirenlerin şeytanlaştırılması ve ABD Büyükelçisi de dahil olmak üzere hayali yabancı düşmanlar üretilmesine  kadar daha bir sürü tezvirat.
Tabi bu tezviratla kalınmıyor korkularını da dile getirmekten geri durmuyorlar. Eğer bu sessizlik devam ederse imiş, Başbakan’ın halen ABD desteğini korumakta olduğu ve istediği gibi yoluna devam eder anlamı çıkarmış. Tabi bu durum mektup sahiplerini çok korkutup endişeye sevk ediyormuş. Aman Obama, yaman obama medet.
Türkiye’nin yolu yol değilmiş, ABD sessiz kalırsa Erdoğan cesaret kazanırmış, Türkiye diktatörlüğe doğru gidiyormuş, hukukun üstünlüğü ilkesi baltalanıyormuş, medyanın ağzı bağlanıyormuş, yabancı düşmanlar üretiliyormuş. Yok yahu bunlar mı oluyormuş. Ey tuzu kurular, ey sömürü çarkının ağaları bize hiç dediğiniz gibi gelmiyor. Bize daha çok Türkiye’nin güçlendiği, ileri demokrasi yolunda kararlı adımlarla yürüdüğü gibi geliyor.
Evet bir mektup ta bu millet yazacak aslında mektubu yazdı da 30 Mart’ta sandığa atacak. 30 Mart akşamı mektup sandıktan çıkınca dost düşman mektup nasıl yazılırmış görecek. Peki bu mektubun içinde neler var? E biraz bahsedelim.
Havaalanı, Kanal İstanbul ve üçüncü köprü var mesela. Hızlı tren var. Sosyal, kültürel ve çevreci bir belediyecilik anlayışı var. İleri demokrasi, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi var. Balkanlarla ilgilenme, Somali’ye yardım, Orta Afrika’ya el uzatma var. Myanmar ve Filistin’e kucak açma var. Suriye’de zulme karşı haykırış, Mısır’da darbeye lanet var. Mavi Marmara var.
Milletin kendi kaderine sahip çıkma var. Başörtüsüne özgürlük teşekkürü var. 4+4+4 sistemiyle Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve temel dini Bilgiler derlerinin seçmeli olarak bütün okullarda yer alması teşekkürü var, İmam-Hatip ve meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğinin kaldırılması teşekkürü var. Yani millet var. Büyük Türkiye hayali var.
Evet asıl mektup 30 Mart’ta yazılacak. Ama ne mektup.
M. Abdulkadir YUSUFOĞLU