Türkiye Kent Konseyleri Kadın Meclisleri Platformu, 8-9 Kasım 2014’te Muğla-Datça’da toplandı. 2014 yılında ilkine Söke’nin ev sahipliği yaptığı Kadın Meclisleri’nin Türkiye Buluşması’nın bu kez adresi Datça oldu.

Datça Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin ev sahipliğini yaptığı 2. Kadın Meclisleri Buluşmasına Söke’den Türkiye Kadın Meclisleri Platformu’nun Genel Sekreteri Damla Baybora, Söke Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Şennur Parıldar ve Yürütme Kurulu üyesi Zeynep Yıldız katıldı.

İki gün süren toplantıda “Kent Konseyleri, Kadın Meclisleri Sorunları, Fırsatlar, Ütopyalar; Kadın Dostu Kentler Projesi; Kent Konseyleri ve Kadın Meclisleriyle ilgili Gelişmeler, Sorunlar, Öneriler” konu başlıkları oldu. Datça Kadın Meclisleri buluşmasında bir araya gelen kadınlar; kadının, toplumun, kentlerin, çevrenin, ülkenin sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdiler. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri, iş güvenliği ve işçi ölümleri, özelleştirme ve taşeronlaşma, nükleer santral ve HES’ler, maden ocaklarındaki ölümler, çevre talanı ve sınırımızdaki savaş da kadın platformunda dile getirilen konular oldu. Bu anlamda Latmos, Bafa Gölü ve Büyük Menderes’ten söz eden Söke Kadın Meclisi başkanı Şennur parıldar, kadınlar ve çocukları için, gelecek kuşaklar için, sürdürülebilir çevrenin önemine değindi.

Buluşmada Kadın Meclisleri Türkiye Platformu Yürütme Kurulunu da oluşturdu. Aydın-Söke, Muğla-Datça, Muğla-Bodrum, İstanbul-Maltepe, Sinop, Denizli, Adana Kadın Meclisleri Başkanları asil üyelikleri; Samsun-Canik, İzmir-Seferihisar, İstanbul-Beşiktaş, Muğla, Bursa-Nilüfer, İstanbul- Kartal, Edirne, Bandırma Kadın Meclisleri Başkanları yedekleri oluşturdu.

KADINLAR; “AYRIMCILIK, İŞÇİ ÖLÜMLERİ, SAVAŞA ‘HAYIR’ DEDİ”

“Türkiye Kadın Meclisleri 2. Buluşması’nın Sonuç Bildirgesi yayınlandı. Sonuç bildirgesinde; “Kent planlarında başta kadınlar olmak üzere tüm dezavantajlı gruplar için pozitif ayrımcılık istiyoruz. İnsani; etnik, dinsel, mezhepsel ve cinsiyet ayrımcılığı olmaksızın temel değer olarak görmek istiyoruz. Ülkemizde taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışma koşulları insanlık onuruna ve insan hakları evrensel beyannamesine aykırıdır. İş güvenliği, işçi sağlığı ve işçilerin sosyal hakları ivedilikle evrensel standartlara göre yeniden düzenlenmelidir. Aç gözlülüğün sınırsız ancak; doğanın olanaklarının sınırlı olduğunu bilmeliyiz. Gezegenimizi çocuklarımızdan ödünç aldığımız bilinci ile doğanın rant uğruna sömürülmesine ‘DUR’ diyoruz. Savaşa ‘Hayır’, Barışa ‘Evet’ diyerek insanlık onurunu korumalıyız” denildi.