YEREL

Baran: “HAMAS, Filistin Halkının Kuvay-ı Milliyesidir!”

Emekli Memur-Sen İl Temsilcisi Tevfik Baran, basın açıklamasında bulundu.

Baran yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Riyad’da gerçekleştirdiği liderler zirvesi sonuç bildirgesinde tüm uluslararası toplantılarda ezbere söylenegelen uzun diplomatik cümlelerden oluşan maddeler arasında 27. madde var ki gayet kısa net ifadelerle yazılmış.

“Filistin halkının tek meşru(!) temsilcisi FKÖ olmalıymış.”

Ey Ülkemizin Özgür İnsanları! Bugün bu ezberi sorgulama ve hakikati arama günüdür.

Filistin halkı 75 yıldır toprakları işgal edilen, sürgün, zulüm ve katliamlara uğratılan, haklarını arayan mazlum ama mağrur bir halktır. Kendi topraklarında kendi ülkesinde inandığı gibi özgürce yaşamak isteyen her halkın; topraklarını gasp eden işgalci güçlere karşı direnme ve kendini savunma hakkı vardır. Bunu en iyi anlaması gerekenlerin hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun hep Çanakkale / Kuvay-ı Milliye kahramanlıkları ile büyütülen Türkiye halkı olması gerekmez mi? Şimdi soruyoruz sizlere. Bir halkın temsilinde meşruiyet ölçünüz nedir?

Meşruiyet ölçünüz ister İslam’ı savunmak , ister “vatanseverliği”,  “emperyalizme / kapitalizme karşı halkın direnişini”, “ halk iradesini yansıtan serbest seçimleri”, hatta sadece “insan hayatının dokunulmazlığını” savunmak olsun fark etmez. Tüm yollar tek noktaya çıkıyor;

“HAMAS Filistin halkının en meşru temsilcisidir!” Neden mi?

- HAMAS; tarih ve toplum bilincine sahip ama inandığı gibi yaşamayı da talep eden Filistin halkının bağrından çıkmış doğal bir harekettir. Direniş şuurunu “La ilahe illallah” düsturundan almıştır. Yani kula kul olmayı reddeden, küresel sömürü sistemine karşı gerçek özgürlüğü yalnız Allah’a layık bir kul olmakta gören, başını sadece secdede Alemlerin Rabbine karşı eğen bir şuurdur bu. HAMAS mensupları; Mescid-i Aksa’yı korumayı davasının başına koymuş, Allah Rasulü’nün müjdelediği Ribat’ı gönlüne nakşetmiş, o Kutlu Nebi’ye hakaret edenlere karşı onun izzetini savunmak için “Muhammedun Rasulullah” düsturuyla kanlarını feda etmiş bir topluluktur.

Buyurun size İslami gerekçe.

- HAMAS; yüzyıllardır yaşadığı topraklardan sürülmeyi reddetmiş halkın içinden çıkmış bir topluluktur. 100 yıl önce Anadolu toprakları işgal edildiğinde Filistin ve Şam diyarları da aynı güçler tarafından işgal edilmiş ve nasıl Anadolu halkı Sütçü İmamların. Rıdvan Hocaların, Ali Şefik Beylerin, Hacı Mahmud Beylerin Kazım Karabekirlerin arkasında saf olup vatanları için kıyama kalktılarsa; Filistinliler de İzzettin el-Kassamların, Hacı Emin el-Huseynilerin ve isimsiz halk kahramanlarının arkasında toplanıp vatanları için kıyama kalktılar. Gün geldi HAMAS’ın şuurlu yöneticileri, vatanlarını savunan Filistin halkının yeni nesillerinde hala canlı olan bu toplumsal hafızaya hürmeten direniş kuvvetlerine İzzettin el-Kassam Tugayları adını verdiler. Sürdürdükleri direniş “arz-ı mev’ud” inançları gereği Türkiyemizin topraklarında da gözü olduğunu gizlemeyen siyonistlere karşı, şimdiden bizim vatanımızı da koruyan bir niteliğe sahiptir.

İşte size vatanseverlik gerekçesi.

- HAMAS; karşısına sadece işgalci bir İsrail devletini koymadı. HAMAS tüm insanlığı sömüren kapitalist sermayeyi o sermeyenin bekçisi ABD’yi ve onun küresel yandaşlarını da, onların bozuk fikirlerini de karşısına aldı. Halkının ekonomik olarak sömürülmesine, kültürel hegemonya ile milli değerlerinden uzaklaştırılmasına ve gönüllü köleler haline getirilmesine karşı çıktı. HAMAS Gazze halkının duyarlılığını yok etmek için abluka duvarlarının içerisine uyuşturucu maddeleri saçan işgal ordusunun fiili bozgunculuğuna da, Gazze halkının fikren uyuşturulmasına karşı da mücadele etti.

İşte size emperyalizm ve kapitalizme, uyuşturulmaya ve uyutulmaya karşı halk direnişi çizgisi.

- HAMAS Gazze şeridindeki belediyeleri serbest seçimlerle kazandı. Genel seçimlerde Filistin de yüzde 48 ile  Gazze özelinde ise yüzde 60 a yakın bir oy ile birinci parti oldu. Zaten Gazze ablukası da bu meşruiyeti tanımak istemeyen işgalcinin sinsi planı ve Batı Şeria’nın eski yönetimindeki bazı yolsuz idarecilerin çıkarcılığı ve basiretsizliği yüzünden başladı ve yıllarca şiddetlenerek arttı.

Ölçünüz halk iradesi / serbest seçimler ise; buyurun size seçim başarısı.

- HAMAS özünde Siyonizm ideolojisinin yeryüzündeki tüm ifsadına karşı çıkan bir fikriyata sahiptir. Siyonizm’in inanç ilkelerine göre onların belirlediği “yahudi” tanımına girmeyen her insan kökeni ve inancı ne olursa olsun “goyim” sınıfındandır. Yani kanı ve malı “tanrı veya tarih tarafından seçilmiş olan bir etnik grubun” mensuplarına feda edilebilir. Kendilerinden olmayan tüm insanları kendilerine köle / hizmetkar olarak görürler.

Ölçünüz insan hayatını ve onurunu korumaksa; buyurun insan onurunu ve gerçek özgürlüğü şu an fiilen savunan HAMAS karşınızda.

Ebu Ubeyde’ye kulak verin. Her konuşmasında “Ey Yeryüzünün tüm özgür insanları” diye hitap ediyor. Bu ses sadece Arapların ve Müslüman halkların sesi değildir. Tüm Özgür İnsanların sesidir. Ebu Ubeyde bir şahıs değildir. Bir fikri temsil eder. Yüzüne sardığı “kefiyenin altında bir fikir var ve fikirlere kurşun işlemez”. Uçaklardan atılan gelişmiş mühimmatlarla fikirler yok edilemez.  Bu fikir hak ve adaleti, gerçek özgürlüğü, insan onuru savunan direniş fikridir. 

Bir zamanlar direnişleriyle Filistin halkının temsiliyetini elde etmiş olan FKÖ’ye tarihsel konumundan ötürü hâlâ birinci sırada önem atfeden romantiklere sözümüz var. Unutmayın FKÖ’nün bugünkü yöneticileri, Yaser Arafat’tan sonra hiçbir zaman seçim kazanmadılar. Hatta 20 yıla yakın bir süredir seçim bile yaptırmadılar. Gazze halkı 2006 yılında HAMAS’a ezici bir oy desteği verdiğinde bu iradeyi bastırmak için Muhammed Dahlan gibi karanlık mafyatik figürlerle iş tuttular. Boğazlarına kadar yolsuzluğa battılar. İşgalciye karşı fiili mukavemet özelliklerini kaybettiler ve fiilen yönetmeye çalıştıkları Batı Şeria halkının bile gönlünden silinip gittiler. FKÖ kendi meşruiyetini mevcut yöneticilerinin elleriyle kendi tahrip etmiştir. FKÖ için, en son 2002 yılında Cenin’de İsrail büyük bir katliam yürütürken Yaser Arafat’ın da Ramallah’taki karargahında mum ışığıyla açıklamalar yaparak halkının kaderini paylaştığı günler geçmişte kalmıştır. Yine Arafat’ın ikinci intifada günlerinde taş atan çocukların alnından öpüp onları general ilan ettiği günler tatlı hatıralara dönüşmüştür.

FKÖ üyesi olup da yolsuzluğa batmak yerine direniş yolunu sürdürmüş liderleri hatırlayın. Filistin halkının ikinci intifadasını yöneten Mervan Bergusi neden İsrail tarafından hapiste tutuluyor? Aynı Bergusi ailesinin bir diğer ferdi Abdullah Galip el-Bergusi neden Kassam saflarında mücadeleyi seçti ve bedelini özgürlüğünü kaybetmekle ödüyor? Neden geçmişte Filistin halkının FKÖ saflarında direnmiş ailelerinin şimdiki fertleri HAMAS’a güven duyuyorlar? Geçmişin romantizminden kurtulup bugünün realitesini sorgulamanızı istiyoruz. FKÖ çatısı artık çökmüş, HAMAS direniş otağını Gazze topraklarında kanıyla ve alın teriyle yeniden kurmuştur. HAMAS, Filistin halkı ve direnişi için artık asla görmezden gelinemeyecek bir realitedir.

Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler son yıllarda sadece Mescid-i Aksa’da nöbet tutanlara, 1948 İslami Hareketine, Şeyh Raid Salah’a, Mescid-i Aksa hatibi İkrima Sabri gibi İslami bilince sahip sivil öncülere güveniyor. Bir zamanlar Yaser Arafat’ın arkasında özgürlük sloganları atılan Batı Şeria sokaklarında şimdi Ebu Ubeyde’nin sözleri yankılanıyor. Kassam Savaşçılarına destek için kalabalıklar toplanıyor.

Avrupa ve Batı ülkelerinde de yıllardır Filistin halkıyla dayanışma için sokaklara dökülen özgür, vicdanlı insanlar artık FKÖ’nün adını anmıyorlar. Sadece Filistin halkının efsane sloganını haykırıyorlar:

“From the river to the  to the sea”   -  Nehir’den Deniz’e               - من النهر الى البحر   

“Palestine will be free”                    - Tüm Filistin özgür olacak.      – فلسطين ستحرر     

Bu sözü, bu halkın davasını bugün hakkıyla savunan ve fiilen yürüten HAMAS’tır. HAMAS sadece silahlı direnişi üstlenmiş olan İzzettin el-Kassam tugaylarından ibaret değildir. HAMAS sıradan bir örgüt değildir. Gazze’deki Filistin halkının çocuklarının temel eğitimini üstlenen, camilerini inşa ve ihya eden, üniversite kurup gençlerini eğiten, spor kulüpleriyle halkının destekleyen,  insani yardımları koordine eden, belediye hizmetlerini yürüten, yetimlerine sahip çıkan, direnişin şiirlerini yazıp şarkılarını besteleyen, yaralıların tedavisini yapıp şehitlerinin taziyelerini üstlenen; yani bütün varlığını Filistin davasına vakfetmiş tam teşekküllü çok yönlü bir halk hareketidir.  HAMAS’ın özelde Gazze halkı olmak üzere tüm Filistin halkının gönlünde taht kuran emeklerini gayretlerini görmek için ne kadar araştırma yaptığını kendine sormak tarafsız her vicdan sahibine bir görevdir.

Ey ülkemizin özgür olmak isteyen insanları! Dünya görüşünüz, yaşam tarzınız, ideolojiniz, bireysel çıkarlarınız, politik liderlerinize olan aşırı sadakatiniz, gelecek endişeleriniz sebebiyle zihninizde yer etmiş önyargı prangalarını söküp atın.

Artık korkmayın, çekinmeyin, utanmayın ve haykırın;

“HAMAS, İslam ümmetinin göz bebeğidir.”

“HAMAS, Filistin halkının özüdür, tarihidir, kimliğidir, kendisidir.”

“HAMAS, küresel emperyalizme direnişin en gür sesidir.”

“HAMAS, Filistin halkının en meşru temsilcisidir.”        “HAMAS, Filistin halkının Kuvay-ı Milliyesidir.”