Bartın AK Parti İl Başkanlığının düzenlediği İl Danışma Meclisi Toplantısına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, “Bir dönemler bu ülkede neredeyse ‘Allah’ demek ayıplanıyordu. Peygamber demek ayıplanacak hale gelmişti. Hacca gidenler hacca gittiklerini söylemekten utanır hale getirilmişlerdi. Şimdi okullarımızda 4+4+4’le Kuran’ı Kerim de okutuluyor. Peygamber Efendimizin hayatı olan ‘Siyer’i Nebi’ de okutuluyor. Sonra da inancımız ve dinimiz, olması gereken en haşmetli yere tekrar getirilmiş oldu” dedi.

Bartın’da AK Parti İl Başkanlığı tarafından İl Dayanışma Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Bartın Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda gerçekleştirilen toplantıya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, İl Başkanı Yaşar Arslan, Merkez İlçe Başkanı Ali Eyüpustaoğlu, Kadın Kolları Başkanı Yasemin Kurtkaya, ilçe, belde belediye başkanları ve partililer katıldı.

Toplantıda açılış konuşması yapan AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan, “Dün itibari ile Ulus ilçemiz hariç bütün ilçelerimizde kongrelerimiz tamamladık. Dün akşam itibari ile de Ulus ilçemizde yaptık. Kumluca ve Apdipaşa beldelerindeki seçimleri bitirerek, bu süreci tamamlamış olacağız. Bu ulvi ve kutlu yolda, bu dava yolunda birlik ve beraberliğimizin pekişmesini Allah’tan temenni ediyorum. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını dişliyorum” dedi.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise, “Danışma Meclisi toplantılarınızı her ay düzenli olarak yapmaya çalışıyoruz. İlimizde yapılan yatırımlarla ilgili sizleri bilgilendiriyoruz. Burada istişareler yapıyoruz. Bu toplantıları bütün illerimizde yapılıyor. Başka partilerde böyle düzenli toplantı göremezsiniz. AK Partinin farkı da burada ortaya çıkıyor. Teşkilat mensuplarımızın bu toplantıları izleyerek, bu toplantılarda aldıklarını, kendi teşkilatlarında ilçe danışmalarda belde danışmalarında hatta köy ve mahalle danışma meclislerinde aktarmaları açısından bu toplantılar çok önemlidir. Halkımız biz size güveniyoruz. Siz başarılısınız. Siz icraat yapıyorsunuz. Siz milletin parasını yine millete aktarıyorsunuz dediler ve girdiğimiz her seçimde AK Parti’nin oyları artarak çıktı” dedi.

Tunç’un konuşmasının ardından kürsüye gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati ise, “Unutmak insanın doğasında olan bir özelliktir. Bazen yaşadığımız günlerin acısı bütün dünyada yaşanıyormuş gibi bir hisse kapılırız. Mutlulukları da bütün dünya yaşıyormuş hissine kapılırız. Yaşadığımız an hep yaşanmış ve yaşanmaya devam edecekmiş gibi bir duyguyla yaşatır insan, bir takım şeyleri hatırlamakta fayda vardır. Geçmişi bilmek geçmişle olan bağlantıyı kurmak medeniyetimize ilişkin çok daha ötesine gitmek bu teşkilat mensuplarının en önemli özelliklerinden birisi olması gerekir. Çünkü biz geçmişimizi ne kadar iyi bilir, iyi hatırlarsak, geleceğe ilişkin olarak ta bağlantılarımızı yollarımızı sağlam kurmuş oluruz. Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken yeni Türkiye sloganıyla karşı karşıya kaldı. Neden yeni Türkiye diye vatandaşlarımıza, tüm teşkilat mensuplarımız ve hükümetimiz bir takım açıklamalarda bulundu. Bende burada yeni Türkiye, nasıl bir Türkiye olduğunu anlatmak istiyorum. Yeni Türkiye’nin taşları döşenirken, geçmişi iyi bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. Ne zaman milletimiz dik yürümeye başlasa, kendini bilmeye başlasa, bir güç haline geldiğini hissetse bir takım odaklar tarafında ayaklarını bağının çözüldüğü bir dönemin bittiği bir dönemin başlangıcı oldu. Bir dönemler bu ülkede neredeyse ‘Allah’ demek ayıplanıyordu. Peygamber demek ayıplanacak hale gelmişti. Hacca gidenler hacca gittiklerini söylemekten utanır hale getirilmişlerdi. Şimdi okullarımızda 4+4+4’le Kuran’ı Kerim de okutuluyor. Peygamber Efendimizin hayatı olan ‘Siyer’i Nebi’ de okutuluyor. Sonrada inancımız dinimiz olması gereken en haşmetli yere tekrar getirilmiş oldu. Sadece İslam’a inananlar mı bu noktaya getirildi. Bugün Ermenilerin, Süryanilerin sahip oldukları vakıflar iade edildi. İade edilerek onlarında onurları da sağlandı. Türkiye’de darbe girişimleri tam bitti derken bu seferde 6-7 Ekim olayları çıktı. Bu defa kim, hep kullanılan unsurlar farklılaşıyor. Gezi olaylarında CHP milleti sokağa çağırdı, başarılı olamadı. Şimdi 6-7 Ekim olaylarında Türkiye’nin bayramını zehir eden, Türkiye’de tekrar insanların yağma ve çapulculukla karşı karşıya kaldığı, insanların öldüğü, yakılıp yıkıldığı bir iki günü yaşadı. Bunu söyleyen kim, sokakları hareketlendiren kim, HDP, peki niçin HDP. 2 yıla yakın Türkiye’de çatışmazlık süreci var. 2 yıl yakın çözüm süreci en üst noktalara gelmiş durumdadır. 2 yıla yakındır şehitler gelmiyor, insanlar ölmüyor. Son 12 yıl içerisinde Türkiye’de demokratikleşme adı altında Türkiye’nin her tarafındaki insanlara, coğrafyasına her türlü imkanlar verilmişken, herkes isteği yere rahat gelip gidiyorken, oradaki Kürt vatandaşlarımız, Allah bu milletten de bu devletten de Recep Tayyip Erdoğan’a dua etmeye başladıkları bir süreç içerisinde nasıl oluyor da milletin rahat ettiği bir dönemde onları temsil ettiğini iddia eden bir parti sokaklara çıkın diye insanları yağmaya çağırıyor. Çünkü onlarda kaybediyor. Kaybettiklerinin farkındalar. Türkiye büyük bir millettir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler ve yönetenlere destek olan millet, inancıyla medeniyetine ilişkin değerleriyle, sevdasıyla, insan olmanın onurunu ortaya koyan muhteşem bir yapıya sahiptir. Esed’in zulmünden kaçan insanlara kucak açan bir Türkiye var. Ama kucağını açarken sen Arap’sın diye bakmadı. Sen Türkmen’sin diye bakmadı. Sen Kürt’sün diye bakmadı. Kim ki Anadolu topraklarından medet umdu buyur geldi” dedi.