Bir Ağaç Dik Haydi Sende

BİR AĞAÇ DİK HAYDİ SENDE

Bahar kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Ağaçların dallarındaki tomurcukların açması an meseli artık. Güneş gülümseyen yüzüyle karşılarken sabahı, içimizde de tatlı bir bahar heyecanı var. Gerçi kıştan ta şikâyetçi değildik. Kış günlerinde yağan karlar sayesinde içimizdeki çocuğu yeniden hatırlayıp doyasıya çıkardık karın sevincini. Her şeyin bir sonunun olduğu bu dünya hayatında zaman göz açıp kapamak misali geçmekte. Günler günleri kovalarken, mevsimler değişmekte. Mart ayı da bütün telaşı ile sonuna gelmekte. 

Mart ayının bizim için önemi büyüktür. İstiklal Marşımız bu ay içerisinde kabul edilmiş, Çanakkale Zaferi bu ay içerisinde kazanılmıştır. Türk Kültürü açısından önemli bir yere sahip olan 21 Mart Nevruz Bayramı ve aynı günle başlayan Orman Haftası bugün itibariyle çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlanacaktır. 

Ünlü Seyyahımız Evliya Çelebi bir zamanlar Anadolu’nun baştanbaşa ormanlarla kaplı olduğunu ve içerisinde her türlü yaban hayvanının yaşadığını o ünlü Seyahatname ’sinde yazmıştır.  İstanbul’u fetheden büyük komutan” “Ormanımdan bir dal kesenin kolunu, bir ağaç kesenin başını keserim.” Diyerek ağaca ve çevreye verdiği önemi bir kez daha bizlere hatırlatmıştır. 
Bizim için ağaç, inancımız gereği çok değerlidir. Ağaçla en fazla dost olan biz Türk Milletiyizdir. Çünkü ağaç;  bizim için aldığımız su gibi aziz, ekmek gibi kutsaldır.

Çevreyi kirletmek,  ağaçları kesip doğanın dengesini bozmak ve ekolojik dengeyi tahrip etmek, Kur’an-ı Kerîm’de “fesad” olarak nitelenmiştir. Nitekim Cenab-ı Allah, Bakara Sûresi’nin 205. âyet-i kerimesinde buna işaretle şöyle buyurmaktadır: “İnsanlardan öyleleri vardır ki işbaşına gelince, yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip etmek ve nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.” 

Dolayısıyla büyük nimetlerden ve hayatın en önemli can damarlarından olan ağaçların gelişigüzel kesilmesi, ormanların - başta yangınlar olmak üzere - çeşitli yollarla tahrip edilmesi, hayvanların gereksiz yere yok edilmesi, atılan çöplerle hava, su ve çevrenin kirletilmesi dinimizce yasaklanmıştır. Buna uyulmadığı takdirde gelecekte insanlığın büyük bir felakete uğraması kaçınılmaz olacaktır. Zira İslam dinine göre, kâinattaki varlıklar ilâhî birer emanettirler. Her birinin bir yaratılış gayesi olduğu gibi her biri de kendi lisan-ı hali ile Allah’ı zikretmektedir. Kur’an’da Allah, çeşitli hayvan, bitki ve ağaç türlerine yemin ediyor, balarısı ve karınca gibi hayvanlara vahiy ettiğini bildiriyor.

Çevre düzenlemesinin, yeşil alan ve çevreyi ağaçlandırmanın önemini en güzel şekliyle Peygamberi miz Hz. Muhammed (S.A.V)’in hâdis-i şeriflerinde ve uygulamalarında görmekteyiz. Sevgili Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde şöyle buyuruyorlar: “ “Bir Müslüman ağaç diker de o ağaçtan (ağacın meyvesinden) insan, hayvan veya kuşlar yerse, onların bu yedikleri kıyamet gününe kadar o Müslüman için sadaka olur.” Size aktardığım bu hadis, Mûslim’in “Mûsâkât” eserinin 10. cildinde ve Ahmet ibn-i Hanbel’in “Mûsned” eserinin 6. cildinde, 444. sahifede yer almaktadır. 

Düşünebiliyor musunuz? Sadece bir ağaç dikmekle ne büyük bir iş yaptığınızı, sadece bir tane ağaç dikmekle Yüce Yaratıcı katında ne kadar makbul bir amel gerçekleştirdiğimizi görüyor musunuz?

Bilinçsizce yok ettiğimiz ve bugünlerde ise yeniden o günlere dönmenin heyecanı içinde olduğumuz şu günlerde,  dikeceğimiz her bir fidanla yarını kurtarma adına bir ışık olmak hepimizin gelecek nesiller adına en büyük borcudur. Küçüklerimize, hiç olmazsa bugünlerde ağacın ne kadar büyük bir hazine olduğunu sürekli anlatmalı, onlar adına onlarla birlikte evimizin önüne, okulumuzun ve sokağımızın önüne bir fidan dikmeliyiz. Dikilen her bir fidanın bakımını yapıp gözümüz gibi korumalıyız. Yeşilin yeniden dağlarımızı kapladığı, yollarımızın ağaçlarla süslendiği, dallarından kuş seslerinin eksik olmadığı bir şehir, bir ülke hepimizin en büyük arzusu ve hayalidir. Bu hayali gerçekleştirecek olanda bizleriz.  

Bir ağaç dik haydi sende,
Umut olsun yarınlara.
Sevgi ile büyüt onu,
Miras kalsın çocuklara.

Her gün bak,sık sık sula,
Büyüdüğünü göreceksin.
Tehlikeden koru onu,
Yarın nasıl seveceksin.

Çocuk gibidir ağaç,
Sevgiyi, şefkati bilir.
Dal verir yeşil yeşil,
Nasıl büyür bir gün gelir.

Senden kalsın hatıra,
Yuvadır kurda, kuşa,
Hele dursun meyveye,
Ne kadar çok seveceksin.

Bir ağaç büyütmek,
Hayatta en büyük zevktir.
Kıymetini bil,koru onu,
Ağaç en büyük nimettir.