İsmailhakkı Toprak Huzur Evi’nde kalan 73 yaşındaki dizi, sinema tiyatro ve reklam oyuncusu Tahsin Tonkuş, hayat hikâyesini anlattı. Kurtlar Vadisi, Seksenler, Arka Sokaklar, Galip Derviş, Lale Devri gibi birçok projeden rol alan Tonkuş, 20 yıl önce evinden ayrıldığını ve sonrasında huzurevinde yaşamayı tercih ettiğini söyledi. Tonkuş, makine teknisyeni olarak çalışırken drama eğitimine devam ettiğini ve Ayla Algan gibi usta isimlerden eğitim aldığını belirtti. Tonkuş, huzurevindeki personellerle bir aile ortamı oluşturduklarını ve çok mutlu olduğunu sözlerine ekledi.

"EVDE OLMANIN TADINI ASLA ÖZLEMİYORUM"

Tiyatro oyuncusuyum aynı zamanda tiyatro grubumuzdan yapımcımızın izniyle kameraya transfer oldum ve birçok dizi, reklam ve filmde oynadım diyen 73 yaşındaki Tahsin Tonkuş, “Ben ortaokuldayken Sivas Halk Eğitim Merkezinde bağlama ve drama derslerine başladım. Bir süre sonra Sivas’tan çalışmak için İstanbul’a gitmem gerekti. Ben makine teknisyeniyim fabrikalarda çalıştım ve bu arada da Sivas Halk Eğitimde ’ki drama hocam ‘uygulamalı bir tiyatro grubunda ol mutlaka eğitim al’ dedi. Onun ricası üzerine bağlamayı öteledim ve tiyatroya öncelik verdim. Uzun yıllar hem eğitim aldım hem çalıştım. Bununla birlikte doktrin öğrencisiyim drama ve oyunculuk. Branş hocamız merhum Ayla Algan hanımefendiydi, kendisini çok severdik. Daha sonra haliyle yapımcıların izniyle hem tiyatroyu hem sinemayı beraber yürüttüm ve birçok projede yer aldım. Evimden yaklaşık yirmi yıl önce ayrıldım, huzurevini tercih ettim. Beş sene Erzurum’da kaldım. Bir buçuk yıldır burada, kalıyorum. Huzurevinde devletimizin şefkatli kollarını gördüm. Evde olmanın tadını asla özlemiyorum. Çünkü buradaki personellerimizle en büyüğünden en küçüğüne kadar bir kardeşlik diyaloğu içindeyiz” dedi.

“BEN TİYATRO DIŞINDA BİR HAYAT DÜŞÜNEMİYORUM”

Tiyatro dışında hayat düşünemediğine değinen Tonkuş, “Şimdi İstanbul huzurevinde olmak isterdim daha yakın olacaktım projelerde çalışmaya devam edecektim. Orada mümkün olmadı boş yer olmadığından dolayı o nedenle Anadolu’ya geldim. Yoksa İstanbul’da olsaydım çalışmalarım devam edecekti. Biz ya tiyatro provasında ya da sette nefes alıyoruz. Diğer zamanlar kendimi yarım nefes alıyor yarım yaşıyor kabul ediyordum. Takdir edersiniz ki tiyatro provaları, sahnesi olsun insana hayat veren yerlerdi. O nedenle hep o dünyanın içindeydim. Koca bir hayat su gibi geçti. Gençler mutlaka drama eğitimi alsınlar. Ben tiyatro dışında bir hayat düşünemiyorum. Doktor da olsanız avukatta olsanız kendinizi ifade edebilmenin en güzel en kolay sanatı dramadır. Başarıya giden yol insanın kendini ifade edebilmesinden geçer” ifadelerine yer verdi.