Bitlis Kardeşlik ve Adalet Platformu (BİKAP), yayımladığı yazılı basın açıklamasıyla İsrail’in Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’ya saldırmasını kınadı.

Bitlis ve ilçelerinde faaliyet gösteren Tatvan İnsan-Der, Özgür-der Tatvan Şubesi, Hür Akademya Derneği, Memur-Sen Bitlis şubesi, Tatvan Tek-der, Furkan-der, Norşin Akabe-der, Ensar Vakfı Bitlis Şubesi, Anadolu Gençlik Derneği, Bitlis Şuurlu Öğretmenler Derneği ve Özgür Eğitim-sen Tatvan Temsilciliğinin yer aldığı BİKAP, yaptığı yazılı basın açıklamasıyla İsrail’i lanetlerken, yapılan saldırıları karşı herkesi göreve davet etti.

Yapılan insanlık dışı saldırıya oldukça sert tepki gösteren BİKAP açıklamasında şunlara yer verdi:

“Son bir haftadır mescidi aksa üzerinde kirli oyunlar düzenleyen İsrail, Müslümanların ilk kıblesi olan bu kutsal mekanı bastı.Gaz bombaları ve plastik mermilerle Filistinlilere saldıran İsrail , 1967’den bu yana ilk defa Mescid-i Aksa’nın içine girerek kutsal mekanı tahrip etti. İsrail askerleri, Mescid-i Aksa’nın mihrabını postalları ile çiğneyerek Kur’an-ı Kerimleri yerlere atarak İslam dinine ve Müslümanlara hakarette, sınırı aşmıştır. Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi özelliğini taşıyor. Yahudiler içinde Kıble Mescid-i ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu inancıyla bu alanda kazı çalışmaları yapıyor. Yahudi yerleşimciler ve İsrailli yetkililer zaman zaman Mescid-i Aksa külliyesi içerisine de girerek cami cemaatini ve eğitim gören öğrencileri taciz etmektedir. Son olaylarla, İsrail güvenlik güçleri sabah saatlerinde yaklaşık 100 Yahudiyi Mescid-i Aksa’nın ağlama duvarına bakan Megaribe kapısından içeri almıştır. Buna tepki gösteren Filistinlilerle İsrail askerleri arasında çatışma çıkmış; Mescid-i Aksa içinde ve çevresinde yaşanan çatışmalarda 27 kişi yaralanmıştır. Olayda İsrail askerlerinin 1967 den beri ilk kez Mescid-i Aksa külliyesinin ana mihrabının bulunduğu Kıble Mescidi’nin içinde mihrap ve minberin yer aldığı bölgeye postallarıyla girdiği görülmüştür. İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik tahrik ve saldırı girişimleri yeni değildir. Her seferinde İslam dünyasının sessizliğinden, dağınıklığından ve tepkisizliğinden istifade eden İsrail, saldırılarını gün geçtikçe arttırmaktadır. Bu gün yaşananlarla, geçmişte yapılanların bir başka boyutu sergileniyor. 1994’te El-Halil’de, İbrahim Mescidi’nde yapılan olay burada da tekrarlanıyor. Önce katliam yapıldı, sonrasında çıkan olaylarda cami kapatıldı. Daha sonra cami açıldığında, yarısının Yahudiler için mabede dönüştürüldüğü görüldü. Bu tür gelişmelerle Mescid-i Aksa’da yapılmak istenenler oldu bittiye getirilmek isteniyor. Kudüs, Birleşmiş Milletler kararıyla da işgal altında olduğu tescillenmiş bir yerdir. Ne yazık ki işgal edilen bu yerde, İsrail tarafından kanunsuz şekilde bazı adımlar atılıyor. Kudüs’ü Yahudileştirdiler, Mescid-i Aksa’yı da Müslümanların elinden almaya çalışıyorlar. Haftalardır süren baskı ve yasaklamalarla İsrail ateşe benzin dökmektedir. Tüm dünya devletleri, İsrail’in yeryüzünü büyük bir kaosa sürükleyecek bu saldırılarına karşı acilen harekete geçmelidir. İsrail’in bölge de bozmadığı ateşkes, akamete uğratmadığı barış süreci, tahrik etmediği hassas nokta kalmamıştır. İsrail, kuruluşundan bu güne kadar kendisini himaye eden güçlere yaslanarak ve uluslar arası medyayı da kullanarak pervasızlığını sürdürmektedir. İsrail, zamanla Mescid-i Aksa’yı yıkmaya, oradaki İslam eserlerini yok etmeye teşebbüs etmektedir. Çünkü bu güne kadar yaptığı ve bundan sonra yapacağı saldırı girişimlerine karşı İsrail’i durduracak bir ittifak ve tepki İslam dünyasınca koyulamamıştır. Bunu çok iyi bildiğinden saldırılarının dozajını her gün arttırmaktadır.”

“YAPILAN HAKARET TÜM İSLAMA YAPILMIŞTIR”

İsrail’in yapmış olduğu saldırı ve hakaretin tüm İslam aleminin onuruna ve izzetine yapılmış bir hareket olduğunun belirtildiği açıklamanın devamında ise şu hususlara yer verildi:

“İsrail, başta Kudüs olmak üzere işgal ettiği topraklardan çekilene kadar, tüm İslam dünyası bu saldırıyı kendisine yapılmış sayıp derhal diplomatik ilişkileri kesmelidirler. İyi bilinmelidir ki Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıların tek sorumlusu İsrail değil; İsrail’e göz yuman ülkelerde bu suça ortaktır. Bizim kutsalımıza el uzatılıyor, Kur’an-ımız yerlere fırlatıyorlar sonra da ellerini kollarını sallayarak ülkemize girip çıkıyorlar. Bu nedenle Müslümanların, İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarına karşı sessiz kalmamaları gerekmektedir. Unutmayalım ki Mescid-i Aksa’ya ve kutsal kitabımıza karşı yapılan bu saldırılar gerek bölgede, gerekse dünyanın genelinde yeni bir şiddet dalgasına zemin hazırlamaktadır. Böyle bir dalgadan en fazla zarar görecek olanlar bizzat İsrail vatandaşları olacaktır. İsrail’in saldırgan yöneticilerine karşı İsrail halkı da barışın ve huzurun yanında yer almalıdır. Aksi taktirde üretilen bu terör dalgası daha büyük bir terör dalgası yaratacaktır. Müslümanlar hiçbir terör dalgasına prim vermeyecektir. Bu ister bir örgütten gelsin, ister bir devletten gelsin, buna karşı duracaklardır. İsrail yaptığı bu saldırılarla terörist bir devlet olduğunu bir kez daha tescillemiştir. Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkeleri birlik ve beraberlik içerisinde bu terör dalgasına ve İsrail’in İslam’a karşı düşmanca politikalarına dur demeleri gerekmektedir, aksi taktirde İsrail’in zulmüne ortak olurlar. Ayrıca Türkiye’nin de acilen İsrail Konsolosluğunu acilen sınır dışı etmesi gerekmektedir. İsrail’i bir kez daha bu saldırgan politikaları sebebiyle şiddetle lanetliyor ve işgalci güçlerini acilen Mescid-i Aksa çevresinden uzaklaştırmaya çağırıyoruz.”