Mimar Mühendisler Grubu’nun düzenlemiş olduğu ’Büyükşehirlerde Afet Yönetimi’ toplantısına katılan Bursa Valisi Münir Karaloğlu, "Bursa’da bir afet ne zaman olur bunu bilmiyoruz. Ama her an olacakmış gibi hazırlıklı olmamız lazım" dedi.

Büyük Şehirlerde Afet Yönetimi konusunda Brifing veren Vali Karaloğlu, Türkiye’deki topraklarının yaklaşık yüzde 70’inin 1. ve 2. derece deprem bölgesi olduğunu ve nüfusun yüzde 90’ının da bu bölgelerde yaşadığını söyledi. Türkiye’deki en büyük sorununun deprem veya afet öncesi süreci yönetme konusunda olduğuna dikkat çeken Karaoğlu, "Riski görüp riske göre kendimizi konumlandırmada sorunumuz var. Kriz ortaya çıktıktan sonra krizi yönetme kabiliyetimiz çok yüksek.

Dünyaya, özellikle de Japonlara baktığımızda onlarda riski yönetmekte çok iyiler. Yani afet öncesi hazırlık döneminde zarar azaltma noktasında çok iyi hazırlanıyorlar. Ama krizi yönetme konusunda da onlar kötüler, işte en son tsunami de halen enkazın kaldırılamadığı söyleniyor" dedi.

Türkiye, Van depreminde bir yıl içerisinde 17 bin 500 konutu altı ayı kış olan bir memlekette yapıp teslim ettiğine dikkat çeken Karaloğlu, "Türkiye’nin böyle bir operasyon gücü var. Ama riski yönetmiyoruz. Türkiye’nin en riskli olan bölgesinde yaşıyoruz. Şimdi kendi kendinize sorun. Yaşarken, ev alırken, evde herhangi bir eşyanızı konumlandırırken ’bu kent 1. derece deprem bölgesindedir’ dediğiniz oluyor mu ? mesela gardırobunuzu, tuvalet aynanızı yerleştirirken ve ya buzdolabınızı monte ederken ’bu dolap bir gün bir depremde üzerimize gelebilir’ diye düşünüyor musunuz? çoğumuz düşünmüyoruz. Bize bir şey olmaz abi mantığıyla yaşıyoruz. Van’da deprem oldu. Çaldıran hattında bir kırılma olabilir diye bekliyorduk. Sonra Van Gölü içerisinden bir deprem geldi. Türkiye’deki Bilim adamlarının ilk açıklaması ’bu sürpriz bir fay böyle bir fayı bilmiyoruz’ oldu. Niye bilmiyorduk. Çünkü çalışmazsanız bilmezsiniz. Sadece büyük fayın Çaldıran fayı olduğu biliniyor. Van Gölünün içerisinde şimdi yüzlerce kılçık fay olduğu ortaya çıktı. Şimdi Edremit’te var diğer bölgelerinde var karşıda var. demek istemeye çalıştığım şu, biz mental olarak her şeye hazır değiliz arkadaşlar her an afet olacakmış gibi bir hazırlığımız yok" dedi.

Van depreminin Türkiye için bir milat olduğunu belirten Karaoğlu, "Hem Devlet açısından bir milat oldu hem de fertler açısından bir milat oldu. Van depreminden sonra neye mal olursa olsun artık Türkiye’de kentsel dönüşümü gerçekleştireceğiz kararlılığı ile işte afet riski altındaki binaların dönüştürülmesiyle ilgili yasa çıktı. Şimdi Bursa’ya gelelim. Bursa 1. derece deprem bölgesidir. En son büyük deprem 1855’te olmuş. Bursa’yı yerle bir etmiş. Ulucami’nin bile 20 kubbesinden 18 tanesinin indiği, hasar gördüğü söyleniyor. Bizim Gemlik-İznik fayımız var. Geyve’ye kadar uzanan, Sakarya Geyve’ye gidip Anadolu fayı ile birleşen fay var. Yaklaşık bin senedir kırılmamış. Bu kadar deprem riski büyük olan bir şehre baktığınızda mühendislik hizmeti alınmadan yapılmış binlerce bina stoku olan bir şehirden bahsediyoruz. Hadi kardeşim bu riski azaltalım Kentsel Dönüşüm yapalım diyorsunuz, bu seferde vatandaş karşınıza çıkıyor. Vatandaşın yüz metrekarelik bir gecekondusu var, 5 tane çocuğu varsa 5 çocuğuna birer daire nasıl alırım hesabını yapıyor. Kimse bana güvenli konut lazım demiyor. Bir afette bir depremde çoluk çocuğuma tabut olmayacak bir konuta ihtiyacım var demiyor. Bunu vatandaşa anlatmamız öğretmemiz lazım yoksa kentsel dönüşümü bu günkü mantığı ile hızlandırmamız çabuklaştırmamız mümkün değil" diye kaydetti.

Kentsel dönüşümün mutlaka yapılması gerektiğini belirten Vali Karaloğlu, "Güvenli ev yapmak ve bunu insanlara anlatmamız gerekiyor. Bursa’da bir afet ne zaman olur bunu bilmiyoruz, ama her an olacakmış gibi hazırlıklı olmamız lazım. Afet’te asıl mantık ’yara sarmak değil yara almamak’ olması lazım. Hasar tespit çalışmalarında çok önemli eksikliklerimiz var. Her mühendis hasar tespiti yapamaz. Bunun için özel eğitim almış personelin olması gerekiyor. Üniversitelerimiz hasar tespit çalışması yapacak uzman yetiştirmesi gerekiyor. Üniversitelerimiz hayattan kopuk olmamalıdır. Teknik Üniversitelerimiz teknik elemanlarını iyi yetiştirmesi lazım" diye konuştu.