Çalışmak kadere savaş açmak değil; bilakis bizi çalışıp çabalamaya iten de kaderimizin kendisidir. Birey gücü yettiği müddetçe çalışmayı kendine ilke ve prensip edinmelidir. Tembellik ise kırılmamış başın , kanamamış yaranın bantlar ile sarılmasından öteye geçmeyen ahmakça bir davranışsızlıktır.
Evet çalışmalıyız, yılmadan, durmadan , bıkmadan… Sürekli çalışma halinde… Yer ve gökteki canlı cansız her şey çalışırken , mükemmel olarak yaratılmış olan insanın çalışmaması düşünülemez …
Cebriliğe düşmeden çalışmalıyız… Çalışarak , cebrilikle yanan alevin üzerini alın terimizle tuz buz eylemeliyiz. Tevekkül tohumlarını sönen bu ateşin üzerine toprak gibi serpmeli, azmimizin filizini burada yeşertmeliyiz.
Hz. Peygamber yolda duran dilenciye sadaka vermez ; lakin dönüşte verir. Sahabe nedenini sorduğunda giderken boş boş oturuyordu, dönerken elindeki çöp ile toprağı karıştırıyordu yani çalışıyordu…
Çalışmalıyız bazen bir arı gibi…
Çalışmalıyız bazen bir karınca gibi…
Çalışmalıyız …
Çalışmalı…
Mehmet BAŞTUĞ
Eğitimci –Yazar