70 bin erenimizle çıktığım bu yolda Karaman İlimizin tanıtımına, Cennetten kovulan yılanın bölgemizde bulunan Karadağ’a indirilmesiyle başlayan ve Karadağ’ın kutsallığını tescil eden olayla devam ediyoruz.

Allah-u Teâlâ insanoğlunu topraktan yaratıp bütün alemlerde, en üstün varlık olarak ilan etmesinden sonra, şeytan bunu hiçbir zaman kabullenemedi. Şeytanın insanoğluyla hesabı buradan itibaren başladı. Şeytan, Allaha da, üstün kıldığı insanoğlunu kandıracağını ve yoldan çıkaracağını söyledi. Günümüzde de bunu bir hayli başarmış gözüküyor. Cenabı Allah, Hz. Adem ve Hz. Havva’yı Cennette Aden bahçesine yerleştirdi. Aden bahçesinin ortasındaki elma ağacından elma yememelerini yasak olduğunu söyledi. Fakat şeytan insanoğlunu kandırmak için, Allah-u Teâlâ insanı topraktan yarattığı ve üstün kıldığından beri boş durmuyordu, Şeytan, bunun içinde ne yapıp edip, Hz. Ademe ve Havva’yı günah işletmeye çalışacaktı. Bunun içinde cennette bulunan yasak meyveden onlara yedirerekten günahkâr olmalarını sağlayacaktı. Fakat öncelikle cennete geçmesi gerekiyordu. Bu hiç kolay değildi. Çünkü cennetin kapısında bekçilik yapan yılan vardı. Ne yapıp edip yılanı kandırması gerekiyordu. Şeytan, bütün gücünü ve yeteneğini kullanaraktan yılanı ikna etti. Yılan şeytanı sırtına alarak, sürünerekten gizlice cennete soktu. Böylelikle şeytanın cennete girdiğini kimse görmemişti.

Şeytan, Kutsal kitabımız Kuranı Kerim’de Araf Suresinin 20. Ayetinde de açıklandığı üzere, Hz. Havva’ya gelerek "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da cennette ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. (Meal: Diyanet Başkanlığı)" diyerek yasak elmadan yemesini ve Hz. Ademi de ikna etmesini söyledi, elmadan yedikleri takdirde gözlerini açılacağını ve tüm güzellikleri göreceğini söyledi. Şeytana inanan Hz. Havva, Hz. Ademe yöneldi ve elmadan beraber yiyelim dedi.  Elmayı yiyen Hz. Adem ve Hz. Havva’nın gözleri açıldı ve çıplak olduklarını gördüler hemen incir ağacının yapraklarından kendilerini örttüler.  Allah-u Teâlâ yasak elmadan yiyen Hz. Adem ve Hz. Havva ya sözünü dinlemedikleri için çok kızdı ve bir ateş deryası olan Dünyayı altı günde, altı evrede yarattığı insanoğlu için yaşanılır bir yer haline getirdi.  Hz. Ademi Sri Lanka ya, Hz. Havva’yı ise Medine ye indirdi. Yılanı da Hz. Havva’yı kandırdığı için lanetledi ve sürünerek dünyada yaşamına devam etmesi için Anadolu topraklarında bölgemizde, Karaman İlimizde bulunan Karadağ’a indirdi. Bu olayla birlikte Karadağ’ın Allah katında önemi de tescillenmiş oldu.

İki yüz yıl dünyada yalnız yaşayan Hz. Adem ve Hz. Havva Mekke de buluştular, yılanda buluşma noktasına geldi mi onu bilmiyoruz. Fakat Karadağ’a indirilen yılan burada çoğalarak dünyanın dört bir yanına dağıldı. Karadağ’da bölge halkı tarafından Adakale civarında veya Kızıldağ’a indirildiği rivayet edilmekte. Cennette ayakları olan yılana Allah-u Teâlâ ceza vererek ayaklarını almış ve bundan sonraki yaşamına sürünerek devam etmesini istemiştir.  Yılanın dünyaya indirildiği yerde kışın hiç kar tutmaz toprağı her zaman ılık ve sıcaktır. Buranın toprağından yalanırsa ve cilde sürünülürse yılancık hastalığına ve daha birçok deri hastalıklarına iyi geldiği bölge halkı tarafından rivayet edilir.  Bölgemizde dedelerimizin ebelerimizin anlattığı çeşit çeşit rengarenk ve dev yılanların yakın zamana kadar görüldüğü anlatılmaktadır. Yılanların atası olarak bilinen ve Medusa tarafından Karaman’dan Tarsus’a kaçırılan Şahmeran’ın Karadağ dan Tarsus’a uzanan bilinmeyen hikayesine gelin bir göz atalım.

Hatırlarsanız, daha önceki yazılarımızda İlluyanka efsanesinden bahsetmiştik. Fırtına Tanrısının dağı olan kutsal Karadağ’a, Allah (c.c.) tarafından cezalandırılan yılan indirilmişti.  Yüzyıllar geçtikten sonra, Karadağ’a sahiplenen fırtına tanrısı ile yılansı bir ejderha olan İlluyanka, Ermenek İlçemizde savaşırlar. Fırtına Tanrısı savaşı kaybeder. Fırtına Tanrısı bu hezimeti kabul edemez ve bir erkek çocuğu dünyaya getirir. Oğlunu büyüyünce İlluyanka’nın kızıyla evlendirir. Bir zaman sonra oğlu ve gelinini kandırarak savaşta kaybettiği gözlerini ve kalbini İlluyanka’dan istemelerini söyler. Oğlu ve gelini İlluyanka’yı ikna ederek fırtına tanrısının gözünü ve kalbini alırlar. Gözüne ve kalbine kavuşan fırtına tanrısı sözünde durmayarak İlluyanka’ya saldırır. Tam öldüreceği sırada oğlu ve gelini önüne geçer fakat onları da oracıkta öldürür ve İlluyanka’ya yönelir. İlluyanka’yı da acımasızca öldürür. Fakat o esnada bu olup bitenlere gönlü olmayan Medusa hemen İlluyanka’nın hamile olan kızının yanına gelerek karnını yarar ve bebeği alır ve habersizce oradan kaçırır. Bir süre Taşkale İncesu Mağarasında saklanırlar. Bebekten haberi olan fırtına tanrısı onu öldürmek için yola koyulur, fakat Medusa çoktan Tarsus un derinliklerine bebeği kaçırmıştır. İşte Karmandan kaçırılan o bebek Şahmerandır…

Konumuzun Kamu Spotu da şöyle olsun. “Karadağ’ın ve bölgemizin her köşesinin gizemli ve kutsal olduğu Cennetten Kovulan Yılan efsanesiyle de ispatlanmış oluyor. Bölgemizin ve bölgemizde bulunan Karadağ’ın önemini fark ederek bu yönlerde çalışma yapmamız Karaman İlimizi ön plana çıkaracaktır.”