CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadroğlu, gazeteci-yazar Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasını kınadı.CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, Odatv İmtiyaz Sahibi gazeteci- yazar Soner Yalçın’ı telefonla aradı. Yalçın’ın konferans için gittiği Denizli’de bir basın davası gerekçe gösterilerek sabaha karşı gözaltına alınmasını kınayan Kemal Kılıçdaroğlu, gözaltına alınma ve daha sonra serbest bırakılma konusunda bilgi aldı.Soner Yalçın’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Geçmiş olsun, bu tür gözdağıları senin gibi gerçek gazetecilere işlemez ama nasıl oldu?" sorusu üzerine şunları söylediği kaydedildi:"Denizli Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Cumartesi günü Denizli’ye geldim. Yaklaşık 1000 kişiye konuşma yaptım. Salonda Denizli Emniyeti güvenlik önlemi almış. ADD’de etkinlik ve konukları konusunda yasa gereği Emniyet’e bilgi veriyor. O nedenle herhangi bir şey olmadı. Konuşma bitti, odama gidip uyudum. Sabah 5’te kapı çalındı, açtığımda sivil giyimli kişilerle karşılaştım. Hakkımda bir dava nedeniyle yakalama kararı olduğunu ve Emniyet’e gelmem gerektiğini söylediler. Konunun ne olduğunu sorduğumda "basın davası" olduğunu söylediler.Dedim ki bakın bir hırsızlık davası değil, bir cinayet davası değil yazdığım bir şey yüzünden götürüyorsunuz. Böyle yapmayın. Söyleyin ben makul bir saatte savcı gelince ifadeye geleyim. Basın kartımı gösterdim. Buna ne gerek var dedim. Türkiye’de 3 şehit var millet kan ağlıyor bu ortamda bu şekilde gündem olmak ayıptır dedim. Ama yok. Israrla götüreceğiz dediler.Aşağı indik. Gün ağarmamıştı. Aşağıda da sivil bir araba vardı. Dedim ki ya siz sivil, araba sivil siz beni kaybetmeye mi götürüyorsunuz. Bu kez bir daha polis kimliği gösterdiler. O kimlik herkeste var dedim. Bu kez arabadaki telsizleri gösterdiler. Biraz daha karşı koysam kelepçeleri hazırlamışlar, bileğime vuracaklar.Gittik, devlet hastanesinde muayene yaptılar. Sonunda ne olduysa bir telefon geldi. Serbest bıraktılar. Otele götürüp burada bekleyin öğleden sonra savcı gelecek dediler. Şu an otelde bekliyoruz. Ne davası olduğunu da bilmiyoruz".