Merkezi Ankara’da bulunan Adil Yaşam Derneği Karaman temsilcisi Abit Çoban, basın açıklamasında bulundu.
Çoban, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, devletimizden Af talebimizi sebepleri ile ortaya koyuyoruz.
Cumhuriyet tarihinde, farklı gerekçelerle 47 kez kısmi af ve genel af çıkarılmıştır. Bazı dönemlerde, ülkenin savaş vb. karışık durumlarda olması gerekçe gösterilerek, devlete ihanet eden terör suçluları dahi affedilmiştir. Bugün, ülkemizde yaşanılan en büyük problem maalesef adalettir. Bu durum, her ne kadar herkes tarafından bilinse de eline imkân geçen; kendisi gibi düşünmeyen veya aynı tarafta olmadığı bir başkasına adaletsizlik yapmaktadır.
Oysaki, Adalet şeffaf ve herkese eşit olmalıdır. Adalet, tüm sınıflar için eşit uygulandığı takdirde demokratik hukuk devleti olmak mümkündür. Bilindiği üzere, ülkemiz 2016 yılında bir darbe girişimi ile adeta deprem yaşadı.
Ardından bu girişime kalkışan hâkim, savcı, polis... kısacası, cezaevlerindeki Kader mahkumlarının kaderini, hak ve adalet gözetmeden belirleyen örgüt üyeleri, yargılanarak cezaevine alındı. Bunlar, yani FETÖ mensubu hakim ve savcılar, cezaevine girdikten sonra, yargıladıkları hiç kimseye yeniden adil yargılanma yolu açılmadı.
Bizler, suç işledik devletimiz bizi affetsin demiyoruz; ancak devletimiz en azından adil yargılanma hak ihlalleri üzerinden (AYM verilerine göre bu oran %77) bu talepte olan kişileri yeniden yargılayabilirdi.
Fakat bu yola gidilmedi ve 2016 yılında kanun hükmünde kararname ile yapılan infaz düzenlemesi, 2020 yılında pandemi sebebiyle bazı mahkumların izine gönderilmesi ve 2023 yılında, izine gönderilen mahkumların geri çağrılmaması konusu ile alakalı yapılan düzenlemeler, anayasanın eşitlik ilkesine uyulmadan yapılmış, birçok insan bu yasadan faydalanamamıştır.
Yine 2020 yılında hayata geçirilen, cezaevi idari gözlem kurulu ve tahliye yetkisinin infaz hakimlerine verilmesi ile mahkûm açısından ikinci bir ceza durumu oluşmuştur. Şöyle ki: mahkemeden tahliye kararı çıkmasına rağmen, bu kurul onay vermediği sürece mahkûm tahliye olamamaktadır.
Cumhuriyetin 10.,25.50.75. yıllarında çıkarılan af yasalarından yola çıkarak, ikinci 100 yılda devletimizden geçmişin temizlenmesi, toplumsal barış ve kucaklaşma adına bu yüzyıla yakışır Genel Af talep ediyoruz.
Ve hemen ardından, sicil affi ile cezaevinden çıkan insanların iş bulması kolaylaştırılmalı, ekonomik ve sosyal şartları oluşturularak geriye dönüşleri zorlaştırılmalıdır. Devlet, vatandaşına imkân verdiği sürece, cezaevleri boş kalacaktır. Çünkü ülkemizde işlenen suçların büyük bir çoğunluğu ekonomik, sosyolojik ve psikolojiktir.
İkinci yüzyıla girerken, haklı ve gerekli sebeplerle Gazi Meclisimizin Genel Af ve Sicil Affi konusunu gündemine alıp gerçekleştirmesi Adalet adına gereklidir.”