‘Çocuğun Sesi Ol’ teması ile düzenlenen panel, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Panelin açış konuşmasını yapan Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve panel yönlendiricisi Dr. Öğr. Üyesi Alper Yusuf Köroğlu şunları söyledi: “Atatürk, “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” sözüyle çocuklarımızın korunmasının ve özel olarak ele alınmasının ne kadar hayati olduğunu vurgulamıştır. Bugün, ‘Çocuk Gelişimciler Günü’nde çocuklarımızın daha güvenli, sağlıklı ve mutlu bir geleceğe sahip olmalarını sağlamak için buradayız. Çocuklarımızın ihmal ve istismar edilmemesi, suçluluğa itilmemeleri yerine doğru yönlendirilmeleri, bağımlılıklardan korunmaları ve sığınmacı ya da mülteci çocukların yaşadığı zorlukların farkında olmamız büyük önem taşımaktadır.”

“ÖZGÜVENİN VE SEVGİNİN AŞAMAYACAĞI HİÇBİR ENGEL YOKTUR”

Panelde ilk olarak söz alan Av. Türkay Asma, ‘Çocuk İhmal ve İstismarı’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Av. Asma, özgüvenin ve sevginin aşamayacağı hiçbir engel olmadığına vurgu yaparak şunları söyledi: “İstismarı, duygusal, fiziksel, cinsel ve ekonomik olmak üzere dört ana grupta toplayabiliriz. Her dört istismar şekli de çocuğun gelişimi ve geleceğini olumsuz etkilediğinden bu istismarlar birbiriyle iç içe geçtiğinden oldukça önemlidir. Cinsel istismara uğrayan çocuk aynı zamanda hem duygusal hem de fiziksel istismara uğramış olmaktadır. Duygusal olarak aldatılmışlık, kirlenmişlik, hak etmeme ve suçluluk gibi psikolojik travmalarla karşı karşıya kalmakta ve ciddi bir tedavi ve terapi sürecinden geçilmediği taktirde onu kazanmamız zorlaşmaktadır.”

ÇOCUK SUÇLULUĞU

Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yılmaz, ‘Çocuk Suçluluğu’ konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Yılmaz, “Çocuk suçluluğu, yasalara göre reşit olma yaşına ulaşamamış çocuk ve gençlerin yasa dışı davranışlarda bulunmasıdır. Çocuklar tarafından işlenen suçların çoğu, okuldan kaçma, sokağa çıkma yasağını ihlal etme ve reşit olmayan içki tüketimi gibi az ciddi suçlarken cinayet gibi daha ciddi suçlarla da suçlanabiliyor. Evde şiddet, ahlaki rehberlik ve denetim eksikliği, okulda başarısızlık, madde bağımlılığı gibi pek çok sebep çocukları suça sürüklemektedir.” dedi. 

“BAĞIMLILIK KİŞİNİN İRADESİNİ KAYBETMESİDİR”

Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Esma Özmaya ise ‘Çocuklarda Bağımlılık’ konusuna değindi. Dr. Öğr. Üyesi Özmaya, “Bağımlılık; bir nesneye, kişiye ya da varlığa duyulan önlenemez istek veya bir başka iradenin etkisi altına girme durumudur. Kişinin madde kullanımı ya da davranışı ile ilişkili olarak ortaya çıkan bir dizi bilişsel, davranışsal ve psikolojik belirtilerdir ve bunlara rağmen madde kullanımı sürdürülmektedir. Madde kullanımında kişi kontrolünü iradesini kaybeder.” diyerek madde kullanımı sonrası beynin işlevlerinde yaşanan değişiklikleri de katılımcılarla paylaştı.

“MÜLTECİ VE SIĞINMACI ÇOCUKLAR PEK ÇOK SORUN İLE KARŞILAŞMAKTADIR”

Panelde son olarak söz alan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Özlem Yılmaz Demirel de ‘Sığınmacı ve Mülteci Çocuklar’ konulu sunumunda bu çocukların yaşadığı zorluklar konusunda bilgiler aktardı.

Dr. Öğr. Üyesi Demirel, “Mülteci olduğu iddiasıyla ülkesini terk eden ama mültecilik statüsü başvurusu sonuçlanmamış kişiler ‘sığınmacı’ olarak adlandırılır. Mülteci ise sığınma başvurusu kabul edilen kişidir. Mültecilik, hukuki bir statüdür. Sığınmacı ve mülteci çocuklar; dil ve iletişim sorunları, sosyal uyum sorunları, eğitim sorunları ve sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunların hiç biri birbirinden bağımsız değerlendiremeyeceğimiz sorunlardır. Bir alanda sorun olursa bu diğer alanlara da yansıyabilir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Panel, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ve belge takdiminin ardından sona erdi.