Dünya Gönüllüler günü nedeniyle Çorum’da yürüyüş düzenlendi.

Gazi caddesinde şarkılar eşliğinde ellerinde balonlarla yürüyen gönüllüler toplumsal çalışmalarda gönüllü olmanın önemine dikkat çektiler. Devlet Tiyatro Salonu önünden başlayan yürüyüşe Kızılay Çorum Şubesi, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Kan-Der ve Deniz Feneri Derneği üyeleri katıldı.

Kızılay gönüllüsü Mustafa Ceylan, daha önce yoksul ve evsizlere gıda, giyim ve barınma yardımı gibi, daha az avantajlı gruplara yardım sağlamakla özdeşleştirilmesine karşın gönüllülük, zaman içinde, yoksulluk ve eşitsizliği azaltmaya yönelik ekonomik ve sosyal politikaları savunan, insanlar ve kültürler arasında karşılıklı anlayış ve diyaloğa dayalı sosyal dayanışmayı güçlendiren ve insanlar arasındaki önyargıların ortadan kaldırılmasına katkıda bulunan çok yönlü bir süreç haline geldiğini söyledi.

Gönüllülüğün insanı mutluluğa götüren, geçmiş-bugün-gelecek çizgisinin devamını sağlayan,kapsamlı, güçlü ve önemli bir hizmet anlayışı olduğunu dile getiren Ceylan, “Gönüllülük, bir medeniyet göstergesi olarak maddi ve manevi gücün, birlik ve beraberliğin sembolüdür. Gönüllülük, neredeyse insanlık tarihi kadar eski ama eskimeyen bir gerçeklik ve pratiktir. Gönüllülük, içinde yaşadığımız coğrafya için hem gelenek, hem güncellik ve hem de gelecektir. Gönüllülük dünya üzerinde her toplumda görülen bir olgudur. Tanımlar gönüllülüğü ifade ederken kültürden kültüre,dilden dile değişiklik gösterse de gönüllülüğü güdüleyen değerler ortak ve evrenseldir. Örneğin gönüllülük; çözümü başkasından beklemek değil, bireysel gücünü çözüm bulmak için kullanmaktır. Başkasını mutlu etmenin en büyük mutluluk olduğunu fark etmektir. Güveni, dürüstlüğü ve paylaşmayı öğrenmek ve öğretmektir. Karşılık beklemeden sevmektir. Kendini başkasının yerine koyabilmektir. Karşılığını veremeyecek birine iyilik yapmanın hazzını ömür boyu kendine yaşatma demektir” dedi.

İnsanların, yaşadıkları toplumda bireysel veya kitlesel olarak birçok sorunla karşı karşıya kaldığını dile getiren Ceylan, çevreden sağlığa, afetlerden insani yardıma, eğitime kadar geniş bir alanda ortaya çıkan gelişmeler duyarlı insanları bu alanlarda bir şeyler yapma ihtiyacına yönelttiğini kaydetti.

Gönüllülüğün, özellikle gençlerin psiko-sosyal gelişimine katkı sağlayan iki yönlü bir hareket olduğunun altını çizen Ceylan, gönüllü çalışmalar sonucunda elde edilen toplumsal faydanın yanı sıra, bu çalışmalar içerisinde yer alan gençlerin bireyler arası yeteneklerinin geliştiğini, paylaşmanın anlamını kavradığını, takım çalışmasını ve yardımlaşmayı öğrendiğini, yeni yaşam deneyimleri kazanarak değişik tecrübelere sahip insanlarla tanışma imkanı bulup değişik kurumları tanıdığını, toplumu ve dünyayı daha iyi kavrayarak, değer yargılarını geliştirdiğini ve özgüveni artırdığını belirtti.

Gönüllü çalışmalara katılan bireylerin, hem kendilerinin hem ailelerinin hem de içinde yaşadıkları sosyal çevrenin sahip olduğu tüm olanaklarının toplumun yararına olan çeşitli alanlarda kullanabilme fırsatı bulabileceği gibi bu yolla yaşadıkları topluluğun veya toplumun yaşamında söz sahibi olabildiklerini anlatan Ceylan, “Dünyada kırsal alandan kentsel alana, her yaşta, her meslek grubunda, her ırkta, her dinde ve her sosyal kesimdeki bireyler bir şekilde gönüllü çalışmalarının içinde yer almaktadır.Ülkemizde gönüllü çalışmalara katılımında toplumun en dinamik ve enerjisi en yüksek kesimini oluşturan gençlerin yanı sıra belli bir alanda birikimi olan ancak bunu kullanmayan/kullanılmayan çok büyük bir potansiyel söz konusudur. Ülkemizde gönüllülük şu anda her zamankinden daha yaygındır. Ancak yine de istenilen kadar ya da gönüllülük hak ettiği kadar tanınmamaktadır. Burada bize düşen ülkenin dört bir yanından gönüllü potansiyelini harekete geçirmek, gönüllüleri gündeme getirmek, daha ciddi bir biçimde ele alıp, hedeflere doğru yönelmektir. Sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşları ve özel sektör ile birlikte daha fazla gönüllülük nasıl geliştirilir, daha fazla gönüllü nasıl seferber edilebilir gibi konular üzerinde yoğunlaşmalıyız” ifadelerini kullandı.