DİŞÇİ KOLTUĞU

Bu akşamüzeri birden bastırdı
Başladı dişimin imdat çağrısı
Yüzümü ekşitti sonra astırdı
Gözümü kararttı şu diş ağrısı

************************

Elimi attığım ilk hapı kaptım
Faydası olmadı tuzlu su yaptım
Banyoya giderken mutfağa saptım
Saçımı ağarttı şu diş ağrısı

************************

Bu ağrı başıma ettikçe akın
Dedim ki 'aklımı kaçırmam yakın'
Duvara tosladım gülmeyin sakın
Dizimi morarttı şu diş ağrısı

************************

Ne diye bu bela beni bulmuştu
Düşünüp dururken sabah olmuştu
Korkarım yolcuydum vadem dolmuştu
Rengimi sararttı şu diş ağrısı

************************

Demek kâr etmezmiş ne tuz ne de mey
Ne ağa dinlermiş ne paşa ne bey
Velhasıl arkadaş çekilmez bir şey
Düşmanı arattı şu diş ağrısı

Neden insanları hep korkuturlar dişçi koltuğundan bilmem. 31 yıllık ömrümde hiç oturmadım dişçi koltuğuna. Neden mi? Neden olacak efendim, korkumdan elbet. Bugüne kadar hep sineye çektim diş ağrılarını. Bana kalsa yine de çekerdim ya, insan dostlarına ses çıkaramıyor. Ne bahane öne sürdümse dinlemediler, beni diş doktoruna götürdüler. Dedim, “Ben daha Karaman’dan hızlı trene bineceğim. Hadi dişçi koltuğunda korkudan bir kalp krizi geçirir de öbür tarafa nakli mekan eyler de hızlı trene binemezsem?” Çık, dediler ne dersen de, seni o koltuğa oturtacağız.” Çaresizce aya kalktım gitmek istemeye istemeye düştüm dostlarımın kolunda Karaman Ağız Ve Diş Sağlığı Merkezi Acil Servisine. Korkuyordum ya hem ne korku. Vücudumun her azası tir tir titriyordu. Hani çaresizce kesime götürülen koyun gibi gidiyordum. İşte acil servisin kapısından girdim, sırayı alınca hemen sıra bana geliverdi. Başka hasta yoktu zahir, ulen arkadaş, sıra beklesem gelmezdi korkuyorum ya hemencecik geliverdi. Girdim doktor amcanın huzuruna dedim ki: “Dişim ağrıyor doktor amca, ben hiç gitmedim hayatımda diş doktoruna. Doktor amca: “Uzan şu koltuğa da seni bir muayene edeyim” dedi. Şöyle bir elimle yokladım dişçi koltuğunu, kör tabiriyle masaj koltuğuna benzer bir koltuk. Uzandım amma hayatımın en korkunç sahnesiyle karşı karşıyaydım. Şimdi ne yapacaktı doktor bana? Doktor amca yine kör tabiriyle söyleyeyim; ayakkabı keratasına benzer bir şeyle ağrıyan dişime vurdu ve sana bir ilaç yazayım da iltihabını gidersin, poliklinikten randevu alda tedavin yapılsın” dedi.

O kadarcıkla kurtuluyordum dişçi koltuğundan. Şaka bir yana biz görme engellilerin bu tür korkularını yenebilmeleri adına bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl ki ilk yardım hayati öneme haiz aynı şekilde biz görme engellilerin kökleşmiş korkularını yenebilmesi de çok önemli. Çünkü biz göremediğimiz için kafamızdaki hayali senaryoları besleyerek bakıyoruz hayata. İşte bu sebeple başta dişçi koltuğu olmak üzere biz görmeyenlerin korkularının üstesinden gelebilmeleri adına bir çalışma içerisine girilmesinin öneminin altını çizmek istiyorum.

Unutmayın, biz kısık sesleriz, biz duyarlı insanların ilgilendiği ölçüde varız...