Van’da düzenlenen Demokratik Ekonomi Konferansı’nda, enerji, su, ticaret, endüstri, tarım, inşaat, ulaşım, demokratik özerklik, köy komünleri, kooperatifler, yerel yönetimler, sağlık, eğitim, ulaşım, kadın gibi konularda yeni ve önemli kararlar alındı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyeleri ile bölgedeki ekonomi kurum ve kuruluşlarınca desteklenen Demokratik Ekonomi Konferansı sona erdi. “Toprağımızı, Suyumuzu, Enerjimizi Komünleştirelim, Demokratik Özgür Yaşamı İnşa Edelim” sloganıyla Van Nüda Kültür Merkezi’nde yapılan konferansın sonuç bildirgesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı ve Nusaybin Belediyesi eski Başkanı Ayşe Gökkan tarafından okundu. Anlı, konferansın küresel kapitalizmin sürmekte olan derin krizinin küresel ekolojik krizle birleştiğini belirtti. Ortadoğu’nun su ve enerji kaynaklı bir bölgesel yeniden dizayn saldırısı altında olduğunu tespit ederek konuşmasını sürdüren Anlı, bunun bir parçası olarak Türkiye’de siyasal iktidarın her şeyi ticaretleştirdiği, metalaştırdığı ve şirket modeliyle yönetmeye çalıştığını ileri sürdü.

Tüm varlıklar için en temel yaşamsal gereksinim ve hak olan suyun ticarileştirilmesi ve aracı durumuna getirilmesi gerektiğini dile getiren Anlı, “Bölgenin yerel hammadde ve kaynaklarının işlenmeksizin ihracata tabi olduğu ya da katma değeri düşük bir şekilde işlendiği ve yine bölgeye yüksek fiyatlarla satıldığı yapı değişmelidir. Meclislerin, komün ve yerel yönetimlerin bölgedeki ekolojik yapıya zarar verecek işletmelerin, çevre, insan ve bir bütün olarak doğa üzerindeki risk ve talanının kademeli olarak ortadan kaldırılmasının acil bir ihtiyaç olduğu ortaya konmuştur. Kullanılan enerji kaynaklarının geri dönüşümü olan ve çevreye zarar vermeyen türde olması gerektiği vurgulanmıştır” diye konuştu.

Tarımda açığa çıkan işsizlik sonucu milyonlarca insanın yerinden edildiği, köylerin boşaldığını ve ekonomik yaşamın tahrip edildiğini kaydeden Anlı şunları söyledi:

“Yerelin kendi üretim biçim ve türleri kaybolmuştur. Bu nedenle doğaya ve topluma saygıyı esas alan yerelin ürün çeşitliliğini koruyan, ekolojik-ekonomik bir tarım modelini geliştiren ve toprağa-tarıma-köye dönüşü örgütleyecek toplumsal tarım hareketi, köy komünleri, kooperatifler vasıtasıyla oluşturulmalıdır. Hayvancılık, bir ek gelir kaynağı olarak değil, temel bir ekonomik faaliyet olarak görülmelidir. Endüstriyel üretim, toplumun sömürüsü ve doğanın yağmalanmasına yol açmadan, ekolojik, ekonomik-toplumsal ve öz yeterlilik çerçevesinde ele alınmalı, kullanılacak teknoloji ekolojik ve ekonomik olmalıdır.”

Yerel yönetimlerin, bugüne kadar merkezi yönetimi güçlendiren mali ve idari bir vesayet altında olduğunu söyleyen Anlı, “Demokratik komünal ekonomi belediyeleri, ulus devletin yerel uzantısı olarak değil, demokratik özerk yerel meclislerle yerinden yönetimin bir bileşeni olarak ele alır. Toplumun kaynaklarını toplumsal yarar ilkesi çerçevesinde yerel gelişim için kullanmak, kadın merkezli kentler ortaya çıkarmak, kır-kent ekonomisini dengeli ve eşitlikçi bir yaklaşımla yeniden kurmak, katılımcı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe oluşturmak Kürdistan belediyelerinin en önemli önceliği olmalıdır” şeklinde konuştu.

Konferansta; enerji, su, ticaret, endüstri, tarım, inşaat, ulaşım, demokratik özerklik, köy komünleri, kooperatifler, yerel yönetimler, sağlık, eğitim, ulaşım ve kadın özgürlükçü demokratik ekonomi başlıklı kararlar okundu.

Bildirgenin sonunda, konferansın, "Kader Ortakkaya şahsında tüm Kobani şehitlerine, Isparta’da yaşanan iş kazasında hayatını kaybeden mevsimlik kadın işçilerine, Soma’da, Ermenek’te, İstanbul’da, Zonguldak’ta, Şırnak’ta iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlere" adandığı vurgulandı. Sonuç bildirgesinin okunmasının ardından konferansta alınan kararlar başlıklar halinde okundu. Daha sonra delegeler toplu olarak hatıra fotoğrafı çektirdi.