DÖRT İMAM ÜZERİNDEN ERDOĞANA VURMAK YA DA KEL ALAKA

Zaman gazetesindeki yazısında Ekrem Dumanlı, dört imamın, yaşadıkları devirde zamanın hükümdarları tarafından nasıl bir baskı ve zulüm gördüklerini yazarak aklı sıra bugüne bir gönderme yapıyor. İmam-ı Hambeli, İmam-ı Azam, İmam-ı Maliki ve İmam-ı Şafi dört büyük imam ve Hambeli, Hanefi, Maliki ve Şafi mezheplerinin kurucularıdır. Evet bu mübarek dört büyük imam yaşadıkları dönemde büyük sıkıntılar çekmiş, hapse atılmış, kırbaçlanmış ve baskı altında tutulmuşlardır. Devrin hükümdarları ehli sünnet dışı tutumlarını hakikatmış gibi görüp, halkı arzuları istikametinde te’dip etmek maksadıyla halkın sevdiği ve saydığı imamları alet etmek istemişler ve bunda başarılı olamamışlardır.

Doğrusu Dumanlı’nın hangi dünyada yaşadığını çok merak ediyorum. O günkü imamlar ile hükümdarlar arasında cerayan eden hadiselerle bugünkü camaatin lideri olan Fetullah Gülen ile Başbakan Erdoğan arasında cerayan eden hadiselerin ne bağı var.

O gün hükümdar İmam Hambel’e Kur’an mahluktur, bunu böyle kabul edeceksin, dayatması yapıyor ve İmam bunu kabul etmediği için kırbaçlanıyor ve zulme maruz bırakılıyor. Yani İmam Hambel o günkü müesses nizam içerisinde örgüt kurup, devlet içerisinde paralel bir yapı oluşturup hükümdarın kellesini istemiyor. Hükümdarın kellesini almak için binbir türlü desise ve hilelere başvurmuyor. Bunları yaptığı için cezalandırılmıyor. Kur’an Allah kelamıdır dediği için cezalandırılıyor.

Emevi yönetimi İmam-ı Azama niçin zulmetmişti. Teklif edilen kadılık görevini reddettiği için. şayet İmam bu görevi almış olsaydı Emevi yönetiminin kirli ilişkilerine alet olacaktı. Görevi kabul etmedi ve kırbaçlandı imam. Dumanlı Başbakan’ın Türkçe Olimpiyatlarında Fetullah Gülen’e yaptığı çağrıyı acaba kadılık görevi teklifi olarak mı algılıyor. Böyle algılıyorsa eğer bugünkü mücadelenin zeminini kadılık teklifi ve o görevin reddedilmesi üzerine kuruyor demektir. Bu duruma da eh yani demekten başka bir şey kalmıyor. Eh yani.

Gelelim İmam-ı Maliki’ye. O da Emevi ve Abbasi dönemlerini yaşamış ve her iki dönemde de siyasete mesafe koymuş bir alim. Verdiği bir fetva yüzünden Ebu Cafer El Mansur’a yapılan biatın geçersizliğini ima ettiği gerekçesiyle tutuklanmış ve kırbaçlanmıştır. Bu alimin o dönemde tutuklanması ve kırbaçlanmasının günümüzde camianın lideri Fetullah Gülenle nasıl bir bağlantısı var. Fetullah Gülen hangi dini gerekçeyle Erdoğan’a direniyor da Erdoğan’da ona zulmediyor acaba.  

Ve İmam Şafi. Yemen Valisinin isteği üzerine Yemen’e gidiyor. İmam şafi orada beş yıl boyunca ilim meclislerinde bulunuyor. Tabi bu süreçte vali imamı emrine amade haline getiremiyor yani emir kulu yapamıyor. Vali bunu cezasız bırakır mı? elbette bırakmıyor ve imama kumpas kuruyor. Vali, alevi taraftarlığı suçu işediklerinden 9 kişiyi ayaklanma hazırlığı yaptıkları gerekçesiyle Halife’ye şikayet ediyor. Vali bu şikayetine emrine amade kılamadığı İmam şafi’yi de katarak onlardan daha tehlikeli olduğunu bildiriyor. Tabi İmam Şafi’nin suçu sohbet etmesi ve insanları etkilemesi. Demek istiyor ki sayın Dumanlı Fetullah Gülen’de sohbet edip ve insanları etkilediği için örgüt lideri olarak cezalandırılmak isteniyor. 11 yıllık hükümeti döneminde başbakan camia/ hizmet hareketi ve onun başındaki hocaefendisine emrime amada ol, emir kulum ol demedi bilakis camianın yaptığı toplantılara katılarak emrinize amadeyim dedi. Her türlü isteğinizi yerine getirdi. Alnı secdeli insanlardan zarar gelmez diyerek kadrolaşmanıza dahi müsaade etti. Peki bunun sonucu ne mi oldu? 17 Aralıkta başbakana ve hükümete darbe girişiminde bulunuldu. Başbakan, Allah için yaptığınız hizmetlere eyvallah dedi ancak siz, içerden ve dışarıdan birtakım odaklarla işbirliği yaparak ona kumpas kurdunuz. Dumanlı’nın kendisine küçük bir iğne batırmasını ve hayal dünyasından gerçekler dünyasına dönmesini dilerim.

Dört İmam üzerinden başbakana vurmanın meşru bir zemini yok sayın Dumanlı. Kumpas, tezvirat, iftira, şantaj kelimelerini telaffuz ederken lütfen aynanın karşısına geçinde öyle telaffuz edin. Çaktığınız kazığı çıkarmak için ümmete yeni ve gereksiz bir mesai alanı açtınız. Ne diyeyim yazıklar olsun.

 

   M. Abdulkadir YUSUFOĞLU