Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye olarak şu gerçeğin bilinmesini arzu ediyoruz; sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalamayacağız. Ülke güvenliğini tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’nın Hamburg kentindeki G20 Liderler Zirvesi’nin kapanış oturumu öncesinde basın toplantısı düzenledi. 15 Temmuz darbe girişimine değinen Erdoğan, "Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı darbe teşebbüsünde bulunan ve 250 vatandaşımızı hunharca şehit eden 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan terör örgütünün militanları, Batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiye, canı pahasına sahip çıkan milletimizi rahatsız ettiğini, daha da ötesi rencide ettiğini belirtmek isterim. Teröristlere cesaret veren bu tavrın yanlışlığına dikkat çektik. Türkiye olarak şu gerçeğin bilinmesini arzu ediyoruz; sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalamayacağız. Ülke güvenliğini tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Terör örgütlerine verilen silahların, topraklarımızda yapılan eylemlerde ele geçiriyor olmamız sorunun şimdiden mevcut sınırlarının dışına taşmaya başladığına işaret etmektedir. Bölgede dağıtılan namlusu bize yöneltilen, silahların yarın dünyanın başka yerlerindeki eylemlerde kullanılmayacağının garantisi yoktur. Terörizmin finansmanı engellemede başarıya ulaşabiliriz" dedi.

"3 milyonu aşkın Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyoruz, yaptığımız harcama 30 milyar dolara ulaşmış vaziyette"

Oturumda mülteci konularını ele aldıklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye’nin bu alandaki çabalarını ifade etme imkanı bulduk. Açık kapı politikasını Suriye’nin ilk günlerde devreye soktuğumuzu kararlılıkla uygulamaya devam ettiğimizi belirttik. Zor duruma düşen kardeşlerimizin ihtiyaçlarını da karşılamaya, kendi ayakları üzerinde durabilmelerini temin için altyapıyı oluşturmaya başladığımızı da ifade ettik. Şu ana kadar 3 milyonu aşkın Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyoruz ve yaptığımız harcama 30 milyar dolara ulaşmış vaziyette. Dünyanın hiçbir ülkesinin, mültecilere böyle bir ev sahipliği yapması söz konusu değildir. Yüz binlerce Iraklı da ülkemizde yine misafir ediyoruz. Bütün bunları yaparken şu ana kadar bizlere Avrupa Birliği’nin vermiş olduğu söz 3+3+6 milyar Euro’dur fakat bize ulaşan 800 milyon Euro’dur. İfade edilen rakamlar yalan yanlış, sapıtılıyor ve bütün bunların projesi diyorlar, gelmedi. Projenin nesi gelecek. Buyursunlar, Kilis’e gelsinler, Gaziantep’e gelsinler buyursunlar Mardin’e gelsinler. Oradaki konteynır kentleri gezdikleri zaman, orada yaşayan bunca insanların eğitim sağlık, ihtiyaçlarının nasıl giderildiğini bizzat yerinde görürler. Mültecilerin yurt edinme hakkına saygı gösterilerek, kendilerine yeniden yerleştirilme imkanı verilme konusunda, diğer ülkelere sorumluluklarını hatırlattık. G20 bildirgesinde göçün kaynağı olan bölgelere yakın olanlar başta olmak üzere mülteci ve göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik, taahhüt verilmiştir. Türkiye olarak, taahhütlerin gerçekleşmesi için her türlü takibi ve yardımı yapmaya devem edeceğiz” diye konuştu.

“AB’nin sığınmacıların yükünü paylaşmak üzere vermiş olduğu sözü tutmaması manidar”

“G-20 Antalya Zirvesinde tüm liderlere, tüm Suriye kaynaklı göç dalgasının önlenebilmesi hem de bölgede yaşanan insani krizin çözümü için terörden arındırılmış, güvenli bölgeler oluşturulmasını teklifi etmiştik” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Prensipte herkesin olumlu bulduğu bu teklifi hayata geçirilememiş olması, daha sonra Avrupa’yı etkileyen, mülteci akının en önemli sebebi olmuştur. Artık Ege Denizi’ndeki mülteci trafiği sıfıra düşmüştür. Buna karşılık, Avrupa Birliği ülkemize verdiği sözleri tutmamış, aksine tam üyelik sürecini de çıkmaza sokacak menfi bir tavrın içine girmiştir. Avrupa Birliği’nin ülkemizdeki sığınmacıların yükünü paylaşmak üzere vermiş olduğu sözü tutmaması manidardır. Avrupalı dostlarımızın bu konuya kayıtsız kalmayı sürdürmüşlerdir. Biz imkanlarımız zorlayarak, insani görevlerimizi eksiksiz olarak yerine getirmenin, gayreti içinde olduk. Ülkemizdeki mültecileri gettolara, açlığa yoksulluğa mahkum etmiyoruz bilakis onları insan onuruna yakışır, geçici barınma merkezlerinde ve şehirlerimizde misafir ediyoruz.”

“Şu ana kadar 3 bini aşkın DEAŞ’lı o bölgede etkisiz hale getirildi”

Cerablus, Dabık, Ray ve El- Bab bölgesinde ÖSO ile oluşturulan 2 bin kilometre karelik bölgeye şu ana kadar 100 binin üzerinde Suriyelinin geri dönüp yerleştiğini belirten Erdoğan, “DEAŞ’lı teröristlerin cirit attığı bu bölgeler Suriyelilerin kendilerini emniyet içinde hissettikleri yerlere dönüşmüştür. Şu ana kadar 3 bini aşkın DEAŞ’lı o bölgede etkisiz hale getirilmiştir. Bu manzara dahi iki yıl önce gündeme getirdiğimiz terörden arındırılmış güvenli bölgeler teklifinin ne kadar isabetli olduğunu çok açık net göstermektedir. Suriye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğüne, etnik, dini ve kültürel yapılarına saygılı her adımı atacak ve destekleyeceğiz. Uluslararası toplumdan, bu yöndeki girişimlerimize destek verilmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Katar’a yönelik ithamları, haksızlık olarak değerlendiriyor, yaptırımları da doğru bulmuyoruz"

Erdoğan, Katar krizine ilişkin, "Diğer taraftan henüz bu bölgedeki terör sorunu ve insani krizler çözülememişken, körfez yeni sıkıntıların kapısının aralanmasını da kesinlikle istemiyoruz. Katar’a yönelik ithamları, haksızlık olarak değerlendiriyor, yaptırımları da doğru bulmuyoruz. Dünyadaki her ülke gibi Katar’ın da egemenliğine saygı duyulmalıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, kardeş kavgasının kazananı olmaz" ifadelerini kullandı.