Karaman Anadolu İmam  Lisesi öğrencileri, Güneydoğu  Anadolu’nun  tarihi  ve doğal güzelliklerini görmek için  bölgeye   bir gezi düzenledi. Gezi kapsamında Adıyaman’da   Nemrut Dağı,  Diyarbakır’da tarihi  surlar sahabe mezarları ve Diyarbakır Ulucami ve  Mardin  gezildi.  Gezinin son günü ise Şanlıurfa oldu.  Hz. İbrahim’in  Makamı ve Balıklı Göl ile birlikte , Şanlıurfa-Akçakale’deki Süleyman şah konaklama tesislerinde, Suriyeli kardeşlerimizin ikamet ettiği mülteci kampı ziyaret edildi.  

Geçtiğimiz günlerde “bir gün, bir hafta değil; her gün kutlu doğum” sloganı ile “samimiyet” temasına binaen Suriyeli kardeşlerimiz için bir tır un toplayan Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, ziyaret ettikleri kampta savaşın acı yüzüne tanık oldukları gibi, Karaman’da yaşayan ve sırlanan büyük gönül ustası Hz.Yûnus’un ifadesiyle “bir gönüle girmenin” de sevincini yaşadılar. Kamptaki çocuklara çeşitli hediyeler dağıtan öğrenciler, vatandaşlarla muhabbet ederek, kampı gezdiler. Okul Müdürü Mehmet Yalvaç ziyaretin anlamını ve izlenimlerini şu sözlerle dile getirdi. 
“İnsanlar fizik kuralları gereği her zaman, her yerde olamaz. Ama Allah insanı öyle mükemmel yaratmış ki bir Mü’min fiziken bir yerde bulunmasa dahi, kalbiyle kardeşlerinin, insanlığın yaşadığı hallere ortak olabilir. Kardeşlerinin gözyaşını kendine bir çağrı kabul edebilir. Yüzlerce, binlerce kilometrede ötede yaşanan acılar yüreğini yakar. Böylesi bir bilinçle geçtiğimiz günlerde öğrencilerimizden Suriye’den gelen kardeşlerimize bir tır un toplanmıştı. Zira İmam Hatip Lisesi olarak ensar-muhacir ilişkisinin sadece öğrenilen bir duygu olamayacağını, bu duygunun bizzat yaşanması gerektiğini ve her çağın ensar ve muhacirlerinin olduğunu ve olacağını biliyoruz.  Biz okul idaresi olarak öğrencilerimizin yüreklerinde bu tür duyguları her daim diri tutmanın gayretindeyiz. Geçtiğimiz günlerde öğrencilerimizin bu konudaki hassasiyetine, fedakârlığına ve gayretine şahit olmuştuk. Burada da aynı duyguları yaşadık. Bu kamptaki çocukların masum bakışları, bu kamptaki annelerin çaresizliği, hayatın meşakkatleri arasında kaybolan kalplere bir uyanma çağrısıdır aslında. Ve inanıyorum ki bu çağrı, kampı ziyaret eden her öğrencimizin kalbinde bir karşılık buldu. Dileğimiz yaşanan acılar bir an önce son bulsun; ama bu acı yaşanmaya devam ettiği müddetçe de “bir gönüle girmenin” ne büyük bir erdem olduğunu bilerek hareket etmeye devam edeceğiz. Gerek yardım kampanyamızın, gerekse kamp ziyaretimizin temelinde bu samimiyet vardır.  Aynı samimiyetle ve “Mü’min Mü’min’in kardeşidir” bilinciyle hareket edecek, daha çok kardeşimizle hemhâl olabilmenin gayretinde olacağız.”