Eylül ayında başlayan eğitim-öğretim maratonunun ilk dönemi geride bıraktık ve yarıyıl tatiline girdik. Başta idarecilerimiz, öğretmenlerimiz, eğitim camiasının değerli çalışanları ve geleceğimizin aydınlık ufuklarını oluşturacak öğrencilerimizle beraber tüm velilerimiz imkân ve şartları nispetince ellerinizden gelenin en iyisini dayanışma ve işbirliği içinde yaptılar.

    Çocuklarımız, öğrencilerimiz bireysel yeterlilik ve yetenekleri dâhilinde bu dönem inanılmaz güzel şeyler yapmaya başladılar bile. Her ne kadar eğitim ve öğretimi uzun soluklu bir maratona benzetsek de unutmamamız gereken en önemli husus her çocuğun kendisine has özellikleri ve yeterlilikleri nispetinde özel, değerli ve saygın olduğu hususudur. Çocuğunuzun bu dönem ne kadar yol aldığı çok ama çok önemlidir. Onu asla sınıftaki diğer arkadaşlarıyla, komşu ve akraba gruplarındaki çocuklarla kıyaslamamalıyız. Çocuğunuzun sadece çabasını ve neler başardığını görmeli, eksiklikleri kendisine gösterilmeli ve de başarıları takdir edilmelidir; çünkü marifet iltifata tabidir. Çocuklarımızla olumlu konuşmalar yapmalıyız. Çocuğumuzu kırmak, onları incitici kelimeler kullanmak onların dünyalarında olumsuz derin etkiler bırakabileceğini asla göz ardı etmemeliyiz. Çocuğumuzun zayıf olduğu konularda birlikte neler yapabileceğimizi çok güzel bir üslupla konuşmalı, onlara örnek davranışlar sergilemeli ve onları cesaretlendirmeliyiz.

     Yarıyıl tatilinde çocuğunuza farklı ortam ve imkânlar sunarak, onların bol bol oyunlar oynamasına, arkadaşlarıyla beraber zaman geçirmesine izin vermeliyiz. Çocuğumuzun elinden tutup birlikte çocuğumuzun beğendiği bir kitabı alarak ona hediye etmek gibi örnek davranışlar sergilemeliyiz.

   Unutmayalım bu karne hepimizin…

Mehmet BAŞTUĞ

Eğitimci-Yazar