Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Karaman Şube Başkanı Yunus Özdemir yaptığı açıklamada, ''14 Şubat 1992 tarihinde, “Çağı kurtarmanın bir eylemidir /Çağ dışı görünen ilgimiz bizim” diyerek ve gelenekten beslenerek geleceği aydınlatmak üzere yola çıkan Mehmet Akif İnan ve 14 arkadaşı tarafından kurulan Eğitim-Bir-Sen, hak, adalet, barış, emek ve özgürlük mücadelesinde 25 yılı geride bırakmıştır.

İlk yıllarını, sendikayı yaşatma konusunda karşılaşılan ekonomik yoksunluklar, yasal bir zeminin bulunmamasından kaynaklanan örgütlenme güçlükleri ve geçmişteki sendikal örgütlenmelerin getirdiği kirliliğin oluşturduğu psikolojik bariyerlerle mücadeleyle geçiren Eğitim-Bir-Sen, emekleme safhasını henüz atlatmış olduğu bir zamanda da millete ve değerlerine yönelik en büyük saldırılardan biri olan 28 Şubat süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Millete karşı yapılan bu darbe, milletin bağrından çıkan ve milletin yanında saf tutan Eğitim-Bir-Sen’i derinden etkilemiştir.

Sendikacılığı salt maddi bir kazanım aracı olarak değerlendirmeyen, aynı zamanda örselenen medeniyet değerlerinin tahkimi, yön problemi içerisine itilen insanımızın tarihî istikametine kavuşturulması gibi kendisini diğerlerinden farklı kılan uğraşıları da faaliyet alanına dâhil eden Eğitim-Bir-Sen, kurulduğundan beri çalışmalarını bu çerçevede gerçekleştirmiştir.

2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun ardından hak ve özgürlük faaliyetlerine hız veren Eğitim-Bir-Sen, eylem ve söylemlerini duygu dünyasına, iradesine, özlem ve umuduna tercüman olarak gören eğitim çalışanlarının dalga dalga katılımıyla sürekli büyümüş, 2011 yılında genel yetkili sendika, Mayıs 2016 itibarıyla 400 bini aşkın üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütü olmuştur.

Eğitim-Bir-Sen’in tarihi bir dönem sayılacak çeyrek yüzyıllık mücadele geçmişi, Türkiye’nin karanlıklardan aydınlığa, darbe dönemlerinden demokrasiye, geri kalmışlıktan ilerlemeye geçiş tarihi; ülkemizin yaşadığı siyasal ve toplumsal dalgalanmalar karşısında ilkeli, tutarlı, kararlı, atak bir tavrın ve özünü hiç kaybetmeden vatanın ve milletin menfaatini sürekli önceleyen bir mücadelenin destanıdır.

Türkiye’nin her demokratik kazanımında mutlaka Eğitim-Bir-Sen’in teri, payı ve imzası vardır. Eğitim-Bir-Sen, uluslararası kirli, karanlık odakların içerideki işbirlikçileri ile tezgâhladıkları ihanetlere karşı haklı olmanın verdiği güç ve cesaretle durmuş; 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi, millete karşı yapılan her türlü gayrimeşru ve hain girişimde, ‘hâkimiyet milletindir’ diyerek meydanlara çıkmış, haksızlıkların karşısında, mağdur ve mazlumların yanında yer almış; ırkına, diline, dinine, rengine bakmadan dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan mezalime gereken tepkiyi göstermiştir.

İnsan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi, 28 Şubat gibi antidemokratik dönemlerde gerçekleştirilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılarak hakları gasbedilen kamu görevlilerinin haklarının iadesi noktasında Eğitim-Bir-Sen büyük çaba göstermiştir. Dayatmalar ve hak ihlalleri Eğitim-Bir-Sen’in teklifleri, girişimleri ve mücadelesiyle sona erdirilmiş; 8 yıllık kesintisiz eğitim yerini 4+4+4 eğitim sistemine bırakmış, katsayı adaletsizliği ve başörtüsü yasağı başta olmak üzere, birçok haksız uygulama tarih olmuştur. Bunların yanı sıra seçmeli Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimizin Hayatı, Temel Dinî Bilgiler derslerinin okutulması ve yeni müfredat çalışmaları, Eğitim-Bir-Sen’in kararlı mücadelesi sonucu mümkün olmuştur.

Sendikal zeminin güçlendirilmesi mücadelesinin öncüsü olan Eğitim-Bir-Sen, sendikacılığı toplu görüşmeli, yaptırımsız sendikacılıktan, toplu sözleşmeli ve atılan imzanın gereğinin yapılmasının zaruri olduğu sendikacılığa taşımıştır. Eğitim-Bir-Sen’in ve Memur-Sen’in temsil ettiği toplu sözleşmelerde kamu görevlileri en önemli kazanımları elde etmiştir.

Her türlü sıkıntıyı ve sevinci birlikte paylaşmayı, günü kurtarmak yerine geleceği garanti altına almayı hedefleyerek hizmet sendikacılığının adresi haline gelen Eğitim-Bir-Sen, üyelerine verdiği hizmetin kalitesinin yüksek olmasına gayret etmiş, üyelerinin ihtiyaç duyduğu her alanda ve zamanda yanında yer almıştır. Bunlarla yetinmeyen Eğitim-Bir-Sen, akademik sendikacılığın en güzel örneklerini sergilemiş, düzenlediği kısa film yarışmalarıyla emek mücadelesinin sanatın estetiğiyle ifade edilmesi için sanata da bir kulvar açmıştır.

Eğitim-Bir-Sen, emek mücadelesinin ve sürdürülebilir adil paylaşımın; insan haklarını esas alan siyasal sistemle sağlanacağı bilinciyle, kişileri kutsallaştıran, klişeleri hukuk normlarının yerine koyan anlayışı reddederek, örgütlü gücüyle tam demokrasiye geçiş, hukuk devletini güçlendirme ve tam anlamıyla tesis etme çabalarında hem öncülük etmiş hem de paydaşlık yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir.

Milletle, ümmetle bütünleşme mücadelesini sürdüren Eğitim-Bir-Sen, bu nedenle, Balkanlar’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya, kültür coğrafyamızda emeğin ve inancın güç birliğini oluşturmak amacıyla çaba harcamış, uluslararası eğitim sendikalarıyla iş birliği anlaşmaları imzalayarak onlarla tecrübelerini paylaşmış ve paylaşmaktadır.

Eğitim-Bir-Sen, 25 yıldır, hakkın, adaletin, barışın, emeğin ve özgürlüklerin mücadelesini vermiştir, bundan sonra da bu uğurda mücadelesini sürdürecektir.

‘Vefa’ya önem veren Eğitim-Bir-Sen ailesi olarak, 25. yaşımıza ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, başta kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, kurucu üyelerimizden Şükrü Gökdemir ve Genel Yönetim Kurulu üyelerimizden Erol Battal başta olmak üzere, ahirete irtihal eden öncülerimizi rahmetle anıyor; bayrağı Mehmet Akif İnan’dan devralarak bizlere ulaştıran genel başkanlarımız Niyazi Yavuz ve Ahmet Gündoğdu’ya, sendikamızın Tüm Türkiye dahilinde olmak üzere ilimizde de her kademesinde görev yapmış bütün başkan, temsilci ve üyelerimize; emek, ömür ve gönül veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz.'' dedi.