Altıeylül Belediyesi’nin düzenlediği "Mutlu Aile Seminerleri"nde konuşan Doktor Şaban Kızıldağ, "İnsanın karakteri 0-12 yaş arasında oluşur. 12 yaştan sonra karakter oluşmaz" dedi.

Altıeylül Belediyesi’nin düzenlediği ’Mutlu Aile Seminerleri’ devam ediyor. "Kişiler Arası İletişim" konulu seminerin konuğu Dr. Şaban Kızıldağ’dı. SMMMO Toplantı Salonu’nda gerçekleşen seminerde, Şaban Kızıldağ, 57 ülke arasında çalışma yaptıklarını, bu ülkelerin toplam nüfuslarının 1 milyar 680 milyon olduğunu belirtti. Müslüman ülkeler içinde milli gelir, teknoloji, katma değer, eğitim, sağlık ve spor kategoriler belirlediklerini ifade eden Kızıldağ, "57 ülke ne üretiyor diye baktığımızda, 80 milyonluk Almanya’nın katma değerinin yarısını üretmiyor. 40 milyonluk Almanya 57 ülkeden daha çok katma değer üretiyor. Geçtiğimiz günlerde dünyanın büyük firmaları açıklandı, Türkiye’nin de ilk 5’i açıklandı. Türkiye’deki 5 toplam şirketin ederi whatsaap kadar etmiyor. Bunların en önemli sebebi insan faktörü ve insan karakterinin oluşması. O dönemde aldığımız eğitim ve iletişim modelinde bir problem var. İnsan karakteri 0-12 yaş arasında oluşur. 12 yaştan sonra karakter oluşmaz. 24 yaşına kadar olan insanın kimliğidir. İnsanın karakterinin büyük bir bölümü 7’sinde netleşir. 7’sinde neysek 70’nde oyuz deriz. Bu çok doğru" dedi.

Türkiye’nin 5 nesil birlikte yaşadığını, 3 nesil birlikte çalıştığını ifade eden Kızıldağ, "1944 öncesinde doğanlar kendi alanlarında duruyorlar. 1945 ve 1964 arasında doğanlar bombaların çocukları, büyük ailede yaşadılar, akrabalarına çok bağlıdırlar, yokluk gördüler, kamplara bölündüler, sıkıntılı günlerden geçtiler. 1965 ve 1979 arası doğanlar çekirdek ailede yaşadılar ve sokakta en son oynayan kuşaklardı. Yokluk gördüler, ama o kadar değil. Tek kanallı radyoları hatırlıyorlar. 1980-1999 arası doğanlar yokluktan anlamayan kuşak. Bunlar zorluk görmediler, özgüvenleri var, internet, cep telefonunu gördüler. 2000 doğanlar ve 2021’de doğacaklar var. Anne ve babaları bunları şımartıyorlar ve çocuklarını aşkım, prensim, prensesim diye seviyorlar. Benim çocuğum çok zeki diyorlar. Çocukların eksiği yok ve yokluğu bilmiyorlar. Bu da normaldir" diye konuştu.

"HİZAYA GİREN BAŞKA ÜLKE YOK"

Dr. Şaban Kızıldağ konuşmasında ilkokul günlerini hatırlatarak şunları kaydetti:

"Ben siyah önlük günlerindenim. Okulumun ilk günü, karakterimin oluştuğu ikinci duraktır. O zaman biz önde veliler arkadaydı. Uzun boylu bir adam kürsüye çıkarak ’Oğlum’ diye seslenmişti ve ’Evladım arkadaşının ensesinden hiza al’ diye bağırdı. O kişi okulun müdür muaviniydi. Komutu anladım, ama enseyi tutturamadım. Hiza olayı hala devam ediyor. Dünyanın hiçbir tarafında bizim gibi hizaya giren başka ülke vatandaşı yok. Yurtdışına giderken Avrupalılar uçağa binmeden önce x-ray cihazından geçerken ceketi katlıyor, paraları çıkartıyor. Biz karşıdan bakarak ne çıkartacaksa boynumuza asıp geçiyoruz. Uçaklarda oturduğu koltukla eşyalarını başka yere bırakan tek toplum biziz. Uçak yere iner inmez Türk koridorda koşturuyor, çünkü kapı girişine bıraktığı eşyayı bir an evvel almak istiyor. Bizim ülkemizde asansörde herkes birbirine selam vermez, aynaya bakar. Değişik toplumuz".

"DANTELLERDEN TELEVİZYONU İZLEYEMEZDİM"

Kızıldağ konuşmasının devamında "Evimizin misafir odası vardı, evde 23 yıl kaldım ama o odada toplam 3 saat oturduk. Misafir gelince odamızı açılırdı. Misafir odamız da annemin gümüşlüğü vardı ama içinde gümüş yoktu. Çok güzel porselen tabak ve bardaklarımız vardı, bir de onların altında danteller. Bir de televizyonumuz üstünde dantelimiz vardı, ben televizyon spikerinin kafasının yarısının olmadığını sanıyordum. Meğersem o da danteldenmiş. Annem koltuk almış ama rengini hiç görmedim, çünkü pazardan örtü alıp üzerine örtmüş. Anneme koltuğun rengini sorduğumda da sen anlamazsın, karışma diyor" dedi.

Seminerin sonunda Kızıldağ "Herşeye rağmen, mazeret yok" sloganı ile konuşmasını bitirdi. Altıeylül Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Çabuk Şaban Kızıldağ’a güzel sunumu dolayısıyla teşekkür ederek, kendisine Osmanlı Tuğralı bir şilt takdim edip teşekkür etti.