Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, bazı kesimlerce okullarda din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin kaldırılmak istenmesine tepki göstererek, bu dersin kaldırılmasının aksine Avrupa ülkelerinde olduğu gibi din eğitiminin çocuklara ana sınıfından itibaren verilmesinin gerektiğini söyledi.

Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Nevşehir Şubesi’nin 3. Olağan Kongresi Nevşehir Belediyesi Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapıldı. Kongreye AK Parti Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ali Özer, Nevşehir Belediye Başkan Yardımcıları Atilla Seçen ve Yusuf Kaya, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Seyit İnce, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube başkan ve yöneticileri ile Eğitim-Bir-Sen üyeleri katıldı.

"DOĞRU İŞLER YAPMAK KADAR DOĞRU YERDE DURMAYI ÖNEMSİYORUZ"

Kongrenin açılışında konuşan Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Özdemir, sendikalarının kurulduğu günden beri üye sayısı kaç olursa olsun, kuruluş felsefesine sadık kalmış, özlük ve özgürlük mücadelesini hakkıyla yerine getirmede rüşdünü ispat etmiş bir teşkilat olduğunu ifade etti. Sadece üyelerinin sorunlarına değil, ülkesinin ve insanlığın problemlerine de duyarlı, kıblesi sabit, dümeni sağlam teşkilatlarının 14 Şubat 2015 tarihinde 23. kuruluş yıldönümünü kutlayacağını hatırlatan Özdemir, “Sendikamız, Türkiye genelinde 5. Olağan Genel Kurul sürecini yaşıyor. Kasım ayının ilk üç haftası içerisinde tüm şubelerimizde olağan genel kurullar bitmiş olacak. Bu hafta bizimle beraber 60’ın üzerinde şube aynı anda genel kurulunu yapıyor. Sendikamız 5. Olağan Genel Kurula, ’Genel Yetkili Sendika’ olmakla kalmayıp aynı zamanda 300 bin üyesiyle Türkiye’nin ’En Büyük Sendikası’ unvanıyla gidiyor. İlimizde bin 600 üye sayımızla hem yetkili hem de etkiliyiz. Geride bıraktığımız 4 yıl içerisinde ilimizde üye sayımızı 800’den bin 600’e çıkararak yüzde 100 artış sağladık. Ben bu vesileyle gecesini gündüzüne katan, adanmışlık örneği ile Eğitim-Bir-Sen ailesini güçlü kılmak için ter döken, emekleri ve fedakarlıkları karşısında saygıyla eğildiğim bütün arkadaşlarımıza, teşkilatımızın yöneticilerine, ilçe ve işyeri temsilcilerimize, bütün üyelerimize teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.

Konuşmasında örgütlü toplumun; demokratik, katılımcı, çoğulcu ve güçlü toplum olduğunu ve bir ülkenin örgütlenme katsayısının yüksekliğinin, doğru çözümleri doğru zamanda bulması açısından önemli bir araç ve fırsat olduğunu vurgulayan Özdemir, özellikle sendikal yapıların; toplumsal sorunlar karşısında her an yeni öneriler, yeni çözümler, yeni yollar üreten, vizyon ve misyonlarıyla ülkelerin geleceğini şekillendirecek ortak aklı iyi kullanan en dinamik örgütlenmeler olduğunu kaydetti.

Eğitim-Bir-Sen’in üstlenmiş olduğu sendikal misyon ve yürüttüğü çalışmaların tarifi mümkün olmayan bir önem arz ettiğini ve bu misyonun, sendikal çalışmaların takdiri, rakip sendikalarca değil, üyelerinin ve milletin teveccühüyle ölçülmekte olduğunu belirten Özdemir, “Eğitim-Bir-Sen olarak bizler, daha çok millet, daha az devlet anlayışını temsil ediyoruz. Bürokratik oligarşinin, toplum mühendisliğinin ve jakoben yaklaşımların yerine millet iradesinin hakim olması için çalışıyoruz. Doğru işler yapmak kadar doğru yerde durmayı önemsiyoruz” diye konuştu.

"DİN DERSLERİ DAHA ERKEN YAŞLARDA VERİLMELİ"

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ali Özer ise, son günlerde bazı kesimler tarafından okullardaki din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin kaldırılması yönündeki taleplere tepki gösterdi. Bu dersin içerisinde öğrencilere tüm dinler ve mezhepler hakkında bilgiler verildiğini ve bu dersin bir kültür dersi olduğunu kaydeden Özer, “Bugünlerde tartışma konusu. ‘Efendim din kültürü ahlak dersi kaldırılsın’ deniliyor. Adı üzerinde ‘din kültürü ve ahlak dersi.’ Bu bir kültür dersi. Yani bir coğrafya dersinin şu andaki durumu neyse, bir tarih dersinin okullardaki durumu neyse din kültürü ve ahlak dersinin de durumu bu zaten. Bilmiyorsanız açın bakın müfredata, açın bakın kitaba. Bu derste bütün dinlerle alakalı bilgiler var, bütün dinler orada. Mezhepler dahi girmiş bu derse. Dolayısıyla din kültürü dersinin kaldırılması demek coğrafya dersinin kaldırılması demek gibidir. Seçmeli Kur’an dersi ile din kültürü dersini karıştırmayalım” şeklinde konuştu.

Türkiye’de öğrencilere din eğitiminin 4. sınıftan itibaren verilmeye başlandığını ancak birçok Avrupa ülkesinde din derslerinin ana sınıflarından itibaren öğrencilere verildiğini kaydeden Özer, Türkiye’de de din derslerinin erken yaşlarda verilmesi gerektiğini vurguladı. Özer, “Din eğitimi ya da din kültürü dersi dünyanın birçok ülkesinde, modern ülkelerde, çağdaş ülkelerde daha erken yaşlarda veriliyorsa bizim ülkemizde de daha erken yaşlarda verilmelidir. Değil kaldırmak, değil yok saymak Avrupa’da nasıl ki dil ve din eğitimi ile alakalı dersler ana sınıfından itibaren verilmeye başlanıyorsa bize niye 4. sınıfta olsun? Madem ki anayasada din dersi din kültürü dersi olarak okutulma zorunluluğu varsa bunun ana sınıfından itibaren çocuklara verilmesi gerekir. Çocuklar ana sınıfından itibaren kendi seviyelerine uygun bir öğretimle dini tanımak zorundadır. Burası yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz” dedi.

"ÖĞRETMENLERİMİZE GÜVENİYORUZ"

Daha sonra konuşan AK Parti Milletvekili Ebubekir Gizligider ise, AK Parti iktidarları döneminde en fazla bütçenin her zaman eğitime aktarıldığını ve bunun da partilerinin eğitime verdiği önemin en önemli göstergelerinden biri olduğunu ifade etti. Eğitim alanında Türkiye’nin önündeki birçok sorunun ortadan kaldırıldığını ancak halen nitelik anlamında istenilen seviyeye gelinemediğini kaydeden Gizligider, bu noktada öğretmenlere önemli görevler düştüğünü vurguladı. Gizligider, “Gelecek nesillerimiz olan en kıymetlilerimizi yetiştirilmek üzere öğretmenlerimize emanet ediyoruz. Allah aşkına bırakın öğretmenevlerinde zaman geçirmeyi. Bırakın kimin milletvekili adayı olacağını, kimin yönetime gireceğini, kimin belediye başkanı olacağını. Kimin alnında yazıldıysa o olacak. Alnında yazılıp da öyle büyük bir şey filan da değil. Olacak kişi büyük bir sorumluluk alacak. Herkesin emanetini alacak. Sizin işiniz bizim yavrularımız, bizim geleceğimiz. Bırakın ek ödemeleri, şunları, bunları. Ek ödeme sizin yetiştirdiğiniz nesillerden size ‘Allah razı olsun’ diyenler olacak. Eğitimde birçok sorunu aştık ama nitelik sorununu aşamadık. Açık konuşalım; ’Gezi’ nesli bizim iktidarımızın neslidir. Siyasi olarak bu sorumluluğu ben üzerimize almamız gerektiğini düşünüyorum. Ama o dönemde sizde öğretmendiniz ve sizin de almanız gerektiğini düşünüyorum. Biz size büyük umutlar bağladık. Eğer büyük Türkiye hedefine yürüyeceksek, güçlü bir Türkiye oluşturacaksak sizden başka kimsemiz yok” diye konuştu.

Konuşmaların ardından gerçekleştirilen seçimlerde mevcut şube başkanı Mustafa Özdemir yeniden sendikanın şube başkanlığı görevine seçildi.