KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÖNLENMELİ, AYRIMCILIK SONA ERMELİDİR 
Yunus Özdemir açıklamasında;''8 Mart, kadınların eşit işe eşit ücret, günde sekiz saat çalışma ve doğum izni talepleriyle 1857 yılında hakları uğruna başlattıkları eşitlik mücadelesini verdikleri gündür. 
Günümüzde 8 Mart’lar, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin; bir kez daha dile getirildiği gündür.
Kadın, gerçek manada hak ettiği değere, İslamiyet'in gelmesiyle ulaşmıştır. Memur-Sen ve bağlı sendikalarımız olarak değerler sendikacılığı yaptığımızı söylerken ifade etmeye çalıştıklarımızdan biri de budur.
Sendikacılık anlayışımız, özelde kamu çalışanlarının haklarını korumak ve savunmak genelde ise her türlü haksızlığa karşı mücadele etmek, temel insan hak ve özgürlüklerinden yana taraf olmaktır.
Bu gerçekten hareketle istatistiklere baktığımızda, kadınlar, Dünya nüfusunun yüzde 50'sini, yeryüzündeki toplam işgücünün ise üçte ikisini oluşturuyor. Ancak kadınlar dünya gelirinin yüzde 10'unu almakta ve dünyanın tüm mal varlığının yüzde 1'ine sahip bulunmaktadır. Yaşamın bütün alanlarında, çalışma alanında, istihdamda, karar alma mekanizmalarında, politikada kadınlar nüfus oranında temsil edilmiyor. Bu yüzden en kısa zamanda temsil gücünün artırılması gerekmektedir.
Kadın istihdamını özendiren ve teşvik eden yasal düzenlemelerin tekrar düzenlenmesi ve istihdamı özendirici tedbirlerin alınması gereklidir. Kadın çalışanların erkek çalışanlardan daha az ücret aldığı birçok sektör mevcuttur. Bu ücret adaletsizliğini giderici önlemler için caydırıcı tedbirler almak gereklidir.
Çalışan kesimin büyük çoğunluğu güvencesiz bir şekilde çalışmaktadır. Sağlık sektörü, eğitim ve yerel yönetimler gibi çok sayıda kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron çalışan sayısı artmaktadır. Bu çalışanların büyük bir çoğunluğu da kadınlarımızdır. Bu bağlamda, sözleşmeli kadroların kuvvetlendirilmesi ve arttırılması yönündeki yaklaşımlar yerine kamu hizmetlerinin kadrolu kamu görevlileri eliyle görülmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Bugün yeryüzünde her üç kadından biri şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaya devam ediyor.  
Kadının, yaşamın her alanında etkin olabilmesi için var olan eksiklikler yasalar çerçevesinde çözümlenmeli ve hukuki düzenlemeler bir an evvel yapılmalıdır. Türkiye’de uygulanan ebeveyn izinleri Avrupa’da uygulanan ebeveyn izinleriyle aynı düzeye getirilmelidir. Memur-Sen olarak, kadın çalışanlara pozitif ayrımcılık sağlanmasına yönelik çalışmalara her zaman katıldık, öncülük ettik.
Ülkelerin gelişmişlik seviyesi, ancak “kadın, erkek” eşitliğiyle ölçülür. Bu nedenle; Kadın, kamu alanında, parlamentoda, yerel yönetimlerde ve siyasi partilerin her biriminde etkin hale getirilmelidir.
Memur-Sen olarak, kadını sosyal hayattan uzak tutan, çalışma hayatının içinde yer almasını engelleyen başörtüsü yasağının kadına yönelik en büyük şiddet olduğunu düşünüyoruz.
Bir sonraki 8 Mart'a, kadınların sorunlarının çözülmüş olduğunu görerek girmeyi umut ediyor, başta kamu görevlisi çalışanlarımız olmaz üzere bütün kadınların gününü kutluyoruz.''dedi.