Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Baş Denetçi Özgür Işık, Asfora Marketler Zinciri Yönetim Kurulu Başkanı Habib Güngör, Karpet Grup Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve Kocatepe Kahve’nin sahibi Hasan Yıldırım’ın konuk olduğu söyleşiye Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İbrahim Yılmaz, üniversite personeli ve öğrenciler katıldı.
“Dünyada telvesiyle içilen tek kahve Türk kahvesi”
Söyleşide ilk olarak söz alan Hasan Yıldırım, Türk kahvesi tanımının kahvenin pişirilme yöntemi ve telvesiyle ilgili olduğunu belirterek “Dünyada telvesiyle içilen tek kahve Türk kahvesidir. Kahve üçüncü yüzyılda Etiyopya’da bir çoban tarafından keçilerinin bu bitkiyi yedikten sonra hareketlerinin değişmesi üzerine tesadüfen keşfedilmiş. Kahvenin dünyaya ulaşması ise Osmanlı döneminde Viyana Kuşatması zamanından itibaren başlıyor. Kahve Türkiye’de üretilmiyor, ithal ediliyor.” dedi.
Kocatepe Kahve Evi’nin 1949 yılında kurulduğunu söyleyen Yıldırım, şunları dile getirdi: ”Beş yıl önce Kocatepe Kahve’yi satın alarak ticaret hayatımda farklı bir sayfa açtım. Ulusal, yerel ve bayilikler şeklinde hizmetlerimiz devam ediyor. Türkiye’nin belirli bölgelerinde elli farklı noktada kahve evlerimiz hizmet sunmakta. Ayrıca dünyanın birçok ülkesine ihracatlarımız devam ediyor. Tüm dünyaya Türk kahvesini tanıtmak için çalışıyoruz. Nasıl yurt dışında kahvelerin farklı çeşitleri varsa biz de Türk kahvesine fındık, çikolata, damla sakızı gibi farklı lezzetler katarak çeşitlendirdik ve tanıtım açısından çok büyük bir kolaylık elde ettik. Kahveyi taş değirmenlerde öğütüyoruz ki geçmişten gelen lezzeti, tazeliği korumasına özen gösteriyoruz.”
Konuşmasının sonunda Yıldırım, öğrencilere tavsiyelerde bulunarak “Gelecek kaygınız olmasın. Başarmak, mücadele etmek isteyene her alanda iş var. Siz yeter ki okurken CV’nize güzel şeyler ekleyip farkındalık yaratın. Farklı olursanız gelecek sizi zaten bekliyor. Özgüveni olan insan başarılı insandır. Kendinize güvenin, geleceğe dair güzel planlar yapın.” şeklinde konuştu.
“Hayaliniz çekirdekten başlayıp ustalığa gitmek olmalı”
Habib Güngör ise çalışma hayatına altı yaşında bakkal dükkânında başladığını vurgulayarak, “2009 yılında dört kardeş Asfora Şirketler Grubunu kurduk. Hepimiz ilkokul mezunuyuz fakat bir o kadar da özgüveni yüksek kişileriz. Altı yaşında bakkal dükkânında çalışarak başladığım iş yaşamıma şu an on dört şube ve beş yüz personelle devam ediyorum. Çalışma hayatımdaki başarıyı özgüvenime ve çok okuyup araştırmama borçluyum. Okurken boş zamanlarınızda çalışmaya gayret edin ki hayatı öğrenebilesiniz. Toplumdan kopmayın. Çalışma hayatını sadece kamu olarak düşünmeyin, özel sektörün de gençlere ihtiyacı var. Hayaliniz çekirdekten başlayıp ustalığa gitmek olmalı. Çalışma hayatınıza en alt basamaktan başlarsanız çok daha sağlam adımlar atarsınız. Yaşantınızı günlük olarak düşünmeyin. Bol bol kitap okuyun.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Sermayemiz bilgimiz”
Söyleşinin son konuşmacısı Özgür Işık, muhasebenin geleceğin mesleği olacağına dikkat çekerek şunları ifade etti: “Muhasebecilik çok meşakkatli ve uzun bir yol. Türkiye’de de beş yıl içerisinde yurt dışında olduğu gibi saygın bir meslek haline gelecek. Muhasebe denetimi ise çok daha zevkli ve ortalamanın üzerinde gelire sahip bir alan. Muhasebe denetiminde çalışabilmek için öncelikle mali müşavir olmak gerekiyor. Sonrasında üç yıllık staj dönemi devreye giriyor ve bu şekilde adım adım ilerliyorsunuz.”
“Muhasebe alanında sermayemiz bilgimiz” diyen Işık, “Okulu bitirmeden önce nerede çalışmak istediğinize karar verin. Dengeli ve hedefe yönelik olarak çalışın. Kendi potansiyelinizin farkına varın ve meslek seçerken işe yatkın olup olmadığınızı iyi değerlendirin. Öğrenci olarak şu an hepiniz eşitsiniz ve ne kadar arkadaş da olsanız birbirinizin rakibisiniz. O yüzden fark yaratmanız gerekiyor ve en az bir yabancı dil bilmelisiniz. Bilgi birikiminizin yeterli olması da yetmez, iletişiminiz ve özgüveniniz de çok önemli. Kendinize güvenin.” diyerek sözlerini tamamladı.
Söyleşi, öğrencilerin sorularının yanıtlanması ve plaket takdiminin ardından sona erdi.