İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Güzel’in konuşmacı olarak yer aldığı söyleşiye KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, dekan ve müdürler, akademik ve idari personel, davetliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğrenci Topluluğu Başkanı Burak Duran topluluk olarak gerçekleştirmiş oldukları faaliyetler hakkında bilgi vererek katılımlarından dolayı herkese teşekkür etti.

“Dönemin yönetim anlayışı nevi şahsına münhasır bir durumdur”

Burak Duran’ın ardından kürsüye çıkan Doç. Dr. Ahmet Güzel, dört halife döneminde üç kıtaya hakim olmuş bir ülkenin yönetiminin söz konusu olduğunu belirtti. Doç. Dr. Güzel, İslam dininin yönetime bakış açısı ile ilgili olarak “İslam dini için yönetim anlayışı olmazsa olmazdır. Şimdi o dönemin yönetim tarzının ne olduğu konusunda arayışa girersek kendimizi yormuş oluruz. Çünkü o dönemin yönetim anlayışı günümüz yönetimleri ile uygun değildir. Nevi şahsına münhasır bir durumdur.” tespitinde bulundu.

Siyasi yapının dinamik bir olgu olduğunu, zamana ve şartlara göre değişebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Güzel, “Kuran-ı Kerim’in öngördüğü siyasal ilkelere baktığımızda hürriyet, adalet, ehliyet, istişare gibi kavramlara özellikle vurgu yapıldığını görmekteyiz. Peygamber Efendimizin vefatından önce kendisinin yerine birisini tavsiye etmemesi Kuran-ı Kerim’e de dönemin toplumsal yapısına da uygun bir davranıştı. Peygamberimiz kendisinden sonra devleti yönetecek kişiyi bilerek ashab-ı kiramın kararına bıraktı. Seçim, biat ve istişare metotlarını temel kabul ederek önce Hz. Ebubekir, daha sonra da sırasıyla Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali yönetime gelmiştir.” dedi.

“Hilafetin temel amacı insanları iki cihan saadetine ulaştırmaktı”

Hilafet kelimesinin terim anlamında Kuran-ı Kerim’de geçmediğini ifade eden Doç. Dr. Güzel, hilafetin Müslümanlar tarafından kurulan ilk medeniyet müessesesi olduğunu ve insanları iki cihan saadetine ulaştırmayı temel amaç olarak kabul ettiğini belirtti. Dört Halife döneminde ülke yönetimi ve devlet yapısını başlıklar halinde ele alan Doç. Dr Güzel ülkenin bölümler halinde yönetildiğini, ordu mekanizmasının gönüllülük esasına dayalı olduğunu ve ordunun özgün bir şekilde yakıp yıkmak amacı gütmeden fethedilen yerleri ıslah etmek amacıyla tertip edildiğini söyledi.

Olağanüstü Durumlarda Kullanılan Fon ve Öğretmenlere İlk Maaş

Halifelerin devlet işlerinde kendilerine yardımcı olmaları için vezirleri bulunduğuna fakat Peygamber Efendimiz döneminde vezirlik anlayışı yerine ‘yardımcı’ tayin edildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Güzel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Halifelik toprakları çok geniş olduğu için yazışma işlerini görmek için özel görevliler mevcuttu. Eğitim-öğretim faaliyetleri gece yatılı ve gündüz eğitimlerinin yanı sıra çocuklar ve kadınlara olmak üzere farklı şekillerde sürdürülmüştür. İlk defa öğretmenlere maaş bu dönemde bağlanmıştır. Olağanüstü haller için fon tahsisi yapılmış olması günün koşullarında dikkat çekici bir husustur. Maaş konusuna bakıldığında hemen hemen bütün devlet memurlarının alifelerden daha fazla maaş aldığını görmekteyiz. Toplumda ise sevgi ve saygının büyük önemi vardı.” Doç. Dr. Ahmet Güzel konuşmasının ardından öğrencilerin merak ettikleri soruları cevapladı ve dinleyenlerle fikir alışverişinde bulundu. Söyleşi, plaket takdimi ve kitap imzalanmasıyla sona erdi.