“Hikmet, ilim ve akılla gerçeği bulmaktır”
Prof. Dr. Halit Çalış, hikmet kavramının yargıda bulunmak, engellemek, alıkoymak, gemlemek, sağlam olmak gibi çeşitli anlamlarda kullanıldığını belirterek, “Hikmet, insanı iyi olana yönlendiren, çirkin ve kötü olandan, cahilane davranışlardan alıkoyan şeydir. İnsanın gücü ölçüsünde nesnelerin mahiyet ve hakikatlerini bilmesini sağlayan hikmet aynı zamanda ilim ve akılla gerçeği bulmaktır.” dedi.
Hikmet kelimesinin Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yerde geçtiğini, on farklı yerde de kitap kelimesiyle birlikte anıldığını söyleyen Prof. Dr. Halit Çalış, “Hikmet, Allah için kullanıldığında ‘eşyayı bilmek ve onu en sağlam ve kusursuz biçimde yaratmak’, insan için kullanıldığında ‘mevcudatı bilip hayırlar işlemek’ anlamlarında kullanılmaktadır.” şeklinde konuştu. 
“Hikmet, sünnetin kendisidir”
Hikmeti sünnet olarak değerlendiren öncü şahsiyetin İmam Şâfiî olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Halit Çalış, “Hikmet sünnetin kendisidir. Hz. Peygamber’in risalet görevi içerisinde İslam’ın temel kaynağı olan Kur’an’ın açıklanması hikmet olarak telakki edilmiştir. Hikmet, bilgi ve değerde sürekliliği gerektirir. Bu noktada ilahi hakikatlerin gereği gibi kavranılabilmesi için akli ve şer’i ilimlerin bilinmesi ön şarttır. Hikmet aynı zamanda inanç-bilgi-eylem uyumudur.” diye konuştu.
“Hikmet, sebepler sebebinin farkında olmaktır”
Hikmet ile hüküm ilişkisi hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Halit Çalış, hükmün hikmetten daha genel olduğunun altını çizerek, “Her hikmet hükümdür fakat her hüküm hikmet değildir. Hikmet, ilahi hükümleri tüm boyutlarıyla kavrama melekesi ve bunun sonucunda elde edilen bilgi ve bilinçtir. Peygamberin kendisine indirilen kitabı öğretme sürecinde ilahi hükümleri nasıl açıklayacağını bilmesine ve onları bildirmesine ayrıca bu şekilde elde edilen bilgiye hikmet denir. Bu yönü ile hikmet nebevi misyonun bir yönü olmakla beraber sebepler sebebinin de farkında olmaktır.” ifadelerini kullandı. 
“Hikmet nübüvvete hasredilemez”
Hikmet-nübüvvet ilişkisine dair de açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Çalış, bu konuda şunları söyledi: “Hikmet peygamberliğe hasredilemez. En yüksek tecellisi nübüvvet olmakla birlikte hikmet, bunu aşan bir kapsama sahiptir. Nitekim peygamber olmayanlara da hikmet verildiği bilinmektedir.”

“Hikmetin kültürel aidiyeti önemli değildir”
Hz. Peygamberin, “Hikmet müminin yitiğidir, onu bulduğu yerde alır” şeklindeki hadisini hatırlatan Prof. Dr. Çalış, müslümanların, işlerine yarayan bilgiyi ve doğru sözü kimden ve nereden geldiğine bakmaksızın alabileceklerini, dolayısıyla dış kültürlerden uygun biçimde yararlanılabileceğini, tarihi tecrübenin de bu doğrultuda geliştiğini söyledi. 
Prof. Dr. Halit Çalış’ın hikmet kavramı ile ilgili ayet ve hadislerden pekçok örnek sunarak kavramın önemine dikkat çektiği seminer, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ve konuyla ilgili karşılıklı fikir alışverişinin ardından sona erdi.