“Tarih uzun yıllar boyunca Batı merkezli gelişti”

Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Salonunda düzenlenen konferansta konuşan Ahmet Taşağıl, ilimin evrensel bir yapısı olduğunu belirterek, “Bizim doğrularımız mutlak doğru değildir. Tarihi, bilgi kirliliğinden kurtarıp doğru tarihi yazmak tarihçilerin en önemli görevidir. Bu zamana kadar tarihçilik hep Batı merkezli gelişti. Özellikle üçüncü dünya savaşından sonra Türklerin barbar toplumlar olduğuna dair kitaplar yazılmaya başlandı. Son zamanlarda ise bu anlayış değişti ve Batı’da da düzgün kitaplar yazılmaya başlandı.” dedi.

“Türkler boylar halinde yaşamasaydı yok olup giderlerdi”

Türklerin eski tarihini iyi analiz edilebilmesi için öncelikle Türklerin nasıl göç ettiklerinin iyi araştırılması gerektiğine dikkat çeken Taşağıl, Türklerin göçler sonucunda yerleştikleri bölgeleri vatan haline getirdiklerini ifade ederek şöyle devam etti: “Kazakistan’dan başlayıp Macaristan’a kadar süren göçler yaşanmıştır. Yaşadığı yer topluma yetiyorsa o toplum göç etmez. Yani kimse keyfi amaçlı yer değiştirmez.” şeklinde konuştu.  

Türklerin boylar halinde yaşamasının onları bir arada tuttuğunu savunan Taşağıl, “Türkler boylar halinde yaşamasaydı yok olup giderlerdi. Boylar sosyolojik olarak kendi aralarında sürekli dayanışıma halinde olmuşlardır. Bu yüzden de daha güçlü bağlarla bağlanmış Türk devletleri tarih sahnesinde yer almıştır ve bu devletler uzun yıllar varlığını devam ettirmiştir.” dedi.

Konferans öğrencilerin sorularının yanıtlanması ve karşılıklı fikir alışverişinin ardından sona erdi.