KONYA (AA) - Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Başkanı Nihat Özdemir, Türkiye'de elektrik sektörünün özelleştirilmesinde diğer ülkelere oranla başarılı ve hızlı geçiş yaşandığını belirterek, "Bundan sonrasında devlete mesajım şu: Eğer Türk ekonomisini düşünüyorsanız, öncelikli olarak özel sektörün elindeki verimli santralleri kullanın" dedi. 

Konya'da düzenlenen 6. Türkiye Enerji Zirvesi'nde konuşan Özdemir, elektrik sektöründeki dağıtım özelleştirmelerinin 2009'da başladığını ve bu dönemi milat olarak görmek istediklerini söyledi. 

Bu süreçten önce devletin piyasanın tek hakimi olduğunu hatırlatan Özdemir, şöyle devam etti:

"2009-2013 yıllarında çok büyük zorluklar çektik. 2013'ün sonuna doğru özelleştirmeler tamamlandı. Tamamen özel sektörün yürüttüğü bir sektör olarak devam ediyoruz. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, 2009'a kadar sadece 29 tedarikçi, 585 üretim lisansı verilmiş. 2015'te ise 200'ün üzerinde tedarikçi, bin 700'ün üzerinde üretim, bin 300'ü aşkın da işletme lisansı verilmiş durumda.

Bu gelişme dünyada hiçbir ülkede yok. Biz özel sektör olarak çok önem verdik. Kamu, sıkıntılı noktaları başarılı ve hızlı şekilde geçmemize yardımcı oldu. Avrupa ülkeleri bu süreçleri daha uzun ve zor şekilde geçirdi."

Özdemir, özel sektör için tüketicilerin çok önemli olduğunu ve serbest piyasa koşullarında tüketici memnuniyetinin birincil önem taşıdığını anlattı.

Toptan elektrik fiyatlarının 2009'dan bugüne kadar yüzde 40 civarında düşüş gösterdiğine işaret eden Özdemir, şu bilgiyi paylaştı:

"Mesken elektrik fiyatlarında da TÜFE ve döviz kurunu da göz önüne aldığımızda önemli derecede düşüş yaşandı. Onun için müşteriyi memnun etmek birinci görevimiz. Bu kadar başarılı bir hikayede 2015'te devletin payı yüzde 35-40'a kadar düştü. Devletin elindeki santraller hem eski hem de verimleri düşük. Özel sektörün elindekilerin hepsi modern ve verimleri yüksek santraller.

Sektörün yüzde 60'ına sahibiz ama emre amade gücümüz devletinkinden daha yüksek. Eğer Türk ekonomisini düşünüyorsanız, öncelikli olarak özel sektörün elindeki verimli santralleri kullanın, yetmezse verimi düşük olanları devreye alın." 

"Asıl olay şimdi başlıyor" diyen Özdemir, sektörün önünün açılması için sıkıntıların giderilmesi gerektiğini belirtti.

- EPDK Başkan Yardımcısı Ertürk

EPDK Başkan Yardımcısı Mehmet Ertürk de 1990'lı yıllarda rekabete açık enerji piyasası ile planlı enerji piyasası arasında yol ayrımına gelindiğini söyledi.

Ertürk, "2001 yılında enerji piyasasını artık planlı bir yapıyla yönetmeyeceğimize karar verdik ancak bir 10 yılımız bunu kanıksamakla geçti" dedi.

Teoride rekabete açık serbest enerji piyasasına geçişin kolay olduğunu ancak geçmişten gelen yükler ve insani alışkanlıklar gibi nedenlerin işi zorlaştırdığını dile getirdi. 

Rekabete açık enerji piyasasına geçişte belirli aşamalar ön görüldüğünü, bu aşamalar geçildikçe elektrik piyasasında bulunan tedarikçilerin sayısındaki artış gibi başarılar sağlandığına dikkati çeken Ertürk, "Ancak bu dönüşümü dünden bugüne hızlı şekilde gerçekleştiremeyeceğimizi bilmemiz lazım" dedi.

Ertürk, doğalgaz sektöründe ise serbestleşme anlamında ciddi gelişme sağlanamamış olmasının, doğalgaz piyasasının yüzde 80'inin kamu şirketi BOTAŞ tarafından kontrol edilmesinden anlaşabileceğini belirterek, bunun nedeninin ise doğalgazda yüksek oranda dışarıya bağımlılık olduğu bilgisini paylaştı.

Doğalgazın büyük oranda ithal edilmesi ve daha çok kentlerde yaygınlaşması nedeniyle rekabete açık piyasaya geçişte tedbirli ve yavaş gitmenin  gereklilik haline geldiğini anlatan Ertürk, "Tedbirli hareket etme gerekliliği, çok sayıda oyuncunun piyasaya girebileceği, rekabete açık bir enerji piyasası kurgusu oluşturma yolundaki adımlarda biraz yavaşlamaya neden oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Ertürk, gelinen noktada hem özel hem de kamu olarak ciddi birikimler elde edildiğini kaydederek, ciddi tüketim büyüklüğü sağlanmış ve sektörün işi çok iyi öğrenmiş olduğunu, dolayısıyla gelecekte rekabete daha açık piyasaya geçişte adım atılabileceğini sözlerine ekledi.