İşverenlerin çalıştırdıkları işçilerle olan ilişkilerinde tüm yükümlülüklerini yerine getirmelerinin yanı sıra, ileriki süreçlerde işten ayrılan işçilerinin kendileri aleyhlerinde dava açabileceklerini düşünerek; bu davalarda kanıt olarak sunmak üzere her türlü işlemlerini kayıt altına almalarının zorunlu olduğu vurgulandı.

Adana Ticaret Odası’nda düzenlenen, “İşçi-İşveren Davalarında Yaşanan Olumsuzluklar” konulu bilgilendirme toplantısında, iş verenlerin işçileri tarafından kendi aleyhlerine açılan davalarda zarara uğramaması için dikkat etmeleri gereken konulara ilişkin açıklamalarda bulunuldu.

ATO üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılışında konuşan Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, işçi ve işveren davalarının genelde işçi lehine sonuçlanmasının iş dünyasının önemli bir sıkıntısını oluşturduğunu belirterek, “Bu durumun nedenlerini doğrudan öğrenebilmek için böyle bir toplantı düzenlemiş bulunuyoruz. Hata işverenler olarak bizde ise nerelerde hata yaptığımızı bilmeli ve bu doğrultuda kendimize çeki düzen vermeliyiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Adana İş Mahkemesi Hakimi Şenol Öz de, iş mahkemelerinin işçi ve işveren arasındaki davaları çözmek ve yaşanan uyuşmazlıkları gidermek üzere faaliyet gösterdiklerini hatırlattı. Türkiye’de patronların işçileriyle ilişkilerinin olması gerekenden farklı bir şekilde geliştiğini vurgulayan Öz, “Patronların genel olarak yaptıkları bir hata, işe aldıkları işçileriyle baba-oğul ilişkisine girmeleri. Bu ilişki ilerleyen süreçte işçi-işveren arasında karşılıklı güven ilişkisine dönüşüyor, işveren işçiye yönelik yasal ve parasal yükümlülüklerini yerine getirse bile işçisine güven duymasından dolayı bunları kayıt altına almaya gerek görmüyor. Aradan yıllar geçtikten sonar ise bu konularda aleyhlerinde açılan davalarda yeterli delil sunamadıklarından olumsuzluklar yaşıyorlar. İş yerinde her zaman patron patron, işçi ise işçi olmalıdır. Karşılıklı yükümlülükler eksiksiz ve delillendirilerek yerine getirildiğinde bu alanda yaşanan olumsuzlukların önüne geçilmiş olacaktır” dedi.

ATO üyelerinin konuyla ilgili tüm sorularının yanıtlandığı interaktif ortamda gerçekleşen toplantıda, “İşçi tarafından kötü niyetle açılan tazminatı davaları, işçinin yetersizliği veya davranışlarından kaynaklı sebepler olmasına rağmen işçiyi işten çıkartamama durumları, fazla mesai alacak davaları, kötü niyetle açılan iş kazası davaları, işçinin kendi isteği ile işten ayrılmasına, yeni bir işe girmesine rağmen tazminat talep etmesi ve işçinin neden davalarda hep kazanan taraf olduğu” gibi konular da ele alındı.