Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, " G20’nin iş dünyası kanadı olan B20’yi daha da güçlendirmeliyiz. Bunun yolu da G20 ile daha fazla mesai harcamaktan, birlikte doğruyu aramaktan geçer. Ben G20 Türkiye dönem başkanlığının bu anlamda bir milat olacağına inanıyorum” dedi.

G20’nin iş dünyası ayağı B20 Türkiye başlangıç toplantısı bu sabah yapıldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile B20 Türkiye Yürütme Kurulu Başkanı ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katıldığı açılış oturumu ile başlayan toplantıya yurtiçinden ve yurtdışından 300’ün üzerinde işadamı katıldı. Hisarcıklıoğlu açılış konuşmasına Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a teşekkür ederek başladı. Hisarcıklıoğlu, "Kendisi 13 yıldır Türkiye’yi G20’de büyük bir başarıyla temsil ediyor. Bu yıl da G20 Türkiye Yönlendirme Kurulu’nun başkanı olarak tüm G20 faaliyetlerinin koordinasyonunu yürütüyor. Bugün bizlerle G20 Türkiye dönem başkanlığının önceliklerini ve tabi G20’nin iş dünyasından yani B20’den beklentilerini paylaşacak. B20 Türkiye Yürütme Kurulu olarak kendisine bize ve B20’ye verdiği tüm destek için şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.

2010’da resmi olarak başlayan B20’nin altıncı yılı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu , “Ben G20 ve tabi ki B20 işlerine ilk girdiğimde küresel krizin ortasındaydık. Cannes Zirvesi’ne gittiğimizde Yunanistan’ın borç yeniden yapılandırmasını konuşuyorduk. O günden beri G20 çok işler başardı, küresel ekonomiyi çok önemli tehditlerden kurtardı. Ama krizin ateşinden uzaklaştıkça hepimizi biraz rehavet kapladı. Ama aslında hepimiz çok iyi biliyoruz ki, durum böyle değil. Küresel ekonomi son 6 yıldır ilginç bir dönemden geçiyor. Doğru bildiklerimizin yanlış, yanlış bildiklerimizin doğru olduğunu görüyoruz. Beklentilerin ne kadar hızlı değişebildiğini görüyoruz. En büyüklerin nasıl sıkıntıya düşebildiğine, yenilikçi girişimcilerin nasıl parlayan yıldız olabildiğine şahit oluyoruz. Küresel olarak sağlam bir büyümeyi sağlayamıyoruz. Bir tarafı düzelttiğimizde diğer tarafta bir aksama gözlüyoruz. 10 bin km batımızdaki bir ülkede biri hapşırsa, 10 bin kilometre doğumuzdaki bir ülke hasta oluyor. Para bolluğunun biteceği, parasal sıkılaşmanın başlayacağı günleri konuşuyoruz. Ama hiç birimiz bunun nasıl bir etkisi olacağını kestiremiyoruz. Eskiden verimliliği artırmak için ekonomik aktiviteyi dar bir alana toplamaya çalışırdık, bugün giderek büyüyen şehirlerimize nasıl sığacağımızı kara kara düşünüyoruz. Hızla büyüyen orta sınıfın artan tüketim talebi bir yandan hepimizin iştahını kabartıyor, bir yandan da yerkürenin bu talebi nasıl karşılayacağı sorunu hepimizi korkutuyor. Eskiden projelerimize finansman bulmak için uğraşırdık, şimdi para da var, proje de. Ama ikisi de birbirine uzaktan bakıyor. Aradaki köprüyü nasıl kuracağımızı, yatırımlara nasıl para akıtacağımızı tartışıyoruz. Enerji her zaman olduğu gibi ’gamechanger’ yani oyunu değiştiren olma özelliğini koruyor. Ama bu sefer oyun bildiğimizin aksine gelişiyor. Kaya gazından, yenilenebilir enerji teknolojilerine kadar çok ilginç alternatifler ortaya çıkıyor. Brent petrol fiyatının ortada ciddi bir kriz beklentisi olmamasına rağmen yaklaşık yüzde 50 düştüğü günleri yaşıyoruz. Eskiden ticaret büyümenin motoruydu. Her yıl küresel büyümenin 2-3 katının üstünde ticaret artışı oluyordu. Son yıllarda yavaş büyüme hızlarının da altında ticaret artışı görüyoruz. İkinci dünya savaşından bu yana ticarette serbestleşmeyi konuşuyorduk, şimdi küresel ekonominin geleceği için çok tehlikeli olan tarife dışı engelleri konuşuyoruz. Ticaretin yavaşladığı dönemde herkes iç pazarını koruma derdine düşmüş durumda. Mega bölgesel anlaşmalar bir yanda ilerliyor, çok taraflı müzakereler öbür tarafta can çekişiyor. İşte böyle bir dönemden geçiyoruz. Charles Dickens’ın 150 yıl önce söylediği gibi "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu". Böyle bir dönemde hiçbirimizin tek başına ayakta kalma şansı yok. Çıkışı birlikte bulmak zorundayız. Küresel ekonomiyi kapsayıcı ve sağlam bir büyüme patikasına ancak birlikte çekebiliriz. Çünkü küresel sorunlara küresel cevaplar bulmamız lazım. İşte bu yüzden G20 çok önemli. İşte bu yüzden G20 Türkiye dönem başkanlığı ana amacını ‘Kapsayıcı ve Sağlam Büyüme’ yani ‘InclusiveandRobustGrowth’ olarak belirledi. Ben bu vizyonu için Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımız ve Sayın Ali Babacan nezdinde hükümetimize ve bizle bu vizyonu paylaşan tüm G20 hükümetlerine teşekkür etmek istiyorum" dedi.

Küresel ekonomi sağlam bir büyüme için yol haritasını ararken hükümetler ile iş dünyaları arasında işbirliğinin artırılması son derece önemli olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu: "İşte bu yüzden G20’nin iş dünyası kanadı olan B20’yi daha da güçlendirmeliyiz. Bunun yolu da G20 ile daha fazla mesai harcamaktan, birlikte doğruyu aramaktan geçer. Ben G20 Türkiye dönem başkanlığının bu anlamda bir milat olacağına inanıyorum. Bu sabah Sayın Babacan bizimle beraber, akşam yemeğinde de G20 sherpaları ile bir araya geleceğiz. İlk defa B20 ile G20 Sherpaları arasında bu kadar kapsamlı bir etkileşim olacak. Ben bu yaklaşımdan büyük fayda sağlayacağımızdan eminim. Yıl boyunca hükümetlerimizle çok yakın çalışacağız, yılın sonunda da G20 zirvesinin hemen öncesinde gerçekleştireceğimiz B20 Zirvesi ile liderlerimize iş dünyasının sorunlarını doğrudan aktarabileceğiz" ifadelerini kullandı.

Avustralya’dan devralınan B20 bayrağını daha da yukarı çıkarmayı amaçladıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “B20’nin 2015 serüvenini 3 ana prensip üzerine inşa ediyoruz. Devamlılık prensibimiz, B20’nin geçmiş dönem başkanlıklarında ortaya çıkan kıymetli çalışmaların sürdürülmesi düşüncesine dayanıyor. B20’nin de G20 gibi çok yıllı bir gündemi olması gerektiğine inanıyoruz. Her sene B20’nin yapısını yeniden kurarak başarıya ulaşamayız. Biz iş adamları olarak bunu şirketlerimizden çok iyi biliyoruz. Devamlılık başarıyı getirir. Bunun için işe B20 Avustralya’nın G20 liderlerine ilettiği 20 öneri ile işe başlayacağız. Bu 20 öneri nasıl hayata geçer? Bu 20 öneriyi nasıl iyileştiririz diye soracağız. Ayrıca, yine geçtiğimiz sene üzerinde çalışılan görev güçlerini ve çalışma gruplarını temel görev güçleri olarak bu yıl da devam ettireceğiz. Ticaret, Altyapı ve Yatırımlar, Büyümenin Finansmanı, İstihdam ve Yolsuzlukla Mücadele alanında çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu grupların her birine de dev şirketlerimizin liderleri başkanlık edecek. Yabancı eş başkanlarımızla birlikte bütün yıl çalışmaları yürütecekler. Ticaret grubunun başkanlığını dünyanın en güçlü kadınları listesinde ilk 3’e giren, Sabancı Holding’in YK Başkanı Güler Sabancı yapacak. Bu grupta dünyanın en büyük iş örgütü olan ICC’nin Başkanı ve aynı zamanda Standard and Poors gibi şirketleri bünyesinde barındıran McGraw Hill Financial’ın YK Başkanı Terry McGraw ile birlikte çalışacaklar. Altyapı ve Yatırımlar grubumuzun başkanlığını yurtiçinde ve yurtdışında gerçekleştirdiği başarılı yatırımlarla yıldızı parlayan Doğuş Holding’in YK Başkanı Ferit Şahenk yapacak. Büyümenin Finansmanı grubumuzun başkanlığını sıfırdan milyar dolarlık banka kurmak gibi müthiş bir deneyimi olan FİBA Holding YK Başkanı Hüsnü Özyeğin yapacak. İstihdam grubumuzun başkanlığını ülkemizin en büyük holdingi, en fazla istihdam sağlayan şirketi olan Koç Holding’ten YK üyesi Ali Koç yapacak. Ali Bey, bu grupta 150 işveren örgütünün çatı kuruluşu olan IOE’nin başkanı Daniel Funesdi Rioja ile çalışacak. Yolsuzlukla mücadele grubumuzun başkanlığını ise son yıllarda Godiva ve United Biscuits satın almalarıyla göğsümüzü kabartan Yıldız Holding YK Başkanı Murat Ülker yapacak. Kısacası 5 görev gücünde de tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Devamlılığı sağlamak adına kuracağımız bir diğer yapı da ’B20 AdvocacyLeadership’ adını vereceğimiz B20 Liderlik mekanizması olacak. Burada her ülkeden politika tasarım süreçlerinde etkin 2-3 iş insanını, odayı veya iş örgütünü belirleyeceğiz. Sonuçta oluşacak bu 50-60 kişilik ekip önerilerimizin G20 hükümetleri nezdinde lobisinin yapılmasında büyük fayda sağlayacak. Aynı zamanda bu grup B20’nin sürekliliğinin sağlanmasında daimi bir liderlik mekanizması olabilecek" dedi.

Çalışmalarının temelini oluşturan ikinci prensip ise kapsayıcılık diyen Hisarcıklıoğlu: "Biz B20’nin iş dünyasının menfaatleri için bir şeyler yapmak isteyen herkese açık olması gerektiğini düşünüyoruz. Bizim için çokuluslu şirketlerimiz de KOBİ’lerimiz de, gelişmiş ülkelerimiz de gelişmekte olan ülkelerimiz de çok değerli. Bunun için iki yeni mekanizma kuruyoruz. Öncelikle KOBİ’ler ve girişimciler için öneriler geliştirecek KOBİ’ler ve Girişimcilik Görev Gücünü kuruyoruz. Bu grubumuzun başkanlığını da Türkiye’nin orta büyüklükte bir şehri olan Afyon’da KOBİ’lerin yurtdışına açılması için ciddi çalışmalar yapan, kendisi de başarılı bir girişimci olan Melih Yurter yapacak. Bu yeni görev gücü ile G20 ülkeleri arasında kayıtlı istihdamın üçte ikisini sağlayan KOBİ’ler ilk defa B20 platformunda biz de varız diyecek. B20’de kapsayıcılığı artırmak adına, ikinci olarak dünyanın dört bir yanında bölgesel istişare toplantıları düzenleyeceğiz. Burada iki amacımız var. Öncelikle G20’de az temsil edilen yükselen piyasa ekonomilerini B20 sürecine daha da fazla katmak istiyoruz. İkinci amacımız ise bu toplantılarla G20 dışındaki ülkelerin de B20 gündemi hakkındaki fikirlerini alacağız. Burada iş dünyası olarak G20 - G20 dışı ayrımı yapamayız. Çünkü G20 dışı ülkelerdeki şirketler de bizim partnerlerimiz. Onlarla ticaret yapıyoruz, ortaklıklar kuruyoruz. Bu yüzden onların da sesi olmalıyız. B20 çalışmalarımızı temellendirdiğimiz üçüncü prensip ise Connectivity yani bağlantıların güçlendirilmesi. Malumunuz G20’de çok farklı tipte ülke var. Bazıları küresel ekonomiye daha entegre, bazıları ise kendilerini dezavantajlı hissediyorlar. Bu farklı yapılardan dolayı, mutabakatla karar almakta zorlanıyoruz. Biz bu durumu bağlantıları güçlendirerek aşabileceğimize inanıyoruz. Bunu tüm görev güçlerimizde yatay bir alan olarak ele alacağız. Bu kapsamda, ticaretin artması önünde ciddi bir engel oluşturan lojistik bağlantıları nasıl geliştireceğimizi tartışacağız. Tedarik zincirlerine eklemlenmenin kolaylaştırılması için iş bağlantılarındaki sorunları irdeleyeceğiz. Internet ekonomisinden tüm ülkelerin aynı şekilde faydalanabilmesi için dijital bağlantıların kuvvetlendirilmesini çalışacağız" ifadelerini kullandı.

Hisarcıklıoğlu son olarak "Ben buradan Türk iş dünyasının lideri olarak şirketlerimizin değerli yöneticilerine seslenmek istiyorum. Üzülerek söylüyorum ki maalesef küresel ekonomiye yön verilen platformlarda yeterince yer almıyoruz. Bundan önceki 5 yılda B20’de aktif olarak yer alan şirket sayımız bir elin parmaklarını geçmez. Eğer Türk iş dünyasının menfaatlerini savunmak istiyorsak, eğer küresel şirketlerimiz daha da artsın istiyorsak bunu değiştirmeliyiz. Bunun için Türk şirketlerinin tepe yöneticilerinden oluşacak 100 kişilik bir Business Leaders Forum yani İş Liderleri Forumu kuruyoruz. 2015 yılı boyunca B20 çalışmalarımızı bu 100 kişi ile sürdüreceğiz. Gelin aramıza katılın, küresel oyuncu olma yolunda bir adım atın. Oldukça önemli bir yıla giriyoruz. Küresel ekonominin sorunları Türkiye’de tartışılacak, çözümler bu salonlardan çıkacak. Ben Türkiye’nin eşsiz konumuyla, İtalya ile Çin arasındaki en büyük sanayi gücü olmasıyla, Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi olarak çok başarılı bir G20 dönem başkanlığı geçireceğinden eminim. Tüm küresel iş dünyasını bize katılmaya, B20’ye katkı sağlamaya davet ediyorum" dedi.