İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) G-20 Zirvesi’ne ilişkin yaptığı açıklamada "G-20 Başkanlığı Türkiye’yi ileriye taşıyacak bir fırsattır" ifadesini kullandı.

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) G-20 Zirvesi’ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye 1 Aralık 2014 itibarıyla G-20 Başkanlığını üstlenecektir. 15-16 Kasım 2014 tarihlerinde Brisbane’de bir araya gelen G-20 liderleri Avustralya G-20 Başkanlığı’nın sonuç bildirgesini onaylamıştır. Bu bildirgede tüm G-20 ülkelerinin ortak sorunu olan büyüme ve işsizlik konusuna eğilinmiştir. Sonuç bildirgesinde, liderler yeni iş imkanları yaratacak büyüme, ekonomilerin daha dayanıklı hale getirilmesi ve giderek daha da bağımlı hale gelen dünya ekonomisine yön veren global kurum ve kuruluşların güçlendirilmesi hedeflerini vurgulamıştır. Bu hedeflere ulaşılmasında, yapısal reformların gerçekleştirilmesi, piyasa mekanizmalarının iyileştirilmesi, özel sektörün desteklenmesi, altyapı eksikliklerinin giderilmesi, ticaret ve yatırımların artırılması ve büyümeyi teşvik edecek makroekonomik ve mali politikaların uygulanmasının etkili olacağı belirtilmiştir.

G-20 Zirvesi “güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme” için somut bir hedef de belirlemiş ve 2018’e kadar G20 ülkelerinin toplam GSYH’sinin en az yüzde 2 oranında artırılmasını öngörmüştür. Yüzde 2,1’lik bir artışın Dünya ekonomisine yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir katkı yapacağı ve milyonlarca iş yaratacağı beklenmektedir. Kapsayıcı büyüme, yoksulluk ile mücadele, kadınların işgücüne katılım oranının artırılması, genç işsizliğinin azaltılması, vergi sisteminin daha adil olması, yolsuzluk ile mücadele, enerji verimliliği, iklim değişikliğinin önlenmesi gibi konular da sonuç bildirgesinde vurgulanmıştır.

Türkiye, G-20 dönem başkanlığını devralırken, bir önceki dönem başkanlığında ortaya koyulan bu hedef ve önceliklerin devam ettirilmesi büyük önem taşıyacaktır. Ancak bunun ötesinde, Türkiye’nin 2015’te G-20 çalışmalarına yön vermesi için kendi önceliklerini ortaya koyması gereklidir. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye’nin öncelikleri arasında, en az gelişmiş ülkelerin sorunları, küçük ve orta boy işletmelerin desteklenmesi, tüm G-20 ülkelerinde yapısal reformların gerçekleştirilmesi, çok taraflı ticaretin ve yatırımların desteklenmesi gibi alanları saymıştır. Kuşkusuz Türkiye’nin üzerinde duracağı diğer bir konu, başta Kobi’ler olmak üzere özel sektörün finansmana erişimi ve altyapı yatırımların teşviki olacaktır.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında köprü vazifesi görmek isteyen Türkiye için dünya ekonomisinin yüzde 85’ini temsil eden G-20 Başkanlığı çok önemli bir fırsat sunmaktadır.

Türkiye’nin henüz üye olamadığı AB’nin 4 üyesi ve AB’yi temsilen Avrupa Komisyonu’nun G-20 içinde yer aldığı düşünülürse, Türkiye AB’nin de bir parçası olduğu bir sistemin bir yıllığına sürücü koltuğunda oturacaktır. Bu da Türkiye için kendi büyüme planlarını global bir bağlam içinde tasarlayıp uygulayabileceği yeni bir fırsat penceresi doğurmaktadır.

G-20, 2018 için koyulan global büyüme hedeflerine Türkiye’nin önderliğinde yürüyecektir. Yükselen bir ekonomi olarak Türkiye’nin, ekonomik dönüşüm stratejisinde de üzerinde durulan, yapısal reformlarını gerçekleştirmesi, hukuk devletinin pekiştirmesi, eğitimin kalitesini artırması ve orta gelir tuzağından çıkmasını sağlayacak atılımları yapması için G-20 Başkanlığı önemli bir itici güç sağlayacaktır.

G-20 çerçevesinde oluşturulan B-20, L-20, T-20, C-20, Y-20 gibi girişimler de, kamunun yanında, özel sektörün, işçi ve işveren örgütlerinin, düşünce kuruluşlarının, gençlik örgütlerinin ve tüm sivil toplum kesiminin uluslararası boyutlarını güçlendirmeleri ve global gündeme dahil olmaları açısından dönüştürücü bir deneyime yol açacaktır.

G-20 Başkanlığı Türkiye’nin uluslararası planda görünürlüğünü ve etkinliğini artırmak suretiyle, sesini daha fazla duyurabilmesi ve kendisini tanıtabilmesine de imkan sunacaktır. Bu bağlamda, 2023 hedefleri içinde de yer alan AB üyeliğinin bu tarihe dek gerçekleştirilmesi perspektifi içinde, G-20’nin Türkiye’nin AB sürecinde de olumlu bir ivmeye yol açacağını umarız".