Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr.Hüseyin Kâmi Büyüközer, ‘Güvenli Gıdalar’ kavramı hakkında açıklama yaptı.

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr.Hüseyin Kâmi Büyüközer, ‘Güvenli Gıdalar’ kavramı hakkında açıklama yaptı. Büyüközer şunları söyledi: “Güvenli gıda kavramı bize batı kopyacılığından geldi. Güvenli Gıda ve Gıda Güvenirliliğinin Batıdaki karşılıkarı Safe Food ve Food Security. Bu iki kavram da kapitalist batı kaynaklarından tercüme edilirken batı mantalitesine göre değerlendirildiği için sadece materyalist bir anlayışla insanın maddi varlığına, fiziki şartlarına, bedensel yapısına dayalı güvenlik, güvenilirlik şartları olarak algılandı. Halbuki bütün insanlar, hatta bütün mevcudat sadece maddeden ibaret değil, aynı zamanda manaya, moral ve ruhsal yapıya da sahiptir. Biz biliyoruz ki domuz ne kadar hijyen ne kadar temiz yetiştirilirse yetiştirilsin, ne kadar güvenli olduğu söylenirse söylensin o Kuran ı Kerim ifadesi ile necis ve haramdır.

Biz batının mantalitesindeki bu büyük noksanlığı tamamlayacak argümanlara sahibiz ve bu noksanlığı tamamlamak zorundayız. Özellikle gıdalarımızın sadece maddi ve fiziksel tarafını değil, moral tarafının da olduğunu göstermeliyiz. Bizim temel inancımızda “ Halalen Tayyiben” kavramı vardır ve bu bütün insanlık için geçerlidir. Dolayısı ile gıda güvenliği veya güvenli gıda kavramlarında ‘tayyib’ kelimesinin kastettiği manayı daima hatırda tutmalıyız. Bugün insanlığın adeta kaybedilmiş ve şiddetle ihtiyaç duyduğu bir çözümü getirmektedir. Sağlıklı, hijyen ve kaliteli Helal gıda standardına biran evvel ulaşmamız, insanlık için de büyük bir hizmeti sağlayacaktır.

Biz bugüne kadar insanların hizmetine sunulmuş kalite standartlarının ulaşamadığı bir standart üzerinde farkında olmadan oturuyoruz. Bu standardın adı ‘Helal ve Tayyib Kalite Standardı’dır. Bu standartta, bütün insanlığın maddi ve manevi güvenliğini sağlayacak her türlü tedbirler alınmaktadır. Helal ve Tayyib sistemde çoğu zarar veren, zehirleyen, hastalık yapan, hatta öldürebilen her türlü maddenin azı da yasaktır. Kapitalist batı mentalitesinde ise çoğu zararlı, hastalık yapıcı, zehirli ve öldürücü olmasına rağmen, güya bunları yapmayacağını iddia ettikleri miktarlarda katkı maddesinin kullanılmasında hiç bir beis görmemektedir. Sermayenin hatırı için bütün insanlığı uzun vadede adım adım zehirlemeyi, hastalıklara duçar etmeyi göze alabilmektedir. Halbuki, Helal ve Tayyib sistemde, bu uygulamaya yer verilemez, çünkü bilinir ki az az verilen haram ve zararlı maddelerin dahi fark edilmeden insan sağlığını ve maneviyatını tehdit edebilmektedir.

Batının hala çözemediği ve Teknik Bilim uzmanlarından henüz toptan güvenilirliği hakkında kesin bir onaya sahip olamayan ve İslam alimlerinin de bir ittifak içinde bulunmadığı GDO ve GDO’lu ürünler hakkındaki görüş şüphelilik noktasında oluştuğu için Helal ve Tayyib Standart kapsamı dışında tutulması uygun görülmüştür. Şunu da bilmemiz gerekir ki Helal ve Tayyib standart bir fetva standardı değildir. Üreticilerin tüketicilere sunmak zorunda oldukları kaliteli ürünlerin standardıdır. Bu standart İslama inanmış ve günlük hayatına oturtmuş Müslümanlar tarafından yürütülmelidir”.