Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak Kıbrıs’a giden İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, "Siyasetçiler yine siyaseti konuşsun ama iş adamları olarak bizim önceliğimiz ekonomi olsun, ekonomik ilişkileri geliştirmeye çalışalım" dedi.

İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak Kıbrıs’a gitti. KKTC Dışişleri Bakanlığı’nda Bakan Nami’nin yanı sıra meslek odaları, sivil toplum örgütü yöneticileri, medya mensupları ve davetlilere bir sunum yapan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, öğrencilik yıllarından beri Kıbrıs sorununu takip ettiğini söyledi. Kıbrıs sorununa katkı yapmaya çalıştığını anlatan Demirtaş, "Benim düşüncelerim değişti, dünya değişti ama Kıbrıs’ta sorunlar aynen devam ediyor. Oda başkanı olarak bugün de Kıbrıs sorununun çözümüne katkı yapmaya çalışıyorum. Bu konuda, çok kez Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geldim. Üç kez de Ada’nın güneyine gittim, Rum politikacılarla görüştüm" dedi.

"SİYASİ DİYALOG TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL"

Güneye gittiği için kendisine kızanlar olduğunu aktaran Demirtaş, sorunların diyalog olmadan çözülemeyeceğini belirtti.

Türk–Yunan ilişkilerinin geliştirilmesi için 22 yıldır yaptığı çalışmalar ile elde ettiği deneyimde, siyasi diyalogun tek başına yeterli olmadığını gördüğünü belirten Demirtaş, burada ekonomik ilişkilerin gelişiminin çok önemli olduğunu söyledi.

Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının 6 Aralık’ta Atina’da yaptıkları toplantıda Ekonomiyi ön plana çıkarttıklarını hatırlatan Demirtaş, "Yunanistan Başbakanı Samaras da, ’Sorun çıktığında parantez açıp kapatalım, ilişkileri geliştirelim’ diyor. Bence de öncelikle ekonomik ilişkileri artıralım. Önündeki tüm engelleri kaldırmak için çaba gösterelim. Kıbrıs’taki tel örgü ve duvarları ekonomiyle yıkalım. Sorunla karşılaşınca parantez açalım işbirliğine devam edelim" şeklinde konuştu.

"YATIRIMCILAR KUMAR İÇİN KIBRIS’A GELİYOR"

Demirtaş, 1974’den beri ikiye bölünmüş durumdaki Ada’da, ekonomisi güçlü olarak bilinen Kıbrıs Rum Kesimi’nin havasının söndüğünü öne sürerek "Sıkıntı içindeler artık, ’70 milyonluk pazara sırtımızı dönmemeliyiz’ sözleri en üst düzeyde söylüyorlar. Kuzey Kıbrıs’ta da meslektaşlarımın aktardığı gibi işler pekiyi değil. Atılım ve gelişim yok. Yardım ile ayakta duruyor. Turizm cenneti tüm Kıbrıs’ta turizm geriliyor, Maraş çürüdü, Lefkoşa Havaalanı da öyle. Yeşil Hat tüzüğünün genişlemesi ve bazı yönetmeliklerde esneklik sağlanamadı. İnşaat ve emlak sektörü pek gelişemiyor. Yatırımcılar sadece eğitim ve kumar için Kıbrıs’a geliyorlar" dedi.

"ÜÇ MİLYON TURİST ADAYA GELEBİLİR"

Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde turizme özel bir vurgu yapan Demirtaş, Kıbrıs’a uluslararası bir tanıtım yapılması gerektiğini söyledi.

Demirtaş, Akdeniz Güzeli Kıbrıs temasıyla uluslararası turizm ve tanıtım çalışmalarının yapılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Ercan Havalimanı, yönetiminin BM’ye verilmesi kaydıyla uluslararası hava trafiğine açılmalı, Türk hava sahası da Rum uçaklarına açılmalı. Girne ve Magusa limanlarının uluslararası deniz trafiğine açılması ve karşılığında Türkiye’de bir liman da açılmalı. İTO olarak kruvaziyer turizmi tüm ülkemizde geliştirdik. Kıbrıs’ta da limanlar açılırsa en az 3 milyon turist Adaya gelebilir. Çünkü Suriye, Lübnan, Mısır’a gidemiyorlar. Burada 12 ay güneş var."

"DOĞAL GAZ VE PETROL SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN KULLANILMALI"

Demirtaş, Kıbrıs açıklarında bulunan doğal gaz ve petrol yataklarının Kıbrıs sorununun çözümü için kullanılması gerektiğini söyledi.

Adaya yakın zamanda su geleceğini anlatan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Su ve gaz iki toplumu birleştiren ögeler olsun. Aksi halde tarıma yönelen Kuzey Kıbrıs’a on binlerce tarım işçisi gelecek. Bu olgu her iki tarafı rahatsız eder. Tarımdan zengin olan toplum yok. Lefkoşa bugün dünyanın bölünmüş son başkentidir. 30 yıl boyunca, iki kesim arasında geçişler yasaktı. 2003’ten bu yana geçişler serbest. 2004’ten bu yana Yeşil Hat tüzüğü uygulamada. Açılan her kapının etrafı ekonomik olarak canlandı. 2008 yılında yeşil hat ticareti 8 milyon Euro’ya çıktı. Sonraki yıllarda kısıtlamalara rağmen, 4 milyon euro seviyesinde. Kısıtlamalar kaldırılırsa bu katlanarak artacaktır."