KIRIKKALE (AA) - Merkez Bankası Danışmanı Prof. Dr. Güven Delice, döviz kurlarındaki artışa ilişkin, "Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil. Biz yanlış okuyoruz. Kurlardaki artış gelişmekte olan bütün ülkelerin sorunu. Eğer bunu sorun olarak görüyorsak. Problem ABD Merkez Bankasının (Fed) kararlarıdır. Bu bekleniyordu zaten ve aslında bu normalleşme sürecidir" dedi.

Delice, Kırıkkale Üniversitesi İşletme ve Kariyer Topluluğu tarafından Anafartalar Salonu'nda düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, dövizdeki artış karşısında Merkez Bankasının istikrarı tutmak için günlük döviz satışları yaptığını söyledi.

Kurdaki artışın herkesi kaygılandırdığını ancak reel değere bakılması gerektiğini anlatan Delice, "Reel olarak ulusal para yani TL aşırı değerliydi. Belki bu anlamda TL’nin fiyatı biraz reel değerine yaklaşıyor. Kur tahmini vermek, şöyle olacak, şu zaman duracak, şu miktarda duracak gibi bir tahmin vermek zor. Piyasa için önemli olan şudur. Piyasa döviz kurunun düzeyinden ziyade oynaklığından endişelidir. Yani 1 dolar 5 lira oldu. Orada sabit kalıyorsa piyasa için sorun değildir. Piyasanın sorunu kurların aşırı iniş, çıkış göstermesidir. Merkez Bankası yaptığı müdahalelerle bu iniş çıkışı azaltmaya, bu anlamda bir istikrar sağlamaya çalışıyor" diye konuştu.

Delice, Fed'in 2008 yılında küresel kriz başladıktan sonra varlık alımıyla piyasaya trilyonlarca dolar sürdüğüne dikkati çekti.

Fed'in 2013 yılı Mayıs ayında bu durumun azaltılacağı yönünde bir açıklama yaptığını belirten Delice, 2014 yılı Ekim ayında da bunu sonlandırdığını anımsattı.

Artık ABD'nin piyasaya dolar sürmediğini vurgulayan Delice, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla 2008’den 2014’e kadar piyasaya sürülen küresel ölçekteki dolar, yavaş yavaş ABD’ye geri dönmeye başlıyor. Buna bir de ABD’nin faiz oranlarını artırma ihtimali eklendi. Fed de aylık toplantılar yapıyor. Haziran aylarında faiz artışı bekleniyor. Ya da bu yılın sonuna doğru. Fed'in böyle bir karar alması bekleniyor. Eğer Fed faiz oranlarında küçük bir artış yaparsa küresel ölçekte dolaşan dolarların bir kısmı ABD’ye yani en güvenilir limana geri dönecek. Şu anda bütün gelişmekte olan ülkelerde bu anlamda kaygı verecek düzeyde değil ama bir sermaye çıkışı var. Daha önce ABD'den çıkıp buralara gelen para geri dönüyor. Bu para ülkelerden çıkıp da döviz bolluğu azalmaya başladığında kur yükselmeye başlıyor. Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil. Biz yanlış okuyoruz. Kurlardaki artış gelişmekte olan bütün ülkelerin sorunu. Eğer bunu sorun olarak görüyorsak. Problem Fed'in kararlarıdır. Bu bekleniyordu zaten ve aslında bu normalleşme sürecidir."

- Petrol fiyatlarındaki düşüş

Delice, petrol fiyatlarındaki düşüşle ilgili bir soruya, fiyatlarda  yukarı yönlü bir eğilimin başladığını ancak bu yıl içerisinde çok yüksek bir fiyat beklenmediğini dile getirdi.

Petrolün varil fiyatının 45 dolara kadar düştüğünü anımsatan Delice, şunları kaydetti:

"115 dolardan buraya kadar düştü petrol fiyatları. Bu düşüşte arz ve taleple ilgili değişkenler etkili olmakla birlikte Rusya ile ABD ve batı arasındaki siyasal sorunlar da önemli bir faktördü. Petrol fiyatlarındaki düşüş bizi olumlu etkiledi ama beklediğimiz kadar olmadı. Türkiye petrol ve doğalgazın büyük bir kısmını dışarıdan ithal eden bir ülke. Cari açığımızın en büyük sebeplerinden birisi de enerjiye yaptığımız harcamalardır. Petrol fiyatlarındaki düşüşün biz de enflasyonu da düşürmesi beklenirdi ama umduğumuz kadar düşmedi. Sebebi de geçtiğimiz yıl, kuraklıktan dolayı gıda fiyatlarındaki ortaya çıkan aşırı artış. Bu durum petrol fiyatlarındaki düşmenin tesirini, olumlu etkisini azalttı. Bu yıl için beklenti, petrol fiyatlarının yukarı doğru bir miktar trend yakaladıktan sonra yatay seyredeceği yönünde. Çeşitli tahminler yapılıyor ama ortalama 80 dolar civarında tahmin ediliyor. Dolayısıyla çok yükselmez, belirli bir seviyede kalırsa bizim için enflasyonist baskıları frenlemede olumlu katkı yapar. Ama beklentilerin ötesinde bir artış olursa bunun negatif etkileri kaçınılmaz."