Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sanayide tıkanan Marmara bölgesinin yeni alternatifinin Mersin ve hinterlandı olduğunu belirterek, ekonominin gelişmesi ve yatırımların devamı için bürokratik engellerin kaldırılmasını istedi.

MTSO Başkanı Aşut, 2014 yılı Mersin ekonomisini ve iş dünyası olarak 2015’ten beklentilerini İHA muhabirine açıkladı. Mersin ekonomisinin bugün içinde bulunduğu durumu, 2008 dünya ekonomik krizi ile birlikte değerlendiren Aşut, dünya ekonomilerinin 2008-2009 küresel finans krizi öncesindeki ticaret hacmine daha yeni yeni ulaşmaya başladıklarına işaret etti. Türkiye ve özelinde Mersin’in de bu yavaş ilerlemeden doğal olarak nasibini aldığını vurgulayan Aşut, buna rağmen Mersin’in ekonomik çeşitliliği ile bu sıkıntıları daha rahat atlatan bir kent olduğunu, ihracatında kayıp vermediğini, ithalatında da kent olarak cari açığı olmadığını söyledi. Ancak, tam toparlanma dönemine girdikleri sırada bu sefer de Kuzey Afrika, Orta Doğu ve özellikle Suriye’de patlak veren olaylar ve iç savaş durumuna gelen ortamın Mersin ekonomisi için ikinci bir fren olduğuna dikkat çeken Aşut, “Özellikle Mısır’la ilişkilerimiz Mısır’a olan Ro-ro seferlerimizin durmasına neden oldu ki, bu körfez ülkelerine daha maliyetli yollarla ulaşmak anlamında geliyordu. Üstüne Suriye olayı körfez ülkelerine olan yolumuzu kapattı” dedi.

“KAPANAN SURİYE PAZARI DEĞİL, KÖRFEZ PAZARIDIR”

Tüm bu yaşananlara rağmen Mersin’in Suriye’ye olan ihracatının beklenenin tam aksine son bir yılda yüzde 300 artış gösterdiğinin altını çizen Aşut, “Özellikle sağladığı güven ortamından, sosyal yaşam kalitesinden ve bir üretim ve dış ticaret kenti, liman kenti olmasından dolayı birçok Suriyeli yatırımcı Mersin’e yatırım yaptı. Suriye sermayeli şirket sayısı 300’ü buldu. Bu kişiler Suriye’yi bilen insanlar, bundan dolayı Mersin’in ihracatı bir patlama yaptı. Ancak, konu sadece Suriye pazarı değil, konu Suriye kapısının kapanmasından dolayı kaybettiğimiz körfez pazarıdır. Mısır’dan dolayı kaybedilen pazarlardır” diye konuştu.

“MERSİN VE BÖLGESİ TÜRKİYE’NİN YENİ MARMARA’SIDIR”

Mersin olarak boş durmadıklarını, yeni yollar, yeni pazarlar aramaya devam ettiklerini dile getiren Aşut, Mersin’in Marmara’nın yeni alternatifi olduğunu vurgulayarak, “Mersin olarak üretiyoruz, ihraç ediyoruz. Tarımda, lojistikte, dış ticarette ve sanayide Türkiye’nin öncü illerindeniz. Sanayide tıkanan Marmara bölgesinin yeni alternatifi Mersin ve hinterlandıdır. Mersin Limanı Türkiye’nin en büyük ikinci limanıdır; Akdeniz’deki en büyük limanıdır. Mersin, Afrika’yı Rusya’ya, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan lojistik aksıdır. Lojistik en az tarım kadar doğal bir sektörümüzdür. Coğrafyamız bize bunu hediye etmiştir. Özellikle turizmde kurvaziyer turizmle bir farklılık yaratarak, Akdeniz’de bir kurvaziyer destinasyonu olduk. Bu, bölgemiz için çok önemlidir. Bu, Mersin’e bir güvendir” ifadelerini kullandı.

Mersin iş dünyası olarak 2006’da RİS-MERSİN projesi ile yola çıktıklarını, Mersin’in sektörlerini ve yol haritasını belirlediklerini anımsatan Aşut, artık yeni bir ‘RİS-MERSİN 2’nin yolda olduğunu kaydetti. Bu sefer amaçlarının, daha önce belirledikleri tarım, gıda, sanayi, lojistik ve turizmde katma değer zincirini kurmak olduğunu aktaran Aşut, şöyle devam etti: “Amacımız, tüm sektörlerimizde yüksek teknolojili üretim ve hizmete geçmektir. Mersin üç üniversitesi, dinamik kurumları ile bunu bir kez daha yapacak güçtedir. Bilgi ve bilimi ekonomiye entegre edeceğiz. Teknopark ile buna başlamıştık. Türkiye’nin ilk Tedarik Zinciri Test ve Ar-Ge laboratuvarı ile devam etmiştik. Tarım-Gıda Teknoparkı hedeflerimiz arasındadır.”

“BÜROKRASİYE RAĞMEN KARARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Tarım-Gıda Teknoparkı kurmak için yıllardır gösterdikleri çabaların bürokrasiye takılıp kaldığını dile getiren Aşut, şunları söyledi: “Bürokrasiye rağmen kararımızdan vazgeçmeyeceğiz. Mersin olarak yıllardır yaptığımız gibi merkezi bütçeye aldığından daha fazlasını veren, ülke zenginliğine katkı koyan kent olamaya devam edeceğiz. Türkiye’nin hangi iline veya bölgesine yatırım yapılırsa yapılsın bu yatırımlar en çok o kente ve bölgeye katkı sağlar. Ancak, Mersin’e yapılan yatırımlar doğrudan ülkeye bir zenginlik olarak döner. Bürokrasinin bunu görmesi gerekir. Mersin’in yarım kalan yatırımları, ülkenin yarım kalan zenginliğidir.”

Mersin iş dünyası olarak her şeye rağmen 2015 yılından umutlu olduklarını söyleyen Aşut, “Umudumuzu kaybedersek zaten girişimci olamayız. Bu vesileyle yeni yılın ülkemize, iş dünyamıza ve tüm insanlığa huzur getirmesini diliyoruz” dedi.