Ergenlik Dönemi-2
Herkese merhaba!
En son ergenlik dönemi hakkında bilgilendirme yazısı ile bir araya gelmiştik. Bu hafta kaldığımız yerden devam edeceğiz ve özellikle ergenlik döneminde çocuğu olan anne-babalara yönelik yazımızla tekrar birlikteyiz. 


Öncelikle belirtmek isterim ki bu iş sadece anne-babanın sorumluluğunda olan bir şey değil. O nedenle tek başına anne-baba eğitimi her zaman eksik kalacaktır. Ergenlik döneminde olan gençlerin de bir o kadar sorumlulukları olduğu unutulmamalıdır.


Ergenlik döneminde gençler, bir yandan büyümek için sabırsızlanırken bir yandan da hem bedensel hem de zihinsel gelişim itibariyle bazı çocuksu davranışlardan da sıyrılamaz. Arkadaş ve sosyal çevre ön plana çıkarken aile ikinci planda kalıyor gibi görünse de, ergenin her zaman olduğu gibi anne-baba desteğine ve yönlendirmesine ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı en doğru şeklide karşılamasını beklediğimiz anne-babalar bazen ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemez duruma gelebilmektedir. Bazen de bu ihtiyacı görmezden gelerek “Biz de ergenlik döneminden geçtik, ama böyle şeyler yapmadık” diyebilmektedir. Aşağıda bu düşünce ve durumlara yönelik bazı ipuçları sıraladım. İşte onlar;
Her zaman ilk vurguladığım başlık ile başlamak istiyorum: “Sohbet”. Aile sohbetleri, erken dönem çocukluktan itibaren oturtulması gereken bir alışkanlıktır. Bu alışkanlığa sahip olmayan aileler ilk planda zorlanabilir fakat hiç bir zaman geç kalmış sayılmazsınız. Çocuklarınızla sohbet edecek ortamlar yaratın. İster sohbet, ister paylaşım, isterseniz aile saati deyin. Artık çocukluktan yetişkinliğe ilerlemekte olan çocuğunuzla iletişime geçerken temelde onun kendine özgü bir birey olduğunu kabul etmelisiniz. Ardından iletişimin temellerinden olan dinleme faaliyetini etkin bir şekilde yapmalısınız. Ne kadar kızgın olursak olalım bir yetişkin olarak önce bizler duygularımızı kontrol altına alıp ani tepki ya da davranışlardan uzak durmalıyız ki ergenden de bunu bekleyebilelim. 


Konuşma sırasında göz teması ile uygun ortam ve belirlenmiş bir zamanda olmasına dikkat etmeliyiz. Ön planda duyguların konuşulduğu bir paylaşım yapılmalıdır. Bunun için empati ile birlikte yansıtıcı cümleler kurulabilir. Örneğin; “Anladığım kadarıyla bu durum seni çok üzmüş.” ya da “Sanırım bu durumun seni rahatsız ettiğini anlatmaya çalışıyorsun.” gibi. Konuşan her iki tarafın da “Ben dili” kullanması önemlidir. Bu hem eleştirel ve suçlayıcı tavrı önleyecek hem de herkesin kendini en iyi şekilde ifade etmesini sağlayarak  iletişimin devamını sağlayacaktır. Örneğin; “Eve geç geliyorsun, beni kızdırıyorsun.” yerine “Eve geç geldiğinde ben bu davranışına kızıyorum.”daha uygun olacaktır. 


Önemli bir diğer alt başlık ise anne-babanın beklentilerinin, aile kurallarının açık-net olması ve herkesin bunlar üzerinde uzlaşmış olmasıdır. Örneğin; eve giriş-çıkış saatleri, bilgisayar başında geçirilen saatin süresi, ev içi sorumluluklar gibi.


Hiç bir şekilde konuşmak istemeyen bir ergenin üzerine gitmek doğru olmayacaktır. Bu tür durumlarda ise açık kapı bırakmak faydalı olacaktır. Örneğin; “Üzgün görünüyorsun, ne zaman bizimle konuşmak istersen biz her zaman buradayız ve seni dinleriz.” gibi.


Son olarak güven konusu ile yazımı bitirmek istiyorum. Sağlıklı ilişkilerin en temelinde güven duygusu yatmaktadır. Güven olmadığında tüm bunlar havada kalacaktır. Anne-babalar çocuklarına güvenmelidir. Çocuk da onların bu güvenini beslemelidir. Peki nasıl? Örneğin; korkutma ya da tehdit etme kişiyi yalana itebilir.  Onlara arkadaşı gibi değil bizzat anne-babası gibi davranın. İdare etmek, yanlışları diğer ebeveynden saklamak sınır koyabilmenizi zorlaştırır. Ve tabi önemsendiğini ve değerli olduğunu hissettirin.
Sevgiler.