Türk milleti olarak bizler olayları sürüncemeye bırakmayı kendi başımıza gelmedikten sonra ciddiye almayan bir milletiz bu konu ile halkımız arasında birçok deyimler mevcuttur bazıları ise nasipse olur, Allah bizi korur, Allah rızkımızı verir, Alın yazısı ne ise o olur, kısmetten fazlası olmaz. İş olacağına varır gibi kendi çıkarımıza yönelik deyimleri uzatmak mümkündür.

Hayatta her konuda elimizden geleni yapmak, çabalamak zorluklar karşısında vazgeçmemek insanın fıtratında var diyerek yaşamımızı sürdürmemiz, bizleri çocuklarımızı, geleceğimizi bilinmeyen yönlere gitmemize sebebiyet vermektedir.

Karaman’da kuraklık sorunu giderek daha kötü boyutlara ulaşmakta gelecek nesilleri iyi bir hayat geçirmeleri için şartları zorlaştırmaktadırlar.

Karaman’da faaliyet gösteren Büyükbaş çiftliklerinde yaklaşık  Altmış bin büyükbaş hayvan mevcut  ve hiç kimsenin bir sorun olarak görmediği, büyükbaş hayvan çiftlikleri, hem havaya gaz salımın da bulunarak  kirliliğine neden oluyor,  tarımda kullanılan su kadar su tüketimine  neden oluyor, bu hayvan çiftliklerinin mutlaka karaman havzasından kaldırılması devlet teşvik vererek suyu bol olan dağ köylerine nakillerinin yapılması hem köylüyü  kentlere göç etmekten kurtaracak, hem de kuraklığın önlenmesi için bir nebze katkısı olacak, bu köylerin başında Taşkale ve Gödet köyleri ilk aklıma gelenlerden.

Tanıdığım birçok çiftçi artık elma ekmekten vaaz geçti veya mevcut elma bahçelerini sökerek getirisi yüksek, fazla su istemeyen, yetiştirilmesi zahmetsiz her yaşta çiftçinin yetiştirebileceği aromatik bitkiler yetiştirmeye karar verdiler.

Köylerde ve de Karaman’da çiftçilik yapma yaşı elli yaş üstüne emanet artık onlarda ağır işlerle uğraşamaz hale geldiler, bunun çaresi ise gençleri tarıma yönlendirecek cazip hale getirecek projeler hazırlanmalıdır.

Zaman geçirmeden karamanda yetiştirilecek tarımsal ürün çeşitlerini belirleyerek az su isteyen katma değeri yüksek ürünler belirleyip çiftçilerimizi yönlendirmeliyiz.

Hemen şu anda üretilen mısır, pancar, yonca üretiminden vaaz geçilmeli bu ürünleri su bakımından zengin bölgelere kaydırılmalı.

Her yıl tarımı yapılacak ürünler arz talep dengesine, çevre dengesi ve çevresel faktörler göz önüne alınarak, çiftçinin en fazla gelir getirici ürünlere göre belirlenmeli.

Çiftçilerin ürünlerinin değerini bulabilmesi için mutlaka kooperatif birlikleri kurulmalı, tarım simsarlarının eline bırakılmamalı.

İlgili kurumların su ihtiyacı çok olan tarım ürünleri teşvik sübvansiyon ve bedava mısır dağıtmak yerine, daha samimi olmaları çiftçilere organik ve kaliteli ürün yetiştiriciliği konusunda, önemli olanın fazla ürün değil marka oluşturacak ürünler yetiştirmeleri ile ilgili eğitimler verilmeli bölgemize has markalar oluşturmalıyız.

Karaman havzasında doğal kuraklığın yanı sıra insan kaynaklı yeraltı sularının vahşice kullanımından dolayı Karapınar’da olduğu gibi obruklar oluşmasına az kaldı, artık her gün Konya ve Karaman’ın çeşitli bölgelerinde derin ve uzun yarıklar oluşmaya başlamıştır; bir an evvel aklımızı başımıza alıp önlemlerimizi almamız sürüncemeye bırakmadan Obruklara ve yarıklara düşmeden akıllı davranmalıyız.