Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC) tarafından ‘Hukuk Devleti’ adlı bir seminer düzenlendi. Seminere katılan Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri, hukuk anlamında bir çok eksikliklerinin olduğunu söyledi.

GGC tarafından Grand Otel’de ‘Hukuk Devleti’ adlı bir seminer düzenlendi. Yapılan seminere, GGC Başkanı İbrahim Ay, Konrad Adenauer Stifung (KAS)Türkiye Temsilcisi Bekir Öncel, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri, STK temsilcileri ve çok sayıda katılımcı katıldı. Seminerde ilk olarak bir açıklama yapan GGC Başkanı İbrahim Ay, öğrenmeye ayrılan zamanın az olmasının işleri daha da zorladığını ifade ederek, “Dünyamız bilginin hızla üretildiği ve aynı hızla tüketildiği bir yapıya bürünüyor. Bilgi güçtür, gücü elinde bulunduran her şeye sahip olabilir. Bilginin sürekli yenilenmesi ve eski bilgilerin geçerliliğini çabuk yitirmesi insanları sürekli öğrenmeye itmiştir. Kendini yenilemeyen insan, bilgi okyanusun da boğulmaya yüz tutuyor” dedi.

"ALMANYA HALEN BİLE NAZİ’YE KARŞI HAZIRLIKLI DURUMDA"

Konrad Adenauer Stifung Türkiye Temsilcisi Bekir Öncel, “Şimdiki çağa bakıyoruz Almanya, ileri demokrasinin çok olduğu bir ülke. 1960’la baktığımızda öyle bir durum söz konusu değil. Almanya halen olası bir nazı saldırılarına karşı kendini koruma altına almak için hazırlıklı bir durumda. Almanya’nın batı kesiminde halen bile toplumun yüzde 20’si yabancı düşmanıdır. Birleşmeden sonra doğusunda kalan kısımda ise, bu oran yüzde 44’e çıkmıştır. Bu çok vahim bir durum ama buna rağmen 1960’larda tekrar demokrasinin gelmesi ile birlikte Nazi rejimi gibi bir rejimin ortaya çıkmaması için çaba gösteriliyor. Almanya’daki durum çalıştırmayı gerektiren bir durum, halen bile çalışılıyor” dedi.

“BİZDE BİR ÇOK EKSİKLİK VAR”

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri ise, nefret suçu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sözeri, nefret suçu ve ayrıcalığın birbirinden farklı şeyler olduğunu ifade ederek, “Nefret suçundan öncelikli olan bir suçtan bahsediyoruz. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının bir tanımı var. Nefret suçunu şöyle tanımlıyor. Mağdurun, mülkün veya işlenen bir suçum hedefinin etnik köken, dil, din, ırk, cinsiyet, yaş gibi olaylarda işlenen suçlardır. Nefret gayet ayrıntılı bir tanım. Nefret suçu dediğimiz zaman ortada bir suçun olması gerekiyor. Nefret suçlarının böyle bir tehlikesi var. Nefret suçları aynı zamanda bir mesaj veriyor topluma. Toplumdaki kırılgan olan o bireylerin korkmasına bir sinmesine neden oluyor. Bu sadece Dink’in öldürülme olayında ki gibi değil. Mala zarar verme bir takım grupların veya kişilerin kapılarını işaretlendirme, mezarlıklarını talan etme gibi şeylerde nefret suçuna giriyor. Bizde birçok eksiklik mevcut “ diye konuştu.