Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, katıldığı Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.

“FETÖ soruşturmaları kapsamında kamudan ihraç edilen, açığa alınan ve görevine iade edilenlerle ilgili güncel rakamları paylaşır mısınız?” sorusuna, “FETÖ’den toplam 125 bin 485 kamu çalışanı işlem görmüş. Bunun 18 bin 331’i göreve iade edilmiş, 94 bin 867’si ihraç edilmiş, 30 bin 618’i de şu anda açıkta” yanıtını verdi.

Müezzinoğlu, bakanlığında ise FETÖ’den toplam bin 143 kişinin işlem gördüğünü belirterek, bunlardan 973’ünün ihraç edildiğini, 170’inin açıkta olduğunu ve 629’unun ise göreve iade edildiğini söyledi.

PKK ve DHKP-C’den açığa alınanların hakkında da bilgi veren Müezzinoğlu, 10 bin 665 açığa alma ve 2 bin 378 ihraç etme olmak üzere toplam işlem gören sayısının 13 bin 423 olduğunu bildirdi.

Bu toplam işlem görenler içinde bin 956’sının iade edildiğine dikkati çeken Müezzinoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında ise bu çerçevede toplam 269 işlem görüldüğünü ve bunlardan 268’inin ihraç edildiğini, bir kişinin ise şu anda açıkta olduğu ifade etti.

Müezzinoğlu’nun paylaştığı rakamlara göre toplam 138 bin 908 kişi kamudan ihraç edildi yada açığa alındı.

KIDEM TAZMİNATI

“Kıdem tazminatında Bakanlığınızın planladığı fon sisteminin içeriği nedir? Bununla ilgili ‘Çalışanların hak kaybı olacak.’ eleştirilerine ne dersiniz?” sorusu üzerine Müezzinoğlu, kıdem tazminatı konusunun, çalışma hayatının temel sorunlarından biri olduğuna dikkati çekti.

40 yıl önce İş Kanunu’yla Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulmasının önerildiğini, ancak bugüne kadar bu fonun kullanılamadığını hatırlatan Müezzinoğlu, 65. Hükümet programında da yer alan çalışmanın, referandumdan sonra yeniden düzenleneceğini belirtti.

Kıdem tazminatı konusunda, nisan ayından sonra gerek işçi, gerek işveren sendikaları, gerekse işçilerle belirli bir noktaya geldiklerini aktaran Müezzinoğlu, şunları söyledi:

“Herkes şunu diyor artık ‘Mutlaka bir fon kurulmalı ama bu fon kurulurken bana daha çok nasıl yarar.’ Öbürü de ‘Ben daha güvenceli nasıl olurum.’ diyor. Burada bizim de hakem rolü üstlenen bir pozisyonla güvenceli olmalı, hakkaniyetli olmalı ve alın terinin hakkını koruyabilmeli. Şu anki kıdem tazminatı, alın terinin hakkını korumuyor. Şu andaki kıdem tazminatından istifade eden çalışan sayımız üçte birin altında. Yüzde 75’i kıdem tazminatından yararlanamıyor. Böyle bir sistem doğru değil.”

Çalışanların tamamının hak ve hukukunu koruyan, sürdürülebilir ve geliştirilebilir Kıdem Tazminatı Fonu’nu, bu yıl içinde hayata geçirmeyi hedeflediklerini bildiren Müezzinoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Özellikle sendikalardaki kendini daha güvencede hisseden vatandaşlarımız, ‘Hak kaybına uğramak istemiyoruz.’ diyorlar. O zaman onlar mevcut koşullarıyla da devam edebilirler ama biz özellikle bundan sonra iş hayatına girecekleri bu fonun güvencesine almak istiyoruz. ‘Benim zaten sendikam var, avantajlarım da iyi. Bu güvenceler bana yeterli.’ diyenleri de serbest bırakacağız.

İster fona girsin, ister girmesin. Fona girmeyenlerin de şöyle bir riski var, en güvenli işveren bile 5 yıl sonra dara girebiliyor. Burada Kıdem Tazminatı Fonu’nun patronların kasalarında birikiyor olması, esasında güvenceleri olmadığının da çok açık bir göstergesi.”

Bakan Müezzinoğlu, “Sendikadan veya kıdem tazminatı ilişkisinden kazanılmış hak söz konusu mu?” sorusuna karşılık, “Bu yüzde 15’i geçmeyen bir kitle ama onlarda bile zaman zaman mağduriyet oluyor. Çünkü bugün için çok güçlü bir firma, 3 yıl sonra dara girebiliyor. ‘Ben iflas ettim, çıkarıyorum. Bir de ödeyemiyorum. Kıyıda kıdem tazminatı ödeyecek param yok.’ diyor. Halbuki bu, fonla birikmeli. Nasıl sigorta primlerini, Maliye vergilerini, sağlık primlerini her ay ödüyorsa bunu da her ay, İşsizlik Fonu’na öder gibi Kıdem Tazminatı Fonu’na bu paranın aktarılması gerekiyor. 2017’de bütün çalışanlar bu şemsiyenin altında olacak” değerlendirmesinde bulundu.