Ülkemizde boşanma istatistiklerinin ilk kez tutulduğu 1930 yılından bu yana boşanmaların 10 kat arttığına dikkat çeken Psikolog Yazar Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin, “Yakında evlere vefa ve fedakarlığın, kalplere huzur veren iklimi değil, hesap ve kitabın ürettiği vehim ve gerginlik hakim olacak” dedi.

İnegöl Kent Konseyi tarafından Kent Müzesi Çok Amaçlı Salonu’nda “Aile İçi İletişim, Problemler ve Önleyici Aile” konulu seminer düzenlendi. Seminerin konuşmacısı Psikolog Yazar Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin, Türkiye’de aile müessesesinin tehdit altında olduğunu söyledi.

Açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah, “Eskiden Avrupa’da aile yok diye konuşulurken, biz göğsümüzü gere gere Türkiye’deki aile yapısının sağlam olmasıyla övünürdük. Avrupa’da olup biten aile trajedilerini duyunca hayretler içerisinde kalırdık. Ne yazık ki biz de istemeyerek de olsa hızlı bir şekilde Avrupalılaşmaya doğru gidiyoruz. Şu anda Türkiye’nin batı bölgelerindeki boşanma oranı yüzde 45’lerde, doğu bölgelerinde boşanma oranı yüzde 20’lerde, İnegöl’deki boşanma oranı ise yüzde 20. İnegöl batıda ama biraz daha iyi görünüyor. Yani her 5 kişiden maalesef biri boşanıyor. Bu gerçekten çok büyük bir tehlikedir. Yani 20 yıl, 30 yıl boyunca kızlarımız, erkeklerimiz çeyiz düzüyorlar. Ardından bir çırpıda boşanıveriyorlar. Bu üzerinde çok durulması gereken en önemli kurumlarımızdan birisidir. Şu anda Türkiye için en büyük tehditlerden birisi de maalesef ailelerdir. Suça bulaşan çocuklarımızın yüzde 60’a yakını bu tür aile problemi yaşayan evlerin çocuklarıdır. Evde ciddi bir huzursuzluk var ve aile boşanmış, işte bu ailelerin çocuklarının yüzde 60’ı suça bulaşıyor. Bu çok büyük bir rakamdır. Yani siz aile yapısını düzeltirseniz Türkiye’de suç oranının çocuklar üzerinde yüzde 60’ını çözmüş olursunuz. Onun için ailelerin ne kadar önemli bir kurum olduğunun altını bir kez daha çizmek lazım. Ayrıca boşanan kadınlarla ilgili bir istatistik var. Boşanan kadınlarımızın yüzde 80’e yakını çalışan kadınlar. Bu enteresan bir şey. Biz hem çalışmayı, hem de mutlu olmayı becerememişiz” dedi.

AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA

“Aile İçi İletişim, Problemler ve Önleyici Aile” konulu seminerin konuşmacısı Psikolog Yazar Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin ise, Türkiye’de aile müessesesinin tehdit altında olduğunu belirterek, “Son 12 yıldır ailenin başına gelenleri kaygıyla takip ediyoruz. 2000 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon 200 bin aile boşandı. Ülkemizde boşanma istatistiklerinin ilk kez tutulduğu 1930 yılından bu yana boşanmalar 10 kat artmış durumda. Evlilikler TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) bildirdiğine göre 5 yıl bile dayanmıyor. Buna bağlı olarak çocuk suçluluğunda da büyük bir artış var. Aile kontrolünden uzak kalan çocuklar uyuşturucu çeteleri ve haz simsarları için kolay lokma haline geliyor. Ailenin bu trajik çöküşü çok derin, çok korkutucu ve çok dramatik bir geleceğin bizi beklediğini gösteriyor. Eğer bu böyle devam ederse, gelecekte boşanmalar normalleşecek. Evlilikler yüzde 50 boşanırım ihtimaliyle yapılacak. Bu durum ferdi şirket ortaklığı kurar gibi sözleşemeye dayalı evlilikler yapmaya itecek. Evlere vefa ve fedakarlığın kalplere huzur veren iklimi değil, hesap ve kitabın ürettiği vehim ve gerginlik hakim olacak. Aile kurumu sorgulanmaya başlayacak. Gençler, madem boşanıyoruz, niye evlenelim diye düşünmeye başlayacak. Uyuşturucu, fuhuş ve şiddet başta olmak üzere bütün adli suçlarda patlama olacak. Psikolojik problemlerde hızlı artışlar olacak. Panik atak, sosyal fobi, obsesyon gibi problemlerle birlikte bebeklik ve çocukluk depresyonu gibi yeni rahatsızlıklar yaygınlaşacak. Geniş aile tarihe karıştığı gibi, anne-baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile de yavaş yavaş tarihin dışına itilecek” diye konuştu.