Tokat’ta bilgisayar programcısı kardeşler ile babaları hobi olarak yapmaya başladıkları Osmanlı dönemi savaş aletlerinde profesyonelleşerek usta oldu. Baba zırh; oğulları ise kılıç, yay, ok üreterek yarışmalarda hünerlerini göstermeye başladı.

Tokat’ta bilgisayar atölyelerini Osmanlı dönemi savaş aletleri atölyesine dönüştüren baba ve oğulları ortaya çıkardıkları eserlerle dikkat çekiyor. 40 yaşındaki bilgisayar programcısı Ercan Erçin’in 2008 yılında ok yapımı ile başladığı, hobisine zamanla kardeşi bilgisayar programcısı 33 yaşındaki Recep Erçin ile babaları 65 yaşındaki Sami Erçin de katıldı. Yay yapımında mesafe kat eden Erçin kardeşler maharetlerini kılıç, ok, kalkanın yanı sıra gürz ve topuzda gösterdi. Sağlık Müdürlüğü’nden emekli olan babaları Sami Erçin ise zırh yapımında profesyonelleşti. Minik demir halkaları büyük bir özen ve sabırla adeta halı dokur gibi işleyen baba Erçin, ortaya güzel eseler çıkardı.

“BU TAMAMEN ECDADIMIZA OLAN SEVGİMİZ”

Ercan Erçin, bilgisayar programcısı iken Osmanlı dönemi savaş aletleri hobilerinde profesyonelleştiklerini söyledi. Kendisinin kılıç, yay ve bileklik yaparken, babasının da zırh yapabileceğini ifade ederek bu işe başladığını kaydetti. Kardeşi Recep Erçin’in ise yaptıkları yay ve diğer savaş aletlerini kullanımında uzman olarak yarışmalara katılmaya başladığını belirten ağabey Erçin, bu işten ticari bir beklentileri olmadığını belirterek, “Osmanlı’yı mehter takımlarında veya bazı dönemlerde kullandığı savaş aletlerini görmek isteyenlerin taleplerini karşılıyoruz. Bu şekilde hem hobimizi yerine getirmiş oluyoruz hem de bu konudaki ihtiyaçları karşılıyoruz. Bu tamamen bizim ecdadımıza olan sevgimiz. Kişi sevdiği gibi olmak ister biz de ecdadımızı seviyoruz. Onların isimlerinin bir şekilde günümüzde de anılması daha iyi tanınması adına çalışmalar yaptık” dedi. Erçin, savaşlarda kullanılan birçok kılıç çeşidini araştırarak birebir orijinallerine yakın modeller ile çok fazla bilinmeyen hafif olduğu için savaşlarda tercih edilen örgü kalkan ürettiklerini sözlerine ekledi.

Recep Erçin ise asıl mesleklerinin bilgisayar programı geliştirerek yazılım yapmak olduğunu belirterek, “Osmanlı’ya olan sevdamızdan dolayı bu işe ailecek gönül verdik. Ağabeyimin yaptığı savaş aletlerinden yay ile yarışmalara ve farklı organizasyonlara katılıyorum. Bu işten ticari beklentimiz yok, sadece isteğimiz bu kültürün yaşatılması” diye konuştu.

“8-9 KİLO AĞIRLIĞINDAKİ ZIRH 20 BİNİN ÜZERİNDE TEL HALKA ÖRÜLEREK BİR AYDA ÜRETİLİYOR”

Baba Sami Erçin, oğullarının savaş aletlerine yönelik çalışmaları sırasında zırh yapmaya karar verdiğini söyledi. Etek kısmında sadece 160 adet, boy kısmında 130 halka olmak üzere 20 binin üzerinde halka bir birbirine geçerek oluşan zırhın ağırlığının 8-9 kilogram arasında değiştiğini ifade eden Erçin, bu zırhları o dönemlerde savaşlarda süvariler at üzerinde giydiği için ağırlık hissetmediğini kaydetti. Erçin, zırh yapımına nasıl başladığını şu şekilde dile getirdi: “Oğullarım ok ve yayla uğraşırken bir gün tel alarak geldiler. Ne yapacaklarını sorduğunda ‘zırh’ yapacaklarını söylediler. Onların bu işe ayıracakları zamanları olmadığı için ben yapmak istedim ve bu şekilde zırh yapmaya başladım. İlk başlarda zırh yapımında kullanılan telleri kendimiz yapıyorduk, sonra hazır getirtmeye başladık. Halka şeklindeki tellerin ağzını açtıktan sonra bir birine geçirerek birleştiriyorum. Onarlı olarak yaptıktan sonra birleştirdiğim parçalar yaklaşık bir aylık çalışma ile zırha dönüşüyor. Yaptığım zırhları mehter takımı kuran kişiler, kostümcüler ile bu işin meraklılarından talep ediyor. İki yılda 15 tane zırh yaptım. Zırh yapımını görenlerden şaşıranlar, giymek isteyenler oluyor. Belediye başkanları zırh giydi, fotoğraf çektirdiler. Ama ben bugüne kadar hiç giymedim.”