İSTANBUL (AA) - Coca-Cola İçecek Türkiye Genel Müdürü Lisani Atasayan, "Türkiye'de gazlı içecek sektöründe hane halkı penetrasyonu çok düşük. Türkiye'deki hanelerin yüzde 65'ine yılda 4 ya da 5 defa bizim ürünlerimiz giriyor. Yaptığımız promosyonlarla haneye girmeye çalışıyoruz" dedi.

Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) tarafından "Tüketici odaklı perakendeci ve tedarikçi verimliliği" temasıyla bu yıl ikincisi düzenlenen "GPD-Ortak Gelişim Kongresi"nde 750 perakendeci, üretici ve tedarikçi bir araya geldi. 

Açılış konuşmasını GPD Başkanı Nihat Özdemir'in yaptığı zirve kapsamında düzenlenen "Analitik Perakende: Gelir Yönetiminde Verimlilik-Promosyon kampanya performansını ölçmek ve geliştirmek mümkün mü?" panelinde katılımcılar konuya ilişkin görüşlerini ve kendi şirketleri içinde yürütülen çalışmalarını aktardı.

Coca-Cola İçecek Türkiye Genel Müdürü Lisani Atasayan, gelir yönetiminde verimlilik ve yeni stratejiler geliştirmenin önemine işaret ederek, "Gelir yönetimini 3 eksende irdelemek doğru olanı... Bunlardan birincisi değişen ekonomi, ikincisi değişen tüketici eğilimi ve tercihleri, üçüncüsü ise hızlı değişen teknoloji" ifadelerini kullandı.

Atasayan, 15-20 yıl öncenin aksine enflasyonun tek haneye düşmesi ile bundan gelir yönetimi ve yapılanmasının çok önem kazandığı bir döneme girildiğine dikkati çekerek, şunları anlattı:

"Biz bu çalışmalara doğru ürünü doğru fiyatla doğru yerde bulundurmakla başladık. Burada kazan-kazan mantığı ile hareket etmek gerekiyor. Hangi ürünü, hangi markayı nerede sattığınız bugün inanılmaz önemli. Bizim değişik kanallarda değişik paketlerimiz olabiliyor, bazı kanallarda verdiğimiz ürünü diğer kanallarda veremeyebiliyoruz. Mesela dönüşümlü şişelerimiz var, 9 yıldır zam yapmadık çünkü bakkal tarafında trafik yaratmamız gerekiyor.

400 ürünümüz var, doğru ürünleri doğru yerde bulundurmak önemli, her şeyi her yerde bulundurmak mümkün değil. Biz hedeflerimizi ya da satışlarımızı litre ile ölçüyoruz. Geçen yıl gerek bayiler gerek satış yerlerimize ciro hedefi vermeye başladık. Gelir yönetiminin bu kadar önemli olduğu bir ortamda çalışanların da aynı frekansta olması önemli, bu yüzden böyle br yönteme başvurduk."

Atasayan, promosyonlar hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Promosyonlara iki eksende baktıklarının altını çizen Atasayan, bu iki ekseni müşterilere yapılan promosyonlar ve tüketiciye yansıyan ulusal promosyonlar olarak tanımladı.

Tüketiciye yansıyan promosyonların kendileri için çok önemli olduğunu dile getiren Atasayan, "Türkiye'de gazlı içecek sektöründe hane halkı penetrasyonu çok düşük. Türkiye'deki hanelerin yüzde 65'ine yılda 4 ya da 5 defa bizim ürünlerimiz giriyor. Yurt dışında bu çok yüksek seviyede. Aynı şekilde kişi başı tüketim de yine çok düşük seviyede. Promosyonlarla haneye girmeye çalışıyoruz. Daha az tüketen ya da hiç tüketmeyen tüketicileri bu promosyon döneminde ürünlerimizle buluşturmak istiyoruz" görüşünü paylaştı.

Atasayan, eskiden gazlı içecek sektöründe ciddi bir mevsimsellik olduğunu söyleyerek, "Yaptığımız promosyonlar çerçevesinde bu da değişti. Diğer yandan yine değişim olarak bakarsanız, eskiden promosyonda kaç kapak geri döndü ona bakıyorduk, şimdi artık kaç yeni tüketici kazandık, var olan tüketicilerin tüketimi ne kadar arttı ona bakıyoruz. Promosyon yönetimi çok fazla önem kazanmaya başladı" diye konuştu.

 

- "Promosyona karşıyız"

 

BİM İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi Başkanı Galip Aykaç da verimliliği sağlarken insan kaynağı, tedarikçiler, finansman ve altyapı kaynaklarının doğru kullanılması gerektiğini belirtti. Ülke olarak sektör bazında insan kaynağı konusunda oldukça zor durumda olunduğunu dile getiren Aykaç, şunları kaydetti:

"Henüz daha perakendeyi meslek olarak kabul etmeyen insanlarla birlikte çalışmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda bir takım mesafeler alındı ama yeterli değil. Biz de kendi formatımızın gereği olarak kendi insan kaynağımızı kendimiz eğiterek iyi hale getirmeye çalışıyoruz.

İlginç bir şey açıklayayım; eylül ayı sonu itibarıyla sadece BİM'de çalışan 31 bin çalışanımız var ama İnsan Kaynakları departmanımız yok. Tedarikçi kısmına gelince, onunla bir zincirin halkasıyız dolayısıyla onlarla da verimli çalışmak zorundayız. Burada da bir kısım sorunlarımız var hala... Altyapı konusunda ve finansman verimliliğine de dikkat etmek gerekiyor." 

Aykaç, bilgi kaynağını doğru kullanarak verimliliğe katkı sağladıklarını anlatarak, "Şirket olarak becermeye çalıştığımız bir şey var; modelimiz 'Becerebildiğin işi yap, beceremediğinden uzak dur'u uygulamaya çalışıyoruz. Bunu görebilmek adına da kısa testler yapıp bunu görüyoruz, sonra da karar verip yürüyoruz" dedi.

Promosyon konusuna da değinen Aykaç, promosyonun planlı yapılması durumunda tüketiciye yansıdığını fakat şirketlerin birbiri ile yarışması halinde ortaya enteresan manzaraların çıktığını söyledi.

Aykaç, BİM olarak promosyon yapmadıklarını, bunun yerine kaynakları verimli kullanarak maliyeti düşürmek yoluyla oluşan fiyatları tüketiciye sunduklarını, haftalık ya da aylık promosyonlar yerine tüketicinin 12 ay boyunca kendilerinde uygun ürün bulabildiğini dile getirdi.

Konunun sadece fiyat olmadığının ve markanın asıl gücünün altında yatan şeylerden birinin de kalite olduğunun altını çizen Aykaç, "Ürün iyi değilse ne kadar ucuz olsa da alıcı bulamıyor. Konuyu fiyat bazlı tüketicinin önüne koyduğumuzda hep beraber kaybediyoruz. Geldiğimiz noktada tüketicinin lehine olan her şeyi ona vermeye çalışıyoruz, promosyona karşıyız" bilgisini de verdi.

Unilever Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Altınok, küresel ekonomik gelişmelere değinerek, bundan sonraki süreçte ekonomilerin daha zor büyümesi nedeniyle dünyanın sektöre yardım etmeyeceğini vurguladı.

Perakendenin, şirketlerin farklılaşması ve markalaşmasının önemini kavraması ile sorunların çözülebileceğini savunan Altınok, "Perakendenin kendini marka olarak görmesi çok önemli, format işin ikinci adımı. Verimlikte ve gelirde birinci alınacak önlem budur. Türkiye tamamen fiyat rekabetine kayan bir ülke" değerlendirmesinde bulundu.

Altınok, promosyonların şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğinin altını çizerek, promosyon kültürünün alışverişçi tipine özel yapılması halinde başarı sağlayacağını aksi takdirde başarısızlığın kaçınılmaz hale geleceğini sözlerine ekledi.