BİNGÖL (AA) - Başbakan Davutoğlu, Meclis'teki bütçe görüşmeleriyle ilgili, "Bakın dün hiç birbirlerine laf etmediler. Tek parti zihniyetine sahip CHP, diğerlerine laf etmedi. Bu ülkenin doğusunda, güneydoğusunda gelip selam veremeyen MHP, diğerlerine laf etmedi. HDP, terör örgütünün sözcüsü olan o parti, diğerlerine laf edemedi. Hep beraber bize saldırdılar" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni Spor Salonu'nda düzenlenen 18 tesisin toplu açılış törenin yaptığı konuşmaya, Zazaca selamlayarak başladı. Vatandaşların doğum gününü kutlaması üzerine, "Hoş bulduk, Bingöl benim ikinci evim" diyen Davutoğlu, kente Başbakan olarak ikinci kez geldiğini, Dışişleri Bakanı olarak da daha önce sık sık ziyaret ettiğini söyledi.

Muhalefet partilerinin 2016 yılı bütçe görüşmeleri sırasında, birbirlerine laf etmediğini söyleyen Davutoğlu, "Bakın dün, hiç birbirlerine laf etmediler. CHP diğerlerine laf etmedi. Bu ülkenin doğusunda, güneyinde, gelip selam veremeyen MHP, diğerlerine laf etmedi. HDP terör örgütünün sözcüsü olan o parti, diğerlerine laf edemedi. Hep beraber bize saldırdılar. Hodri meydan, kim çıkarsa çıksın karşımıza, ister tek başına, ister hep birlikte, biz buradayız. Türkiye'deyiz, doğudayız, batıdayız, kuzeydeyiz, güneydeyiz. Her bir ilimizdeyiz ve her yerde, her meydan okumaya karşı dimdik ayaktayız. Çünkü Türkmen yiğitler de bizimle Zaza yiğitler de bizimle Kürt yiğitler de bizimle" ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin, bölgenin huzura kastettiler"

Davutoğlu, bölücü terör örgütünün barış ve huzur ortamı yerine, halkını ateşe veren Esed rejimi ile işbirliği halinde, kanlı bir etnik ve mezhebi çatışmanın tarafı olmayı tercih ettiğini belirterek, "Türkiye'nin, bölgenin huzura kastettiler. Huzura kasteden güçlerin taşeronu, piyonu haline geldiler. Bugün Çözüm Süreci'nin durmasının tek sorumlusu, silahların gölgesine saklanmaktan vazgeçmeyenlerdir. 2013 martında 'silahları terk edeceğiz' sözünü verdikten sonra 2014'te, 2015'te ve şimdi 2016'da şehirlerimizi, ilçelerimizi silah deposu haline getirmeye çalışanlar, işte Çözüm Süreci'ni durduranlar da bitirenler de onlardır. Bütün vebal, onların omuzlarındadır" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "Terörden medet umanlar, elini tetikten çekmeyenler hiç iflah olmayacaklar. Şimdi tehdit ediyorlarmış, 'daha önce Cizre'de, Sur'da, Silopi'de bu terörü başlattık', bahar gelince kuzeye, Bingöl'e, Van'a ve diğer illerimize yayacaklarmış. İşte buradan diyorum, baharında da yazında da kışında da güzünde de ülkenin her yerinde varız, her yerinde olacağız. Bizi kimse korkutamaz" diye konuştu.

"Refandumda çok daha büyük bir oranla 'evet' diyeceğinizi biliyorum"

"Gündemi öldürme, yok etme, yıkma olanlara inat bizim gündemimiz yaşatmadır, imardır, inşadır, kalkınmadır, birliktir, beraberliktir, dirliktir, ebediyete kadar kardeşliktir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Son 13 yılda olağanüstü hamleler yaptık. Her bir hamlede de Bingöl'ü yanımızda gördük. Türkiye'yi dönüştürme, daha özgür kılma, kalkındırma yolculuğumuzda hep yanımızda oldunuz. Bundan sonra da bizim yanımızda olmaya devam edecek misiniz? Bundan sonra da terör örgütünün karşısında dimdik, AK Parti'nin yanında dimdik ak alınla durmaya devam edecek misiniz? Yüzde 32 ile başlayan desteğiniz, yerel seçimlerde yüzde 57'lere, genel seçimlerde yüzde 67'lere ulaştı. Hele o referandumlarda... Bingöllü 'daha çok özgürlük' çağrımıza yüzde 95,3 ile muazzam bir ses verdi, omuz verdi, destek verdi. İnşallah anayasamızı Ankara'da, sizlerin de onayıyla yaptıktan sonra, referandumda çok daha büyük bir oranla 'evet' diyeceğinizi biliyorum."

Kendilerinin, bölgenin yiğit çocuklarının ellerine tablet verirken, terör örgütünün ise silah verdiğini, taş verdiğini, bomba verdiğini anlatan Davutoğlu, "Aramızdaki fark bu. Bilsinler ki biz hiçbir gencimizin o çukurlarda, o barikatlarda, bu dağlarda herhangi bir şekilde hayatının kararmasına artık izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Biz 2001'de yola çıkarken bu memlekette insanlar dilleri, kültürleri, inançları, kılık kıyafetleri sebebiyle aşağılanıyordu. Ayrımcılığa tabi tutuluyordu. Biz o aşağılanlar, o mazlumlar adına yola çıktık. Şimdi geldiğimiz noktada ise Allah'a şükürler olsun ki o ayıplardan hiçbir eser kalmadı. Güzel Kürtçe'yi, güzel Zazaca'yı yasaklayan zihniyetten burada, Bingöl'de güzel Kürtçe, güzel Zazaca'yla yiğit Zazaları, yiğit Kürtleri selamlayan bir Başbakan geldi. Aradaki fark bu."